Kazananı olmayan bir savaş
.
İsrail’in saldırganlığının ilk kurbanları tabii ki Filistin halkı, özellikle de kadınlar, çocuklar, yaşlılar, hastalar... Ancak İsrail’in Gazze’ye karşı yürüttüğü son harekâtın bedelini sadece Filistinli masum siviller ödemeyecek. Daha önce de defalarca örneğini gördüğümüz gibi İsrail halkı da, kendi devletinin gözü dönmüş öfkesinden dolaylı olarak payını alacak.
Sadece halkı değil İsrail’i yönetenler de kısa süre içinde önlerinde yüklü bir fatura bulacaklar. Yaklaşan seçimler öncesi seçmen gözünde itibarları artmış gözüken ve büyük ihtimalle bunun meyvelerini sandıkta devşirecek olan iktidar ortakları yakın bir gelecekte topraklarında yaşanacak yeni Hamas saldırıları karşısında epey sarsılacaklar.
Birkaç günü kalmış Bush’u bir kenara bırakalım ancak Barack Obama’nın İsrail saldırganlığı karşısında kılını kıpırdatmaması, yeni dönemde ABD-İslam dünyası ilişkilerininin toparlanabileceğini umanlarda büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Eğer Obama, Müslümanların zihinlerini ve gönüllerini gerçekten kazanmak istiyorsa, işe yılların en büyük adaletsizliklerinden olan Filistin sorunuyla başlaması gerektiğini herhalde biliyor olmalı.
Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan yönetimlerinin de Gazze’de yaşananlardan birinci derecede sorumlu olduklarını ve buna bağlı olarak ağır bir bedel ödemelerinin söz konusu olacağını söyleyebiliriz. Kendi ellerinde büyüttükleri Hamas’ın daha sonra İran ve Suriye’nin güdümüne girmesinden fazlasıyla rahatsız olan bu ülkelerin yöneticileri eğer Hamas’ın askeri yöntemlerle tasfiyesi, hatta zayıflatılmasının mümkün olduğunu düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Yaptıkları hatayı yüzlerine en sert biçimde kendi kamuoyları ve ülkelerindeki İslami hareketler çarpacaktır.
El Fetih başta olmak üzere Hamas karşıtı Filistinli gruplar da sürecin hiç de kendi lehlerine gelişmeyeceğini, tam aksine kendi tabanlarının daha fazla Hamas’a doğru kayacağını anlamış olmalılar ki bir-iki gündür üsluplarını değiştirmeye çalışıyorlar. Fakat geç kalmış olabilirler.
Üç tür Hamas
Şimdi şu soruyu sormanın zamanı: Hamas karşıtı cephenin bu saldırılardan kârlı çıkmayacak olması Hamas ve destekçilerinin kazanacağı anlamına mı geliyor? Birçok kişi bu souya “evet” cevabı veriyor. Onlara göre Hamas çok ağır kayıplara uğrasa bile gerilla taktikleriyle İsrail ordusunu epey hırpalayacak ve bu saldırıdan çok daha güçlenmiş olarak çıkacak.
Birçok doğruyu içermesine rağmen bu yaklaşıma katılmıyorum çünkü kazananı olmayan bir savaşla karşı karşıya olduğumuz düşünüyorum. Hamas’ın kazanıp kazanmayacağını anlamak için bu hareketi üç ayrı boyutta incelemek lazım:
1) İslamcı bir toplumsal hareket olarak Hamas;
2) İslami bir direniş örgütü olarak Hamas;
3) İslamcı bir iktidar partisi olarak Hamas.
Bilindiği gibi Hamas, yıllar önce Filistin Müslüman Kardeşler hareketi olarak özellikle toplumsal alanda faaliyet yürütüyordu. Finansmanını da büyük ölçüde Körfez ülkelerinden ve Mısır’dan alan Müslüman Kardeşler’e, El Fetih’i zayıflatacağı için İsrail de göz yumar, hatta önünü açardı.
Müslüman Kardeşler o kadar güçlendi ki, bir aşamadan sonra, tabanının da baskısıyla İsrail işgaline karşı silahlı mücadeleye başladı ve Hamas adını aldı. Hamas özellikle ikinci intifada sürecindeki performansıyla direnişin en güçlü odağı haline geldi.
Filistin Özerk Yönetimi’nin kurulmasının ardından Hamas, başta direnmesine rağmen bir süre sonra yasal siyasi sürece dahil oldu ve 2006 başında birinci parti seçildi. El Fetih’in alabildiğine yıpranmış olmasından istifade eden Hamas Gazze şeridinde mutlak hakimiyet kurdu ve Batı Şeria’da da belli bir güce erişti. Fakat bu süre içerisinde Filistin halkının kangren olmuş sorunlarını çözebilme noktasında hiçbir inisiyatif geliştiremedi.
Kabus gibi bir gelecek
İsrail’in Gazze harekâtının, Filistin halkının beklentilerini karşılayamayan Hamas’a, iktidar partisi olmaktan çıkıp yeniden bir “direniş örgütü”ne dönüşme imkanı sağladığı ortadadır. Bu bakımdan Hamas ilk başta kârlı çıkıyor gözükmektedir. Fakat bir süre sonra ortam yatışıp İsrail ordusu geri çekilince, yönetim kadrosu büyük darbe almış olan Hamas, zaten sefil olan altyapısı iyice çökmüş, daha da yoksullaşmış bir Gazze’de (Filistin’de) yeniden iktidar partisi fonksiyonu görmeye başlayacak.
Eğer 2006’dan bu yana izlediği stratejiyi sürdürmeye çalışırsa, ki ilk işaretler bu yönde, Hamas’ı uluslararası arenada yine yalnızlık, ekonomik ambargo ve abluka, kısacası tam bir çaresizlik bekliyor olacak.