Kerhen Gökçek
.
AKP’nin önümüzdeki yerel seçimlere çok ama çok önem verdiğini uzun zamandır biliyoruz. Fakat bugüne kadar tanık olduğumuz çok sayıda olay ve gelişme AKP’nin bu seçimlere pek de iyi hazırlanmadığını; kendisine çok da fazla güvenmediğini ve yaptığı hatalar nedeniyle birçok kritik yerde şansını azalttığını düşündürtüyor.
AKP’nin aday belirleme ve bunları duyurma stratejindeki dikkat çeken yönlerin altını çizmeye çalışalım:
1) Adayların parça parça açıklanması parti iç demokratik mekanizmaların ne kadar güçlü olduğunu göstermek yerine, mevcut belediye başkanlarının bazılarının parti yönetimi (özellikle de lideri Erdoğan) nezdinde “daha muteber” oldukları yolunda bir izlenime yol açtı. Dolayısıyla parti içi çekişmeleri artırdı. Örneğin Adana’da Aytaç Durak yeniden aday gösterilmeyeceğini düşünerek önce istifa etti, ardından MHP’ye katıldı.
2) Parça parça açıklama stratejisi heyecanı olumlu bir şekilde adım adım yükseltmek yerine parti içi gerilimleri tırmandırdı. Özellikle Gökçek’in adaylığının ilanının geciktirilmesi “Çin işkencesi” türünden yorumlara neden oldu.
3) Normalde Ankara, Gaziantep ve Erzurum Büyükşehir Belediye başkanlarının durumu önümüzdeki hafta belli olacaktı. Fakat bu isimlerin itibarlarının daha fazla zedelenmemesi uyarıları üzerine iki dış gezisi arasında apar topar bir program yaratıldı. Yine de Gökçek, Güzelbey ve Küçükler’in daha yolun başında epey yaralanmış oldukları kesindir. Küçükler’in Erzurum’da işinin çok kolay olduğu söylenebilir. Fakat Güzelbey’in aynı ölçüde rahat olduğu ileri sürülemez. Hele Gökçek’in CHP adayı Karayalçın’a karşı mücadeleye birkaç puan geriden başladığı ortada.
4) Bursa’da Hikmet Şahin, Samsun’da Yusuf Ziya Yılmaz ve Sakarya’da Aziz Duran’ın durumlarının çok daha kritik olduğuysa açık. İktidar partisinin bu illerde başka adaylarla seçime girmesi yüksek bir ihtimal ama bunların kim olabileceği hakkında bir netlik yok.
5) Erdoğan mevcut 46 il belediye başkanından 18’i ile yola devam edeceklerini açıkladı. Geri kalanların akıbeti ve eğer yeniden aday gösterilmeyeceklerse yerlerine kimlerin konacağı da belirsiz.
6) AKP bir yandan elindeki başkanlıkları koruma konusunda acemilikler yaparken yeni başkanlıkları nasıl kazanabileceği üzerine de fazla ipucu vermedi bugüne kadar. Örneğin Diyarbakır, İzmir, Eskişehir, Trabzon, Mersin, Çankaya (Ankara), Kadıköy, Şişli, Bakırköy, Beşiktaş (İstanbul) kimleri aday göstereceği meçhul. Şu ana kadar yapılan haber ve yorumlar, iktidar partisinin elinin altında çok parlak seçeneklerin bulunduğunu düşünmemize yol açmıyor.
Birikmiş faturalar
Görüldüğü kadarıyla bu seçimlerin en ilginç ve çekişmeli yarışı Ankara’da yaşanacak. Bir yanda 15 yıllık başkanlığın sağladığı her türden birikim, nüfuz ve ilişkiye, tabii bütün bunlara bağlı olarak yıpranmışlığa da sahip olan Melih Gökçek, karşısındaysa hep siyasetin içinde olmakla birlikte uzun bir süredir geri planda kalmış olan ve bu sayede kendisini “yeni” olarak sunabilme şansına kısmen sahip olan Murat Karayalçın.
Gökçek, siyasi kariyerinde pek çok vahim hata yaptı (örneğin Fazilet Partisi kapatıldıktan sonra Erdoğan liderliğindeki yenilikçilerde gelecek olmadığını düşünüp Demokrat Parti’nin başında sağın liderliğine soyunmuştu.) ama bunların karşılığında ciddi bir fatura ödemedi. Bu durum onda aşırı bir özgüvene yol açtı. Kendisini “dokunulmaz” ve “yenilmez” sandı. Fakat CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu karşısında bütün büyüsü bozuldu. İşte o andan sonra geçmişteki faturalar birer birer önüne çıkarılmaya başlandı.
Gökçek’in sorunu, yıllardır kendisine diş bilemiş olan bazı partidaşlarının da bu furyaya katılmış olmasıdır. Bir iddiaya göre, dün kendisine “kardeşim” diye hitap eden Erdoğan da artık Gökçek defterinin kapatılmasını düşünenlerden biriydi.
Fakat karşısına daha güçlü bir isim çıkmaması; aday gösterilmemesi halinde AKP aleyhine çalışma ihtimali gibi nedenlerle iktidar partisi “kerhen” de olsa Gökçek’le yola devam dedi.
Adaylığı güç bela elde edebilen Gökçek’in dördüncü kez seçilmesi çok daha zor olacağa benziyor.