Şampiy10
Magazin
Gündem

Diyarbakır saldırısı PKK’da kırılma noktası oluşturdu

.

ABONE OL
Vatan Haber

Sosyal Sorunları Araştırma Ve Çözüm Derneği’nin (SORAR) Kürt sorunu üzerine üçüncü toplantısı 12 Ocak 2008 günü Diyarbakır’da yapıldı. Toplantı PKK’nın 3 Ocak günü şehirde gerçekleştirdiği ve 5 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının öncesinde planlanmıştı. Nitekim İstanbul, Ankara ve Diyarbakır’dan siyasetçi, akademisyen, yazar ve gazetecilerden oluşan 26 katılımcı, Kürt sorununa ek olarak söz konusu saldırının ardından yaşanan gelişmeleri de tartıştılar. Yaklaşık beş saat süren toplantıda “Kürt sorununda yeni bir dönem mi başlıyor?” sorusu soruldu ve yanıtı aranmaya çalışıldı.

DİLE GETİRİLEN BAZI GÖRÜŞLER

Kürt sorununda yeni bir dönem mi başlıyor

Katılımcıların büyük bir bölümü Diyarbakır’daki son saldırının Kürt sorununda yeni bir döneme girildiğinin işareti ve PKK içinde bir kırılma noktası oluşturduğu üzerinde uzlaştı. Patlamanın, Kürt çevreleri ve DTP içinde ciddi sarsıntılara yol açtığı, PKK’nın dış dünyadaki desteğinin büyük ölçüde azaldığı vurgulandı. Toplum bombalama olayını kınama konusunda aydınlardan ve sivil toplum kuruluşu yöneticilerinden daha ileride. Halk örgüte karşı hiç bu kadar net bir tavır almamıştı. 10 yıldır halk PKK’ya karşı ilk kez bu kadar tepkili ve cesur. Bu saatten sonra halk Diyarbakır’da örgütün yapacağı her türlü şiddet eylemine karşı duracaktır. Yıllardır kimlik mücadelesi verile verile kişiliklerde aşınma oldu. Ama halkın kafasında bu saldırı bir dönüm noktası oldu.

* Dağlıca altın vuruştur!

Dağlıca bir altın vuruştur. PKK askerin üzerinden AKP’yi vurmayı amaçladı. Ancak beklenen olmadı. AKP soğukkanlı davrandı. Sonuçta PKK’nın beklentisinin aksine Dağlıca askerle AKP arasındaki sorunların rafa kalkmasına yol açtı. Tüm bunlara kızgınlıkla Diyarbakır saldırısı yapıldı.

* Yeni dönem yok

Bazı katılımcılar Kürt sorununda yeni bir dönemin başladığı yönündeki saptamaya karşı çıktı. Bu kişiler umutlanmaya vesile olabilecek yeni bir dönemin başlamadığını, hatta seçimden sonra yaşanan sürecin kendilerini daha kötümser kıldığını vurguladılar. Güneydoğu’daki AKP ile Batı’daki AKP’nin farklı olduğunu, iktidar partisinin bir Kürt politikası üretemediğini savundular. AKP’nin sorunu sosyal yardımlar ve ekonomik perspektifle çözebileceğini sandığını, askerin sertlik yanlısı tutumunu savunur duruma geldiğini belirtip “AKP en azından bu sorunla ilgili olarak gündelik hayatı rahatlatıcı ve yasakları gevşetici adımlar atarsa iyi olur” diye konuştular.

Kimilerine göreyse “yeni bir dönem” değil, “yeni bir durum” söz konusu. DTP’de şiddeti ilkesel olarak reddeden bir tavır gözlenmiyor. TSK’da da militarizm dışında sorunu çözme arayışı yok. PKK’da da ciddi bir tutum değişikliği görülmüyor. Bununla birlikte DTP’de farklı kanatların var olduğu yolunda bazı işaretler ve beklentiler var. Emekli paşaların bazı özeleştiri sözleri de TSK’da bir tavır değişikliği olarak algılanıyor.

* Türkiye yol ayrımında

Kuzey Irak’taki Kürt federe devletini ya kabul edeceksin ya da düşman göreceksin. Türkiye artık bu eşiği geçti. AKP bu süreci iyi yönetti. Eğer AKP bir şeyler yapıyormuş gibi davranıp geri adım atarsa sorun birkaç misli olarak geri döner. AKP rehavete kapılmış gibi. Sorun geçiştiriliyor. Yeni dönemde DTP’nin de, Kürtlerin geçirdiği evrime uygun olarak kendini yeniden tanımlaması gerekiyor. Ancak büyük görev AKP’nin. İktidar partisinin “sivil anayasa” hazırlıkları çok önemli. Ancak bir makyaj anayasası değil, sorunları çözecek bir anayasa olması lazım.

* AKP-TSK ittifakı

Kürt sorununda akut sorun devletin katı tutumudur. Devletin hemen hemen her konuda vatandaşına karşı takındığı şüpheci tavırdır ki AKP de aynı şeyi yapıyor. “Tek vatan, tek millet ve tek bayrak” lafını dünya litaratürüne çevirdiğinizde karşınıza faşizm çıkar. Bu sözleri söyleyen Recep Tayyip Erdoğan’dır. İkinci akut sorun ise bugün bir “muhafazakâr-otoriter ittifakı”nın söz konusu olmasıdır. Yani AKP-TSK ittifakı tehlikelidir. Ne var ki bu ittifak uzun süreceğe benziyor.

AKP dini cemaatleri de arkasına alarak TSK ile ittifak kuruyor. Bunun karşısında ise PKK ile derin devletin ittifakı var. Yani tehlikeli bir süreç söz konusu. Bunun yerine AKP ile DTP’nin konuşması ve birbirlerini anlaması gerekiyor.

* PKK zayıfladı ama...

PKK totaliter eğilimleri çok güçlü, Stalinist, şartlanmış insanlardan oluşan bir örgüttür. PKK’nın amacı Kürt sorununu çözmek değil, hakim güç olmaktır. AKP’nin amacı da iktidarda kalmaktır. PKK’nın sıkıştığı ve zayıfladığı, önümüzdeki dönemde daha da zayıflayacağı düşünülüyor. Zayıfladığı oranda şiddet eylemleri de artacak. Burada AKP’nin sorumluluğu var. “Terör bitsin adım atalım” söylemiyle terör bitmeyecektir. Şiddet kültüründen çıkmak uzun bir süreçtir. Paniklememek gerekiyor.

* Türklerle de konuşulsun

Kürt meselesi hep Kürtlerle konuşuluyor. Halbuki bu sorunun daha çok Türklerle konuşulması gerekiyor. Esas rehabilite edilmesi gerekenler Türklerdir. PKK 1980’li yıllarda bir alternatifti, haklı denilebilecek bazı noktalardan hareket ediyordu. Ama bugün değil. Artık çözümün önünde engel oluşturuyor. Eskiden bir Kürt sorunu vardı, buna şimdi de PKK sorunu eklendi. 22 Temmuz’da halk şiddetsiz de çözüm olabileceğine dair bir ışık gördü ve buna pirim verdi. PKK şiddeti yöntem olarak kullanan bir örgüttür. Birilerinin, dönüşmesi için ona yardım etmesi lazım. O birileri de toplumdur.

* DTP hırpalanmamalı

Ortada bir taraf ve ve diyalog sorunu var. Kürtler adına kim “tamam biz bunu kabul ettik” diyecek? PKK’nın muhatap alınmasını istemek Kürtler açısından gerçekçi olmayabilir. Ama DTP’yi hırpalamak da çözüm değil. Hırpalanırsa siyaset üretemez.

Çözüm için bazı öneriler

ToplantIda farklı katılımcılar farklı çözüm önerileri dile getirdi. Bunlardan bazıları şöyle:

* Ana dil öğrenimi sağlanmalı. Kürt dili ve edebiyatı öğretilmeli.

* Ana dil sadece öğretilmemeli, eğitim de yapılmalı.

* Medyada yayın özgürlüğü sağlanmalı.

* GAP tamamlanmalı.

* Güneydoğu’ya mahsus pozitif ayrımcılık gözeten ekonomik tedbirler alınmalı.

* Kuzey Irak tanınmalı, ilişkiler geliştirilmeli. Önce Talabani sonra da Barzani davet edilmeli.

* Kapsamlı bir af yasası çıkarılmalı.

* Kürt meselesini çözmeden önce yaşanabilir bir ortam sağlanmalı. Kürtlere güven verilmeli.

* Dağdan iniş bir şekilde karşı tarafla konuşarak mümkün olabilir. Ancak böylelikle iyi bir yasa hazırlanabilir. Aksi halde yüzlerce genç yine dağa çıkacaktır.

* AKP ve DTP birbirini anlamalı ve ortak çözüm üretmeli.

YARIN: 21 Şubat 2008’de Ankara’da yapılan “Kürt sorununda siyasetin sınırları” toplantısının notları...

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Hoşçakalın
  2. Yine PKK-Hizbullah çatışması ve yine “yesinler birbirlerini” aymazlığı
  3. (IŞ)İD’in Türkiye’ye ettiği ve edebileceği kötülükler
  4. Kobani ile PKK’yı, PKK ile de (IŞ)İD’i eşitlerseniz
  5. Kürtler Kobani'de kaybederse Türkler kazanmış mı sayılacak?
  6. Hükümet, tezkere, Kobani, Öcalan: Bir dizi tuhaflık
  7. Bir dönüm noktası olarak Kobani: (IŞ)İD ve PKK üzerine notlar
  8. Kobani için diplomasi ihtiyacı
  9. Washington Kürt Konferansı: Tek gündem Kobani direnişiydi
  10. Savaşın Türkiye’ye sıçrama ihtimalleri

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.