Şampiy10
Magazin
Gündem

“Nihai çözüm öncesi büyük kapışma”

.

ABONE OL
Vatan Haber

Bir yanda PKK, dağda ve şehirde peş peşe saldırılar düzenleyerek “devrimci halk savaşı” hazırlıkları yapıyor. BDP, içindeki bütün tartışmalara ve itirazlara rağmen TBMM’ye gitme konusunda ayak diriyor ve seçim öncesinde düzenledikleri ve hayli etkili olan “sivil itaatsizlik” eylemlerine benzer yeni bir kampanyanın işaretlerini veriyor.

Diğer yanda güvenlik güçleri dağda ve kentlerde operasyonlarını sürdürüyor, jetler düzenli olarak Irak’ın kuzeyindeki PKK hedeflerini bombalıyor, daha önemlisi geniş kapsamlı olma ihtimali hayli yüksek bir kara harekatının altyapısı oluşturulmaya çalışılıyor.

Bir de bunlara karşılıklı yapılan son derece sert açıklamaları eklediğinizde Türkiye’yi nerdeyse bir felaketin beklediği düşünülebilir, ama yıllardır Kürt sorununu yakından izlemeye çalışan bir gazeteci olarak, görünürdeki bütün olumsuzluklara rağmen, çözüm için son derece umutluyum. Örneğin 17 Ağustos günü şöyle yazmıştım: “Bugün itibariyle havanın kurşun gibi ağır olduğu tartışılmaz. Fakat kurşun gibi ağır havaya rağmen barışa her zamankinden daha yakın olduğumuz yolunda bir tespit yapmak hiç de kolay olmayacaktır. Yine de son günlerde yaşadığımız gerilimin belli bir noktaya kadar tırmanıp bir süre sonra yeniden ‘normalleşme’ yaşayacağımız kanısındayım.”



Tabii ki bu görüşlerime itibar eden pek olmadı. Analiz yapmayıp temennilerimi dile getirdiğimi söyleyenler, beni saflık derecesinde iyimser bulanlar oldu. Zaten mevcut olan gerilimin bu yazının ardından daha da artmasıyla iyimser bakış açımı pek fazla seslendiremez oldum. Ta ki düne kadar.

Dün bazı gazetelerde gördüğüm şu cümle bana son derece moral verdi: “Büyük meselelerde bazen nihai çözümler, bütün kozlar oynandıktan sonra gelir.” Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay Ankara’da bir grup gazeteciyle sohbetinde böyle demiş ve hemen ardından Kürt sorununda nihai aşamada olduklarını belirtmiş.

Büyük kapışmanın üç coğrafyası

Kimileri Atalay’ın bu sözlerini “PKK son kozlarını oynuyor ama Tamil Kaplanları gibi sonları yakın” şeklinde okumak isteyecek ve okuyacaktır. Bana göreyse Atalay burada PKK’ya ek olarak devletin de bütün kozlarını oynamakta olduğuna vurgu yapıyor. Sonuç olarak her iki tarafın da nihai çözüm arifesinde ellerini alabildiğine güçlü tutmak istediğine tanık olduğumuz söylenebilir. Bunu “nihai çözüm öncesi büyük kapışma” olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır.

Bu tanımın bir tarafında “nihai çözüm”, yani olumlu bir gelişme; karşısındaysa “büyük kapışma”, yani olumsuz bir durum var. Bu “büyük kapışma” üç farklı coğrafyada gerçekleşeceğe benziyor: 1) Irak’ın kuzeyi ki bir kara harekatı durumunda gözler esas olarak buraya çevrilecektir; 2) Güneydoğu ki PKK son günlerde sadece kırsal alanda değil kent merkezlerinde de çok tedirgin edici saldırılar düzenliyor; 3) Büyük şehirler ki PKK ne zaman Irak ve Güneydoğu’da kendini sıkışmış hissetse “kör terör” eylemleriyle çatışmayı farklı alanlara kaydırmak istemiş ve bunda belli ölçülerde başarılı olmuştur.

Görüldüğü kadarıyla PKK bu “büyük kapışma”nın bir an önce yaşanması için elinden geleni yapıyor. Umarım Türkiye bu aşamayı olabildiğince hızlı ve az hasarla atlatır ve bir an önce Kürt sorununda nihai çözüm noktasına varır.

*****


Savcılara teşekkürler

Odatv davasının iddianamesi açıklanıp kabul edildikten sonra, neden hakkında yazmadığımı soranlar oldu. Bunun kabaca iki nedeni var:

1) Öncelikle, arkadaşlarımızın özgürlüklerinin gasp edilmesini meşrulaştırmak için bin dereden su getirmiş “savcıperver” bazı meslektaşlarımızın neler yazacaklarını merak ettim ama şu yazıyı kaleme alana kadar seslerinin çıktığını görmedim.

2) Aslında yazacak pek bir şey de yok. En fazla, arkadaşlarımızın sadece gazetecilik yaptıklarında, Ergenekon’la alakaları olmadığında ısrar eden bizleri haklı çıkarttıkları için savcılara teşekkür edebiliriz.

Bu vesileyle Ahmet ve Nedim’e bir kez daha sevgilerimi gönderiyor ve kendilerinden sabretmeye devam etmelerini rica ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Hoşçakalın
  2. Yine PKK-Hizbullah çatışması ve yine “yesinler birbirlerini” aymazlığı
  3. (IŞ)İD’in Türkiye’ye ettiği ve edebileceği kötülükler
  4. Kobani ile PKK’yı, PKK ile de (IŞ)İD’i eşitlerseniz
  5. Kürtler Kobani'de kaybederse Türkler kazanmış mı sayılacak?
  6. Hükümet, tezkere, Kobani, Öcalan: Bir dizi tuhaflık
  7. Bir dönüm noktası olarak Kobani: (IŞ)İD ve PKK üzerine notlar
  8. Kobani için diplomasi ihtiyacı
  9. Washington Kürt Konferansı: Tek gündem Kobani direnişiydi
  10. Savaşın Türkiye’ye sıçrama ihtimalleri

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.