Şampiy10
Magazin
Gündem

“CHP’lilerin yüzde 85’i barış sürecini destekliyor”

.

ABONE OL
Vatan Haber

Başlığa çıkardığımız, “CHP’lilerin yüzde 85’i barış sürecini destekliyor” sözünün sahibi, ana muhalefet partisinin İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı. Aylık sosyalist dergi Birikim’in “Yeni/aynı CHP?” başlıklı özel sayısı için Yüksel Taşkın ile Kerem Ünüvar, Salıcı ile, CHP’nin Kürt sorununa bakışının ağırlıkla ele alındığı bir söyleşi yapmışlar. Orada CHP’lilerin sürece destek oranının yüzde 85 olduğunu söyleyen Salıcı sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu çok yüksek bir oran. Az önce bir anket gördüm, toplumun yüzde 50’ye yakını bu görüşmelerin yanlış olduğunu söylüyor. Şimdi, barış sürecinin temel taşıyıcılarından bir tanesinin CHP’nin seçmeni olduğu ortaya çıkıyor...”

Aslen siyasetbilimci olan Salıcı’nın bu tespitleriyle, yakın zamanda yaşadığımız Hüseyin Aygün, Birgül Ayman Güler gibi isimlerin merkezde olduğu birçok olayın örtüşmediği ortada.

Nitekim Taşkın ve Ünüvar da İl Başkanı Salıcı’ya ayrı ayrı bu olayları hatırlatmışlar. Ama sanıyorum o söyleşiyi bugün gerçekleştiriyor olsalardı, her şeyi bir kenara bırakıp CHP’nin sürpriz bayrak tutkusunu gündeme getirirlerdi.

Bayrak hassasiyeti bayraktarlığı

Önceki gün Diyarbakır’daki tarihi Newroz kutlamalarında “neden Türk bayrağı yok?” sorusunu, zaten son sürecin başarısız olmasını arzulayanların dile getirmesi şaşırtıcı olmazdı, ama bu kampanyanın bayraktarlığını, tabanının yüzde 85’inin sürece destek verdiği varsayılan bir partinin, hele onu yenileştirmesi beklenen genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapıyor olması akıl alır bir şey değil.

Kuşkusuz CHP’liler ve liderleri bayrak konusunda hassas olabilirler ama öncelikle Abdullah Öcalan‘ın mektubunda söyledikleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir şeyler söylemeleri beklenirdi.

Sahi CHP, Öcalan’ın silah yerine demokratik siyaset, fikir ve ideolojiyi esas alan yeni perspektifi hakkında ne düşünüyor? Yine Öcalan’ın Türkler ve Kürtlerin el ele Orta Doğu’ya yeni bir şekil verme çağrısını ciddiye alıyor mu?

Daha bir sürü soru var yanıtlanması gereken ama Kılıçdaroğlu’nun Twitter hesabını takip edenler, yazıyı kaleme aldığım ana kadar, bunların yerine sadece İstiklal Marşı’ndan “Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!” mısrası ve ona eşlik eden Türk bayrağıyla yetinmek zorunda kaldılar.

Bocalamanın nedenleri

“CHP neden böyle yapıyor?” sorusunu cevaplamakta Birikim’in aynı sayısında Ayşen Uysal imzalı “CHP ve Kürt meselesi: Kürtler CHP’yi böler mi?” başlıklı yazı yardımcı olabilir. Uysal şöyle yazıyor: “Bu defa Kürtler, içinde yer almadan bir ‘dış mihrak’ olarak CHP’yi bölecek gibi görünüyor. Zira Kürtlerin temsili parti içinde oldukça zayıf, partinin bölgede milletvekili yok, parti örgütlenmesi çok zayıf, var olanlar istifalarla sallanıyor. Bu gerçekliğe rağmen CHP Kürt oylarına talip oluyor, çünkü iktidarın yolunun burdan geçtiğinin hesabını yapıyor.”

CHP’nin İmralı sürecinde bocalamasının önde gelen nedenlerinden birinin “bölünme kaygısı” olduğu muhakkak. Ayrıca, ana muhalefet partisinin kurmaylarının, sürecin olumlu sonuçlanmasından esas olarak AKP ve BDP’nin kârlı çıkacağı, buna karşılık, başarısızlığın iktidar partisini hayli zor durumda bırakacağı şeklinde bir hesap yapmakta oldukları da ileri sürülüyor. Eğer bu iddialar doğruysa, CHP’nin bir kez daha ciddi bir hesap hatası yaptığını söyleyebiliriz.

Çünkü PKK ve Kürt sorunlarının çözümünden tüm Türkiye, bu arada CHP de istifade edecektir. Sürece aktif katılmış bir CHP’nin kârının daha yüksek olacağı da açıktır. Buna karşılık, sürecin dışında kalmasına rağmen PKK ve Kürt sorunlarının çözülmesi hâlinde CHP’nin çok ağır bir darbe yiyeceği de kesindir.

Diyelim ki CHP sürecin dışında kaldı, hatta onu engellemeyi tercih etti ve bir şekilde hedefine ulaştı, ne olur? Tabii ki Türkiye’yi felakete yakın günler bekler ve bu ortamda CHP iktidara gelse bile herkesle birlikte kaybetmeye mahkûm olur.

Burada keselim ve Birikim’in son sayısında CHP üzerine Kâzım Ateş-Okan Konuralp, Polat S. Alpman, Yunus Emre, H. Bahadır Türk, Menderes Çınar, Tanıl Bora, Besim Can Zırh, İlknur Üstün ve Mete Çubukçu imzalı diğer 9 yazıyı da okurlarımıza tavsiye edelim.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Hoşçakalın
  2. Yine PKK-Hizbullah çatışması ve yine “yesinler birbirlerini” aymazlığı
  3. (IŞ)İD’in Türkiye’ye ettiği ve edebileceği kötülükler
  4. Kobani ile PKK’yı, PKK ile de (IŞ)İD’i eşitlerseniz
  5. Kürtler Kobani'de kaybederse Türkler kazanmış mı sayılacak?
  6. Hükümet, tezkere, Kobani, Öcalan: Bir dizi tuhaflık
  7. Bir dönüm noktası olarak Kobani: (IŞ)İD ve PKK üzerine notlar
  8. Kobani için diplomasi ihtiyacı
  9. Washington Kürt Konferansı: Tek gündem Kobani direnişiydi
  10. Savaşın Türkiye’ye sıçrama ihtimalleri

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.