Şampiy10
Magazin
Gündem

Kürt sorununda ortak aklın peşinde

.

ABONE OL
Vatan Haber

Sosyal Sorunları Araştırma Ve Çözüm Derneği’nin (SORAR) Kürt sorunu üzerine düzenlediği toplantıların dördüncüsü 21 Şubat 2008 günü Ankara’da yapıldı. Hemen hemen her siyasi görüşte siyasetçi, akademisyen, yazar ve gazetecilerden oluşan 24 kişi katıldığı toplantıdan birkaç saat sonra Kuzey Irak’a yönelik kara harekatı başladı. Nitekim toplantıda muhtemel bir kara harekatının çapı ve doğurabileceği sonuçlar da geniş olarak ele alınmıştı. “Kürt sorununda siyasetin sınırları” başlıklı beş saat süren bu kapalı toplantıdan bazı notlar aktarmak istiyoruz:

AKP’ye verilen süre tükeniyor

* Türk ordusu PKK’yı Kuzey Irak’ta tasfiye edemez

Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesi teknik açıdan mümkün ancak siyasi ve ekonomik açıdan zor. Günde 20 milyon dolarlık bir maliyet var. Türkiye kısa süreli giriş çıkışlar yapacak ve ABD ile birlikte hareket edecek. Ancak böylesi bir harekatın psikolojik etkisi dışında bir etkisi olmaz. Türkiye’nin Irak’ın rızası dışında oraya asker göndermesi bir işgaldir. ABD bunu yapar ama bedelini öder. Türkiye’nin bedel ödeyecek lüksü yok. Bir kara harekatında Peşmerge güçlerinin zarar verebileceği hesapları yapılıyor. Ama Barzani’nin saldırma olasılığı yok. Böyle bir risk almaz. Türkiye de eninde sonunda Barzani’yi bir unsur olarak tanımak zorunda.

* PKK cephe savaşına girmez

PKK bu konuda deneyimli. Bir kara harekatına PKK hazırlıklıdır, cephe savaşına girmez. Türkiye’nin Kandil’e kadar gitmesi olağanüstü bir durum olur. Bu tüm Ortadoğu’yu etkiler. PKK’nın tümden ön plana çıkmasına ve Iraklı Kürtleri arkasına almasına neden olur. PKK’ya zarar verir ama psikolojik açıdan çökertmez. PKK sıkıştırma üzerine şekillenen bir hareket. Bu duruma da hızla adapte olur. PKK tasfiye olmaz, teslim olmaz. Böyle bir opsiyon mümkün değil. Kara harekatı İran ve Suriye Kürtlerini de etkiler ve PKK’ya destekleri artar.

* Kara harekatında Türkiye Kürtleri kaybeder

Bir kara harekatında Türkiye bütün Kürtleri kaybeder. Bu çok riskli ve göze alınacak bir operasyon değil. Kuzey Irak’taki kara harekatını PKK’ya karşı değil, Kürtlere karşı olarak algılar.

* Kara harekatı sorun olmaz

Kara harekatı ABD’nin kontrolü altında olursa geniş sorunlara neden olmaz. Operasyon son derece sınırlı olur. Ancak bu operasyon PKK’yı bitirmez.

* AKP’ye verilen kredi tükeniyor

Kuzey Irak’a yönelik bombalamalar Kürtler üzerinde olumsuz etki yapıyor. AKP’ye verilen kredi 22 Temmuz’dan sonra hızla tükeniyor. Batman’da yaşananlar bunun sonucu. Batman’da olanlar PKK kadrolarının tepkisi değil, halkın tepkisi... AKP’ye yönelik tepki artıyor. AKP Kürt sorununda son sözü söyledi mi, söylemedi mi bir beklenti var.

* Kosova modeli Kuzey Irak’a uygulanmaz

Kosova’nın bağımsızlığı Sırbistan’ın cezalandırılmasıdır. Türkiye bir Miloseviç çıkarmadıkça Amerika Kürtlere devlet vermeyecektir. Kosova Kuzey Irak’a uygulanabilecek bir model değildir.

* Türkiye eski yıllara nazaran daha güçlü

Türkiye’nin önceki yıllara göre PKK konusunda eli daha güçlü.Türkiye-Moskova ilişkileri de tarihte olmadığı kadar sıcak, hatta son 500 yılın en iyi ilişkileri yaşanıyor. Avrupa’daki elitin PKK’ya baskısı daha da fazlalaşmış durumda.

* Devletin geleneksel Kürt politikası iflas etti

Kürt meselesi hükümetleri aşan bir mesele. Hangi hükümet gelirse gelsin Kürt politikası uygulama şansına sahip değil. Hiçbir siyasi partinin programında Kürt sorunuyla ilgili bir madde yok. Cumhuriyet yapılanırken Kürt meselesini güvenlik meselesi olarak görüp güvenlik güçlerine havale etti. Bu hâlâ devam ediyor. AKP’nin Kürt sorunuyla ilgili bir çözüm formülü yok. Kürtlere yaklaşım konusunda AKP belki daha fazla insaflı ama eli kolu bağlı. Hükümet bu konuları devletin üst düzeyiyle tartışmalı ve devlet politikası oluşturmalı. Devletin geleneksel Kürt politikası iflas etmiştir.

* Devletin hiçbir zaman Kürt politikası olmadı

Devletin Kürt politikası hiçbir zaman olmadı. Zaman zaman raporlar hazırlandı. Sonra bunlar rafa kaldırıldı. Türkiye’de Kürt sorunu nasıl algılanıyor? Herkesin algıladığı Kürt sorunu farklı. Siyasetçilerle halkın bu soruna bakış açısı farklı. Bölgedeki ağalarla insanların bakış açısı farklı. 1996 yılında yapılan bir araştırmada Batı’da yaşayan Kürtlerin ayrı devlet isteği doğudakilerden fazla çıktı. Devlet hangi Kürtlerin taleplerini ciddiye alacak? Yine de önemli olan Türklerle Kürtlerin arasına kan girmemesi. Bu bir fırsat. Kürt sorunu demokratikleşme esasında halklar barıştırılmalı.

* Türkiyelilik kavramı tutmaz

Türkiyelilik kavramı, Osmanlılık kavramıyla aynı. Nasıl Osmanlılık tutmadıysa Türkiyelilik de tutmaz. Ancak geçici bir pansuman görevi görür. Hep Kürtlerin endişeleri üzerinde duruluyor ama Türklerin endişeleri konuşulmuyor. Kürtlerin kafasında ayrı devlet isteği var. Söz konusu taleplerle ortak yaşam olmaz.

* Etnik çözümler gerçekçi değil

Bugünkü çözümler ulusalcı ve etnik çözümlerdir. Ortadoğu’nun tarihinde bu tip çözümler yoktur. Kürtlerin yüzde 60’ı Batı’da yaşıyor ve üstelik bölgede başka etnik unsurlar da var. Birlikte yaşama projesi öne çıkmalı. Sonuç olarak Irak’a Kürdistan, Türkiye’ye demokrasi. Ayrımcılığı Kürtlerin büyük bir çoğunluğu istemiyor. Anadilde eğitim hakkı dahil tüm haklar verilmeli. Ancak anayasada din, dil ırak ve mezhebe vurgu yapılmamalı. Sivil ve demokratik anayasa olmalı. Kürt meselesinin çözümü etnik bir federasyonla olmaz.

* Tıkanıklık noktasına gelindi

2002 yılında daha elverişli bir ortam vardı. Ama adım atılmadı. Milliyetçi dalga çözüm şartlarını zorlaştırıyor. 2007 seçim sonuçları o bölgede kimlik siyasetinin anlamlı olmadığını gösteriyor. Batı bölgelerinde ırkçı söylemler yükseliyor. Doğuda ise DTP düşüşte. Bir çıkmaz var. Tıkanıklık noktasına gelindi. AKP’nin devletle ilişkisi problemli. Bu yüzden umut vaat ediyor. Ama Kürt meselesinde çok zigzag çizdi. AKP ve DTP’nin ortak hareket etmesi gerek. Ama parlamentodaki aritmetik buna izin vermiyor. AKP’nin korkaklığı DTP’nin saldırganlığı sorunu çözümsüz kılıyor.

* CHP ve MHP’den açılımlar gelebilir

AKP sosyal politikalarla Güneydoğu’dan oy almaya çalışıyor. Gelecekte CHP ve MHP’den Kürt sorununa ilişkin açılımlar gelebilir. Asker-AKP ilişkilerinde normalleşme olur ancak AKP-Kürtler ilişkisinde durum tam tersi olur.

* Türkiye kırılma noktasına doğru ilerliyor

1984 ile 2008 kıyaslaması yaparsak Türkiye, ciddi bir kırılma noktasına doğru gidiyor. 1984 yılında şehit cenazeleri nasıl kaldırılıyordu? Şimdi nasıl kaldırılıyor? Şehit cenazelerinde neler yaşanıyor? Önceleri terörist cenazeleri nasıl toprağa veriliyordu? Şimdi neler yaşanıyor? Bütün bunları karşılaştırmak gerekiyor. Önce mevcut durumu saptamak lazım. Cumhuriyeti nasıl kurtarabiliriz ona bakmak lazım.

DİLE GETİRİLEN BAZI GÖRÜŞLER

* Af tek başına sorunu çözmez

AffIn amacının iyi belirlenmesi lazım.Amaç var olan silahlı çatışmaya son vermek ise bu son derece yararlı olur.. Ancak af kendi başına sorunu çözmez. PKK’lılar bir cezadan kurtulmak için dağa çıkmadılar. Belli idealler için dağa çıktılar. Bir proje ortaya çıkmadıkça PKK’lılar teslim olmaz. Devlet yeniden politika oluşturmalı ve gereklerini yerine getirmeli. En azından işaretlerini vermeli. Bunları oluşturduktan sonra af ilan edilmeli. Ayrıca affın kapsamı geniş olmalı ve sivil hayata adaptasyonları için de projeler geliştirilmeli.

* Af için toplumsal mutabakat olmalı

Af konusunda koşullar uygun değil. Toplumsal mutabakatın olmadığı durumda af çözüm olamaz.

* Af sorunu daha da çözümsüz kılar

Af işe yaramaz. İşi daha da çözümsüz kılar. Devletin bir Kürt politikası var. İnkarcı ve asimilasyoncu bir politika. Bunun yanlışlığı üzerinde tartışmak gerekiyor. Batıdaki Kürtlerde ayrılıkçılık oranı daha fazla. DTP’nin dışlanması AKP’nin politikaları değildi. Devletin Kürt politikasındaki politikasızlığıydı.. Türkiye’nin bir Irak politikası da var. Sadece mevcut durumu kabul etmek istemiyorlar.

* Af olumlu bir sinyal olabilir

Af ilan edilse bile herkes dönmeyecek. Bir devlet projesi lazım. PKK’yı hesaba katmak lazım. Devlet güven vermeli. Önce proje olacak. Sonra af ilan edilecek... Afta göz ardı edilen bir şey var: Dağdakiler, cezaevindekiler ve yurtdışındakiler. Topyekun olarak düşünmeli ve önce siyasi proje, rehabilitasyon ve ekonomik reformlar yapılmalı. Sonra af ilan edilmeli. AK Parti ikna edilmeli. Ak Parti de devleti ikna etmeli...

* Af için iklim uygun değil

DTP’nin talebi Apo’nun tecritten çıkması. Ama tecrite karşı çıkarken kendilerini tecrit ediyorlar. DTP’ye çok da fazla rol yüklememek gerekiyor. Ankara’daki siyasal ilişkilerinde hayal kırıklığı yaşıyorlar. Şu anda af konusunda toplumsal iklim uygun değil. DTP’nin cesaretlendirilmeye ihtiyacı var. Diğer siyasi aktörlerden de destek gerekiyor. AKP’nin de teşvik edici olması lazım.

YARIN: l 10 Mart 2008’de İstanbul’da düzenlenen “Kara harekatı sonrası PKK ve Kürt sorunu” toplantısından notlar

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Hoşçakalın
  2. Yine PKK-Hizbullah çatışması ve yine “yesinler birbirlerini” aymazlığı
  3. (IŞ)İD’in Türkiye’ye ettiği ve edebileceği kötülükler
  4. Kobani ile PKK’yı, PKK ile de (IŞ)İD’i eşitlerseniz
  5. Kürtler Kobani'de kaybederse Türkler kazanmış mı sayılacak?
  6. Hükümet, tezkere, Kobani, Öcalan: Bir dizi tuhaflık
  7. Bir dönüm noktası olarak Kobani: (IŞ)İD ve PKK üzerine notlar
  8. Kobani için diplomasi ihtiyacı
  9. Washington Kürt Konferansı: Tek gündem Kobani direnişiydi
  10. Savaşın Türkiye’ye sıçrama ihtimalleri

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.