MHP AKP’ye komplo mu kuruyor?
.
Geçen yıl Ağustos ayının sonlarında dört gün Ankara’da kalmış ve izlenimlerimi 1 Eylül günü “MHP’nin soluğu AKP’nin ensesinde” başlıklı yazıda kaleme almıştım. Burada AKP’nin birçok kurmayının sohbetlerimizde sözü kısa sürede MHP ve Bahçeli’ye getirip, bu partinin izlediği stratejiden takdirle ama aynı zamanda endişeyle söz ettiklerini belirtmiş ve bunlardan birinin şu sözlerini aktarmıştım: “MHP çok iyi gidiyor. Anlaşılan işimiz çok zor.” Bir başkasıysa “Şaşırtıcı bir şekilde başarılılar, daha şimdiden bizden birkaç puan kazanmış olabilirler” demişti.
Aradan daha bir yıl geçmeden AKP’lilerin ve bu partiye yakın isimlerin MHP’den ciddi olarak kaygılandıklarını ve hatta ondan korktuklarını görüyoruz. Bu noktada MHP’nin türban konusunda AKP’ye vermiş olduğu desteğin dönüm noktası olduğu açıktır.
Şöyle ki, başlangıçta AKP çevreleri MHP’nin açık kartıyla mest oldular ve gerçek anlamda “toplumsal mutabakat” aramaları gerektiği uyarılarına kulak tıkadılar. AKP ile MHP’nin, DTP desteği de alan Anayasa değişikliklerinin akıbeti ortada. Üstelik bu adımın AKP’ye açılan kapatma davasının temel tetikleyicisi olduğu da çoğunluk tarafından kabul ediliyor.
Bölükbaşı’nın suçu
İşte bu noktada bazı AKP’liler “MHP bizi tuzağa düşürdü” diye itiraf bile edebiliyorlar. Bir de sorumlu bulmuşlar: Diplomat kökenli MHP Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı. Kanıtları da Balçiçek Pamir’in 8 Mayıs günü Habertürk’te yazdıkları. Pamir’e göre Bölükbaşı bir gece sofrasında ağzından “MHP’nin türban çıkışı tamamen benim fikrim. Olaylar güzel gelişti. Parti kapanacak! Zaten amacım partinin kapatılmasıydı” diye kaçırmış. Bu iddiaları Bölükbaşı’ya sormuştum, o da bana hemen Pamir’in söz konusu yazısını çıkartıp, en baştaki “Ankara dedikodusu”nu göstermişti: “AKP kapatılırsa Başbakan Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için bağımsız aday olacak mı?” Ardından bana şu soruyu yöneltti: “Böyle bir şey yazan birinin inandırıcılığı olabilir mi Allah aşkına?”
AKP’liler Bölükbaşı ile birlikte, milletvekili olmayan eski bir yüksek bürokratın da MHP lideri Bahçeli’nin iktidar partisine karşı stratejisini belirlediğini kulislerde fısıldıyorlar. Yakında bu isim etrafında üretilmiş komplo teorilerini de AKP yanlısı bir gazetede görürsek şaşırmayalım.
“Dönüm noktası türban” dedim ancak AKP’de MHP’ye yönelik kızgınlığın açıklanamayan esas nedeni Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Çünkü Erdoğan’ın Gül’ün yerine Vecdi Gönül gibi “sorun çıkartmayacak” bir ismi düşündüğü, Bahçeli’nin “oturumlara katılacağız” açıklamasıyla bu planı bozmuş olduğu artık netleşmiş sayılır. Dolayısıyla Erdoğan’a yakın isimler “başımıza ne geliyorsa Gül’ün Çankaya’ya çıkması yüzünden” diye düşünüyor ve bu nedenle MHP’ye kızıyorlar.
Komplo olsa ne olur?
MHP hakkında komplo teorileri üreten AKP’lilerin hatalarını şöyle sıralayabiliriz:
1) Bahçeli’yi danışmanlarının her dediğini yapan biri olarak tasvir edip onun gücünü ve liderlik kapasitesini görmezden geliyorlar;
2) “Devletin bekası” kaygısının, MHP’nin illa devletin bazı kurumlarıyla gizli kapaklı ilişkiler yürüttüğü anlamına gelmeyeceğini anlamıyorlar;
3) Seçimden bu yana geçen sürede MHP’nin oldukça istikrarlı bir çizgi izlediğini, yalpayan tarafınsa AKP olduğunu görmüyorlar veya görmek istemiyorlar.
Kaldı ki, MHP’nin AKP’ye karşı komplolar tezgahladığını varsaysak bile burada eleştirilecek biri varsa, o da bütün güç ve imkanlarına rağmen bu komploları kavrayamayan ve “tuzağa düşen” AKP’dir.
Son olarak, AKP çevrelerinde hakim olan bu yaklaşım nedeniyle Cumhurbaşkanı Gül’ün, Bahçeli’nin önerisine tereddütle yaklaşacağını kestirebiliriz. En azından kendisine “sakın tuzağa gelmeyin” diye yoğun uyarılar yapıldığı anlaşılıyor.