MHP ve BDP rahat, AKP ile CHP tedirgin
.
Yeni yasama yılında TBMM’ye bir Salı günü ilk kez gittim ve kendimi tam bir krizin ortasında buldum. Tabii ki dokunulmazlık krizinden söz ediyorum. Ortada Meclis’i, dolayısıyla siyasi hayatımızı yakından ilgilendiren bir kriz var ama grubu bulunan 4 partiden ikisinin yaşanan ve yaşanması muhtemel gelişmelerden pek şikayetçi oldukları söylenemez. Bunlardan ilki tabii ki BDP’nin tam uç kutubunda yer alan MHP. İkincisiyse siyasi yasağı nedeniyle bağımsız olan Aysel Tuğluk’u da eklersek 10 milletvekilinin dokunulmazlığı tehlikede olan BDP.
Dün Meclis’te BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’ye “Başbakan çok kararlı” dediğimde hiç tereddütsüz “Olsun, biz de çok kararlıyız” karşılığını verdi. Tıpkı Kürkçü gibi 10 vekil arasında yer alan Eşbaşkan Gültan Kışanak da dokunulmazlık konusuna beklenenden az değindiği grup konuşmasında son derece açık ve net mesajlar verdi. Bunlardan ikisinin altını özellikle çizdim. Örneğin “bir yolunu bulur sizi yine rahatsız etmeye devam ederiz” diyerek Meclis’in Kürt siyasi hareketi için mecralardan sadece biri olduğunu vurguladı. İkinci mesaj daha anlamlıydı. Başbakan’ın 1994’te DEP milletvekillerinin tutuklanmasını hatırlatanlara yönelik söylediği “1994 ile 2012’nin koşulları çok farklı” sözlerini doğrulayan Kışanak şöyle devam etti: “Tabii ki bugün 1994’e benzemez. Kürtleri bu kez kovarsanız bu sefer Meclis’e gelip gelmemeyi düşünürler. 1994 tekerrür etmez.”
Fire endişesi
Burada bir parantez açıp AKP liderinin 1994’ü hatırlatıp iktidar partisine uyarıda bulunan “birileri”ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü de dahil edip etmediğinin hayli merak uyandırmış olduğunu söyleyelim. Gül olmasa da Erdoğan’ın partisinden, medyaya rahatsızlıklarını alenen dile getirmiş olan Diyabakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ve Batman Milletvekili Ziver Özdemir başta olmak üzere bazı isimleri muhatap aldğı kesin. Nitekim dün AKP milletvekilleri Meclis’te değil parti genel merkezinde bir araya geldi ve toplantının basına kapalı bölümü 2.5 saat sürdü. Siyasi partiler, yasa gereği, dokunulmazlıklarla ilgili oylamalar için grup kararı alamıyorlar ancak Erdoğan’ın milletvekillerini kendi çizdiği hattan sapmamaları konusunda net bir şekilde uyardığını öğrendik.
Dokunulmazlık konusu iktidar partisini sadece fire ihtimali nedeniyle değil sonrasında yaşanabilecek olumsuzluklar noktasında da endişelendiriyor. Eğer BDP’liler bu dönemde dokunulmazlıklarını kaybeder, hele hapse girerlerse AKPnin bunun travmatik etkilerinden uzun bir süre kurtulamayacağını öngörebiliriz.
Eski ile yeni arasındaki
Benzer bir endişeyi taşıyan diğer parti ise CHP. Ana muhalefet partisi, lideri Kılıçdaroğlu’nun ifadesiyle “ya hep, ya hiç” stratejisini beimsemiş durumda. Yani diğer dosyaların gelmemesi halinde, her ne kadar yapılanları tasvip etmeseler de BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kalkmasına evet demeyecekleri anlaşılıyor. Ancak ortada çok ciddi iki sorun var:
1) Erdoğan’ın son anda gündeme getirdiği, yüz kızartıcı suçların da işin içine katılması önerisinin CHP’yi tatmin edip etmeyeceği belirsiz;
2) CHP, BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kalkması konusunda “evet” de dese “hayır” da dese, çok parçalı bir halde olan parti grubunun ve buna paralel olarak CHP tabanının bir bölümü kesinlikle tatmin olmayacaktır.
Şöyle ki, Kürt sorununda uzun bir süredir statükocu bir perspektifi benimsemiş olan CHP’nin dokunulmazlıkların kalkması yönünde oy kullanması şaşırtıcı olmazdı. Fakat böylesi bir tavır Kılıçdaroğlu’nun “yeni CHP” iddiasının da berhava olması anlamına gelir. Yani CHP eski ile yeni arasında sıkışmış olmanın bedelini bu krizde bir kez daha ödeyeceğe benzer.
Ne olur?
Dün görüp işitip konuştuklarımın ardından dokunulmazlıklar konusunda şu hızlı sonuçlara vardım:
1) İşin içine yeni dosyalar da katılır ve bu da belli bir gecikmeye yol açar;
2) Bu süreçte Başbakan dokunulmazlıklar konusunu işlemeyi ve sürekli sıcak tutmayı sürdürür;
3) BDP durumdan pek de rahatsız olmaz;
4) Sadece BDP’liler hakkında oylama yapılırsa sanılanın aksine AKP’den ciddi bir fire olmaz, buna karşılık CHP’de oylar dağılabilir.
5) MHP’ye de “AKP sonunda bizim çizgimize geldi” diye proganda yapar.