Şampiy10
Magazin
Gündem

Kılıçdaroğlu Washington’da ne umuyor, ne bulabilir?

.

ABONE OL
Vatan Haber

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kalabalık bir heyetle geldiği Washington’da ilk gün (pazar), sabah Wall Street Journal’a mülakat verdi, ardından gün boyu, ABD’de yaşayan Türklerin temsilcileriyle bir araya geldi. Akşam da partisinin Washington temsilciliğinin açılışını yaptıktan sonra ABD’deki bazı Yahudi kuruluşlarının temsilcileriyle yemek yedi.

Bugünden itibaren çok daha yoğun bir temas trafiği söz konusu. Daha önce Ankara’da görev yapmış olan İngiltere Büyükelçisi Peter John Westmacott ile kahvaltısının ardından Beyaz Saray’a geçecek olan CHP lideri burada, Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Avrupa işlerinden sorumlu olan Karen Donfried ile görüşecek. Daha sonra Brookings Enstitüsü’nde konuşma yapacak olan Kılıçdaroğlu’nun bir sonraki durağı, Brookings gibi Demokrat Parti’ye yakın olan bir başka düşünce kuruluşu Amerikan İlerleme Merkezi olacak. CHP liderinin Kongre’deki temasları da bugün başlıyor. Akşam Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyeleriyle yemek yiyecek olan Kılıçdaroğlu ertesi günkü akşam yemeğinde de Demokrat temsilcilerle bir araya gelecek.

CHP lideri son gün (çarşamba) yakınlarda Partilerüstü Siyaset Merkezi adına yayınladıkları “Söylemden Gerçekliğe: ABD’nin Politikasını Yeniden Çerçevelemek” başlıklı raporla hükümetin tepkisini çekmiş olan ABD’nin eski Ankara büyükelçileri Morton Abramowitz ve Eric Edelman’la buluşacak. Daha sonra da Johns Hopkins Üniversitesi’nde Gezi konusuna ağırlık vereceği bir konuşma yapacak.

Tarihi olabilmesi için

Washington’da Aralık 2004-Haziran 2007 arasında gazetecilik yaptım. Herhangi bir muhalefet partisinin böyle bir programına tanık olmadım, sonra olduğunu da duymadım. Sadece AKP’nin kurulmasının ardından R. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının kendilerini anlatmak için geldikleri Washington’da, Ankara’nın engellemeleri sonucu pek fazla muhatap bulamamış olduklarını biliyorum. Bu açıdan bakıldığında Kılıçdaroğlu’nun ziyaretini “tarihi” olarak niteleyebiliriz. Ancak tarihi sıfatını sahiden hak edebilmesi için, ziyaretin geleceği bariz bir şekilde belirlemesi gerekir.

Peki, olabilir mi? Teorik açıdan pek fazla sorun yok. Öncelikle, çok kapsamlı ve yoğun bir program söz konusu. Açıkçası, bu kadarını beklemediğimi itiraf etmeliyim. Bunda CHP’nin ABD’deki yeni, genç ama son derece dinamik teşkilatının payı olsa gerek. Sonuçta Kılıçdaroğlu’nun görüşmediği pek kimse kalmayacak. Kuşkusuz Obama yönetimiyle temasın “alt düzey” olması bir sorun, ama daha üst düzey olması şu koşullarda mümkün olamazdı; olsaydı muhakkak daha büyük sorun çıkardı.

İkinci olarak, Washington’da CHP’ye belli bir ilgi söz konusu. Ne var ki bu ilginin ana kaynağı CHP’nin kendisi değil de AKP hükümeti, hatta daha çok Başbakan Erdoğan. Ankara’nın bazı temel iç ve dış konularda izlediği politikalardan memnun olmayan Amerikalıların muhtemel alternatifleri değerlendirmeleri, bu bağlamda CHP’yi de merak etmeleri normal.

Ne söyleyecek?

Bu merak ve ilginin bir şekilde desteğe dönüşmesiyse Kılıçdaroğlu’nun (tabii ki kurmaylarının da) göstereceği performansa bağlı. Toplantılar, çalışma yemekleri, konuşmalar yapılması muhakkak önemli ancak daha önemli olan, CHP liderinin buralarda neler söyleyeceği; söylediklerinin muhataplarının ilgisini çekip çekmeyeceği; onları tatmin edip etmeyeceği.

Washington’da bir müddet yaşamış olanlar bilir: Bu şehirde hiç ummadığınız kişilerin Türkiye hakkında hiç beklemediğiniz derinlikte (kimi zaman da sığlıkta) bir bilgiye ve bakış açısına sahip olabildiğini görürsünüz. Yine hiç ummadığınız bir yerde söylediğiniz herhangi bir söz, ummadığınız bir şekilde (sizin için olumlu ya da olumsuz) sonuçlara yol açabilir.

Kısacası Kemal Kılıçdaroğlu’nu Washington’da yoğun, yorucu, kısa ve uzun vadede yaratacağı etkiler belirsiz bir program bekliyor. Sonuçları ne olursa olsun CHP liderinin bu ziyareti yapmış olması bile başlı başına önemli ve olumludur.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Hoşçakalın
  2. Yine PKK-Hizbullah çatışması ve yine “yesinler birbirlerini” aymazlığı
  3. (IŞ)İD’in Türkiye’ye ettiği ve edebileceği kötülükler
  4. Kobani ile PKK’yı, PKK ile de (IŞ)İD’i eşitlerseniz
  5. Kürtler Kobani'de kaybederse Türkler kazanmış mı sayılacak?
  6. Hükümet, tezkere, Kobani, Öcalan: Bir dizi tuhaflık
  7. Bir dönüm noktası olarak Kobani: (IŞ)İD ve PKK üzerine notlar
  8. Kobani için diplomasi ihtiyacı
  9. Washington Kürt Konferansı: Tek gündem Kobani direnişiydi
  10. Savaşın Türkiye’ye sıçrama ihtimalleri

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.