Gerekirse ölene kadar buradayız!
Adeviyye Meydanı “islamcılık öldü” diyenleri tekzip ediyor
Vatan Haber
Mursi yandaşları, Müslüman Kardeşler ve onlara yakın isimler Adeviyye Meydanı’ndan ayrılmıyor. Dün meydanda toplanan kalabalığın nabzını tuttuk.
Kadın-erkek, genç-yaşlı hepsi aynı şeyi söylüyor: “Oylarımızla seçtiğimiz Mursi geri gelene kadar meydandan ayrılmayız!”
Önceki gün Kahire’nin Rabiat’ül Adeviyye Meydanı’nda, foto muhabiri arkadaşım Burak Kara ve tercümanımız, gazeteci Metin Turan’la saatler geçirdik. Gündüz kalabalığı yeterince etkileyiciydi, ama esas akşam, Ramazan’ın ilk teravihini kılıp ardından ilk sahurunu yapmak için on binlerce kişinin toplanmış olduğunu görmek çok çarpıcıydı (Hatırlatalım: Mısır’da Ramazan Türkiye’den bir gün sonra başladı).
‘Hakkımızı alacağız’
Müslüman Kardeşler (İhvan) ve onlara yakın isimler bu meydanda, Tahrir Meydanı’nda toplanan muhaliflerin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yürüyüp Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye komplo düzenleme ihtimallerini bertaraf etmek için toplanmışlar. Ama Mursi ordu tarafından devrilince, Adeviyye’de toplanmayı, onun tutulduğu Cumhuriyet Muhafızları Kışlası’na yakın olduğu için sürdürmeye karar vermişler. Bir süredir Mursi’nin başka bir yere nakledildiği söyleniyor ama İhvan’ın meydandaki bekleyişi sürüyor.
Peki ne zamana kadar? Dün yine Adeviyye’deydik ve bu ve ilişkili soruların yanıtlarını aradık. El Ezher Üniveristesi’nde hocalık yapan 30 yaşındaki Mahmut Seyyid, “Oylarımızla seçtiğimiz Mursi geri gelene kadar buradayız. Bizler gururumuz, şerefimiz için yaşayan insanlarız. Ta ki hakkımızı alıncaya, gerekirse ölünceye kadar buradayız” diyor. 63 yaşındaki emekli memur Mahmud Mustafa Ebu Halid ise benzer bir şekilde konuşuyor: “Allah bana 30 yıl daha verse yine burada beklerim. İnşallah burada, alnımdan ve göğsümden vurularak şehit düşerim.”
Şehadet ve barış
“Şehadet” bu meydanda toplanan kadınlı-erkekli, her yaştan insanın nerdeyse ortak kavramı. Başlangıçta sembolik bir anlamı olan bu kavram, Pazartesi sabahı yaşanan katliamla sahici bir anlam kazanmış. Adeviyye’deki konuşmalar bir şekilde dönüp dolaşıp o sabaha geliyor. Örneğin o olaylar sırasında kardeşi Muhammed tutuklanan Safa Hasan Hüseyin adındaki 40 yaşındaki kadın “kardeşimin telefonunu arayınca bana polisler cevap veriyor. Kendisinden haber alamıyoruz” diye şikayet ediyor ve 10 gündür meydanda olduğunu, ölünceye kadar da beklemeyi sürdüreceğini söylüyor.
‘Protestolarımız barışçıl’
İlginç olan, sürekli şehit olmaktan söz eden Mursi taraftarlarının, konuşmalarında ısrarla protestolarının “barışçıl” çizgiyi aşmayacağını vurgulamaları. Örneğin 27 yaşındaki yayıncı Muhammed Hasan, “Seçtiğimiz Cumhurbaşkanı’nın yeniden göreve gelmesini istiyoruz. Sokaklara çıkarak, tamamen barışçıl yöntemlerle, halkın baskısını devreye sokarak bunu da başaracağız inşallah!” diyor ve şöyle devam ediyor: “Bizim tek gücümüz barışçıl gösterilerdir. 25 Ocak devriminden nasıl başarıyla çıktıysak şimdi de aynı şekilde davranacağız. O kadar arkadaşımızın öldürülmesine rağmen şiddete başvurmamış olmamız da bunun kanıtı.”
Medyaya öfke
Adeviyye Meydanı’ndakiler Mısır medyasına çok öfkeliler. Askeri darbeyi destekleyen veya yeterince eleştirmeyen Batı ülkelerine de kızgınlar ama Batılı gazetecilere pek itirazları yok. Tabii ki hükümetin ilk andan itibaren takındığı tutum nedeniyle Türkiye’ye, dolayısıyla bizlere de çok sempatik bakıyorlar. Buna karşılık darbeyi destekleyenlerin de Türkiye’ye ve bizlere çok sıcak bakmadıkları da ortada. Son olarak şunu söylemek istiyorum: Adeviyye Meydanı’nda dolaşırken aklıma sık sık Prof. Mümtazer Türköne ve onun “İslamcılık öldü” tezi geldi. Benim yerinde, sizlerin de muhtemelen televizyon ekranlarında gördükleriniz tam da bu tezin tekzibi niteliğinde. Dünyanın ilk ve en güçlü İslamcı örgütlenmesi olan Müslüman Kardeşler, yediği darbelere rağmen ayakta ve bunu da esas olarak İslamcı çizgisini koruyarak, hatta daha da güçlendirerek sağlıyor. Fakat bu İslamcı vurgunun, İhvan’ın, bir süre önce belli ölçülerde yakınlaşmış olduğu kitlelerle mesafenin yeniden açılmasına neden olduğu da ayrı bir realite.
Kahire büyükelçimiz bakanlığa çağrıldı
Mısır, Türkiye’nin askeri darbeyi kınama kararına tepki gösterdi. Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı, Mısır Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak, Türkiye’nin rejim değişikliği karşısındaki tavrı protesto edildi. Mısır resmi haber ajansı MENA’nın haberine göre Mısır Dışişleri yetkilileri Türkiye Büyükelçisi’ne, Ankara’nın “darbeyi kabul edilemez bulduğu” yolundaki açıklamalarının Mısır’ın iç işlerine karışmak anlamına geldiğini savunarak Türkiye’yi uyardı.
Tahliye hazırlığı
Büyükelçi Botsalı, Mısır’daki Türk vatandaşlarının tahliyesine ilişkin ise şunları söyledi: “Henüz tahliye söz konusu değil ama olağanüstü durum için hazırlığımız var. Bugün bulunduğumuz noktada 2011’de yaşanan türden alarm verici bir durum yok. Olağanüstü hal durumunda devletin her zaman hazırlığı vardır. Devletimiz muktedirdir.”
Mısırlı gazeteci ölümünü çekti!
Pazartesi yaşanan katliamda ölen Mısırlı gazeteci Asım’ın keskin nişancıları çekerken, kendi ölümünü de kaydettiği ortaya çıktı...
Mısır’da Mursi yandaşlarının Kahire’deki Cumhuriyet Muhafızları kışlası önünde yaptığı protesto gösterisi geçen pazartesi günü kana bulanmış, sabaha karşı kalabalığa askerlerin açtığı ateş sonucunda 51 kişi hayatını kaybetmişti. Katliamda ölen 26 yaşındaki Mısırlı gazeteci Ahmed Asım’ın kendi ölümünü çektiği ortaya çıktı. Meydanda kamerasıyla çekim yapan Mursi yanlısı Al-Horia Wa Al-Adala muhabiri Asım, çatışma başladığında kışlanın giriş kısmındaki binanın üzerindeki keskin nişancıları fark etti. Kayıtta olan kamerasını bu yöne gazeteci bir kaç saniye çekim yaptıktan sonra keskin nişancı asker namlusunu Asım’a doğru yöneltiyor ve ardından kamera kaydı sona eriyor. Telegraph gazetesi, kafasından vurulan gazetecinin hastaneye kurşun isabet eden kamerasıyla götürüldüğünü yazdı. Görüntülerin daha sonra fark edilerek Mursi yandaşları tarafından sosyal paylaşım sitelerine yüklendiği belirtildi. (VATAN DIŞ HABERLER)
YEMEN BASININDAN ŞOK İDDİA:
Yemen’deki silahlar İhvan’a mı gidiyordu?
Yemen’de önceki gün ele geçirilen Türk yapımı silahların Sudan üzerinden Mısır’a sokularak Müslüman Kardeşler’e (İhvan) verilmek istendiği öne sürüldü. Türk limanlarından ayrılan yabancı bandıralı “Svetla” adlı gemiye Kızıl Deniz’deki Zoqar adası yakınlarında Yemen sahil güvenlik ekiplerince düzenlenen operasyonda, 20 bin silah yakalandığı açıklanmış, aralarında Türklerin de bulunduğu geminin 8 kişilik mürettebatının gözaltına alındığı belirtilmişti. Svetla isimli geminin Comoros bayraklı olmasına rağmen armatörünün Kocaeli merkezli Sargem Denizcilik şirketi olduğu ortaya çıkarken, Yemen El-Mutemer haber sitesi, silahların Türkiye tarafından Mısır’daki Müslüman Kardeşler’e gönderildiği öne sürüldü. Yemenli güvenlik uzmanı Al El-Koraşi’nin iddiasına göre gemideki silahlar, Yemen’de karaya indirildikten sonra botlara yüklenerek Sudan’a götürülecek, buradan da kara yolu ile Mısır’a sokulacaktı. Türkiye Yemen hükümeti El-Koraşi’nin iddialarının gerçekten uzak olduğunu açıkladı. Sudan ordusu da dün yaptığı açıklamada, Türk silahlarının Sudan üzerinden Mısır’a sokulacağı haberlerini yalanladı. (VATAN DIŞ HABERLER)
’Mursi güvenli bir yerde’
Fransız haber ajansı AFP, Mısır Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Abdelatty’nin gazetecilere yaptığı açıklamada Muhammed Mursi’nin darbeden sonra şu an güvenli bir yerde olduğunu, kendisine henüz bir suçlama yöneltilmediğini söylediğini yazdı. Habere göre Sözcü Badr Abdelatty, “Mursi güvenliği için gizli ve güvenli bir yerde bulunuyor. Kendisine saygılı ve itibarlı bir şekilde davranılıyor. Şu ana kadar kendisine henüz bir suçlama yöneltilmiş değil” dedi.