Dışardan bir gözden Öcalan’ın doğum günü izlenimleri
.
Hüseyin Yayman’ı hatırlayacaksınız. Geçenlerde onun hazırladığı ve SETA Vakfı tarafından basılan “Türkiye’nin Kürt Sorunu Hafızası” adlı devasa çalışmadan söz etmiştim. Gazi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Yayman, Kürt sorununa “dışardan” ama olabildiğince nesnel ve analitik bakabilmesiyle her geçen gün sivriliyor. Hüseyin’in konu üzerinde çalışan diğer isimlerden en önemli farkı, “saha”yı çok sevmesi, hep “saha”da olmasıdır. Örneğin her yıl Diyarbakır’da Nevruz/Newroz kutlamalarında muhakkak karşılaşırız ki o genellikle benden önce gider ve benden sonra döner.
Hüseyin Mart ayı sonlarında aradı ve “Ömerli’ye geliyor musun?” diye sordu. Önce anlamadım. Meğer 4 Nisan günü, Abdullah Öcalan’ın 62. doğum günü dolayısıyla Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesi Ömerli köyünde yapılacak kutlamaları kastediyormuş. Televizyon programları nedeniyle maalesef gidemedim ve yine maalesef, medyadan Ömerli’de neler olup bittiğini doyurucu bir şekilde öğrenemedim.
Bunun üzerine Hüseyin’le uzun bir sohbet yapıp onun gözlem ve değerlendirmelerini derledim. Bunların bazılarını Vatan okurlarıyla paylaşmamın şart olduğunu düşündüm ve kendisinin izniyle bu yazıyı kaleme alıyorum. Artık bundan sonra Hüseyin Yayman konuşuyor:
Yağmura rağmen
“2004’teki ilk kutlamaya sadece 90 kişi katılırken bu yılki sekizinci kutlamada 30 bine yakın kişinin bulunduğunu söyleyebilirim. Anadolu’nun çeşitli yerlerinden daha çok otobüslerle bir gün öncesinden ilçeye gelenler yatacak yer, gidilecek tuvalet ve yenecek yemek bulunmamasına rağmen soğuk havada sabaha kadar orada kaldı. Beni en çok ürperten yaşlı kadınların mağrur tavırları ve gözlerindeki ‘öfke ve yas’ oldu.
PKK, 4 Nisan kutlamalarını sıradan bir doğum günü kutlamasının önüne geçerek Nevroz gibi kimlik inşa etmenin aracına dönüştürmüş durumda. Önümüzdeki yıllarda 4 Nisan kutlamalarının çok daha gösterişli ve çok daha kalabalık yapılması sürpriz olmaz.
2004 sonrasında uygulanan yasaklar ve kitlenin köye gitmesine izin verilmemesi devletle-örgüt arasında bir zıtlaşmaya yol açarken, her defasında olduğu gibi devletin geri adım atmasıyla olay iki yıl içinde kitlesel bir boyut kazanmış. 2009 kutlamalarında iki kişinin hayatını kaybetmesi, 4 Nisan’ın kitleselleşmesine, taban tarafından fark edilmesine ve önemsenmesine yol açmış.
3 Nisan’da toplanan kalabalık, yapılan konuşmalar, konser, tiyatro vs etkinliklerle orada konaklarken 4 Nisan sabahı köye yürüyüş yapıldı. Yolların yetersiz olması, trafiğin sıkışması ve köyün çok sayıda aracın park etmesine uygun olmaması nedeniyle kitle on kilometrelik yolu yürüyerek katetti. Bu yılki kutlamalar güneşli bir havada başladı ve yağmurla devam etti.
Öcalan’a bakış farkı
Ömerli ve civar köylerde yaşayanların önemli bir kısmı bu kadar büyük kalabalık toplanmasına ve olağanüstü bir hal yaşanmasına rağmen kendi işinde gücünde çalışmaya devam ediyorlardı. Bunun jandarma korkusundan mı yoksa kendi öz fikirlerinden dolayı mı olduğunu anlayamadım. Dışardan gelenlerin Öcalan imgesiyle orada yaşayanlarınki arasında büyük fark var. Dışardan gelenler Öcalan’a ‘tanrısal’ bir güç atfedip evinin duvarlarına yüz sürer, kavanozlara toprak doldurup götürürlerken köylülerin onları şaşkınlıkla izlediklerini gördüm.
Son dönemde Kürt siyasi hareketi hızlandı ve tüm eşikleri Ankara’nın öngörüsünden daha hızlı bir biçimde aşmaya başladı. PKK, Kürtlerin korku duvarlarını aşmalarını sağlarken bu tabana büyük bir özgüven kazandırdı.
Öcalan’ın Kürt siyasetindeki önderliği önemli ve bugün için tabanı tutan en güçlü motif ancak Öcalan’ı ve PKK’yı aşan derin bir milliyetçi dalganın hızla geliştiğini gözden ırak tutmamak gerek.”
Hüseyin Yayman’ın gözlemlerini hükümete ve medyaya yönelik uyarılarıyla bitirelim: “Ankara hep olduğu gibi hadiseyi bütün boyutlarıyla görmüyor veya görmek istemiyor. Kanımca 4 Nisan yürüyüşü, Kürt siyasi hareketinde yeni bir aşamaya girildiğini gösteren önemli bir hadisedir.
Ulusal medya bu etkinliği görmedi ve yok saymayı tercih etti. Bu tabanın daha fazla içine kapanmasına ve daha fazla öfkelenmesine yol açıyor.”
Hüseyin’e izlenimlerini paylaştığı için teşekkürler.
Tabii ki bu yazı hadiseyi bütün boyutlarıyla görmek isteyenler için yazıldı.