Şampiy10
Magazin
Gündem

Barış için üç örnek adım

.

ABONE OL
Vatan Haber

Birilerinin değersizleştirmek için ellerinden geleni yapmalarına aldırış etmeyin BDP’nin iki sosyalist milletvekili, Ertuğrul Kürkçü ve Sırrı Süreyya Önder’in “Acil ve onurlu bir barış sorumluluğumuzdur” mesajını temel alan ortak açıklamaları son derece isabetli ve değerliydi.

Bu açıklamanın en hayati ve çarpıcı bölümünün şu olduğu kanısındayım: “Kürtlere ölüm yağdıran sınır içi-sınır ötesi harekatın nasıl karşısındaysak, ‘Kürt halkının özgürlüğü’ için savaştığını söyleyen TAK’ın sivilleri hedef alma anlayışını da aynen öyle dışımızda addediyoruz. Bu zihniyeti, Kürtlerin bir asırdır süregiden soylu özgürlük mücadelesinin tercümanı saymamız için hiçbir siyasi, ahlaki ve vicdani gerekçemiz olamaz.”

Bilmeyenlere hatırlatalım: TAK, sadece büyük şehirler ve turistik bölgelerde “kör terör” eylemleri düzenleyen “Kürdistan Özgürlük Şahinleri”nin kısa adı. TAK’ı PKK’nın taşeronu olarak gören çok ama ben TAK’ın, bizzat PKK üst yönetimi tarafından “kirli işler”i yapması için kurdurulduğuna inanıyorum.

TAK geçenlerde yaptığı bir açıklamayla, güvenlik güçlerinin yürüttüğü operasyonlara karşılık olarak yeniden büyük şehirler ve turistik bölgelerde eylemlere girişeceği uyarısında bulundu. TAK’ın bu tehdidini, muhtemel bir kara harekâtını engellemek için yaptığı düşünülebilir. Zaten geçmişten bugüne dek, Öcalan’dan Bayık, Kalkan ve Karayılan’a kadar tüm PKK yöneticilerinin en büyük şantajı “ülkeyi iç savaşa sürüklemek” olmuştur. Böylesi bir çatışmanın kıvılcımının da esas olarak büyük şehirlerdeki kör terör eylemleriyle çakılacağı da aşikârdır. Diğer bir deyişle TAK, PKK için bir tür sigorta işlevi görmektedir.

Dolaysıyla Kürkçü ve Önder’in sözlerini (ve cesaretlerini) küçümseyenler, ya yaklaşan felaketin ne olduğunun farkında değiller ya da amaçları “bağcı” (bu olayda “solcu”) dövmek olduğu için görmezden geliyorlar.

Akil insan ihtiyacı

İkinci olarak bugün gazetemizde haberini okuduğunuz, İshak Alaton, Prof. Halet Çambel, Rakel Dink, Prof. Şerif Mardin, Orhan Pamuk, Prof. Turgut Tarhanlı, Prof. Nermin Abadan Unat imzalı bayram mesajına değinmek istiyorum. Bu isimler hakkında uzun uzun konuşmanın anlamı yok; onlar Türkiye için ayrı ayrı çok büyük anlam ifade eden birer akil insan. Bu nedenle onların “El kırmak çözmez; el uzatmak, el sıkışmak çözer” sözlerini kendimize ilke edinmemiz ve yukarıda sözünü ettiğim, “yaklaşan felaket”e, yani Türkiye’nin topyekûn bir savaşa sürüklenmesi tehlikesine karşı elimizden geleni yapmamız gerekiyor.

Tam da bu noktada üçüncü konuya geçmek istiyorum. “Ekopolitik” adında İstanbul merkezli bir kuruluş var. Bazı yönleriyle bir “think tank” (araştırma ve düşünce üretim merkezi), bazı yönleriyle de bir sivil toplum örgütü olan Ekopolitik’in bana göre en çarpıcı özelliği, kuruluşunda kilit rol oynayan isimlerin “sağ”, milliyetçi-muhafazakâr kökenli olması.

Ekopolitik, dünyaca ünlü çatışma psikoljisi uzmanı Prof. Vamık Volkan’ın da katkılarıyla bir süredir Kürt sorunu üzerine çalışmalar yürütüyor. Bazılarını yakından izleme fırsatı bulduğum bu çalışmaların çoğu çatışan ya da çatışmaya yatkın tarafları birbirleriyle buluşturup tartıştırmayi hedefliyor ve epey başarılı oluyor.

Çalışmalarında Hakkari’yi bir tür “pilot bölge” seçmiş olan Ekopolitik’in koordinatörü Tarık Çelenk, yaklaşık iki hafta önce, Çarşamba günü Hakkari’de büyük bir iftar düzenlemeyi düşündüklerini söyleyince “Allah kolaylık versin” dediğimi hatırlıyorum. Malum Hakkari, Ankara’daki kimi politikacılara göre “çoktan Türkiye’den kopmuş” bir il.

Anlaşılan Allah da yardım etmiş ve geçtiğimiz Çarşamba günü, çatışmaların her geçen gün şiddetlendiği bir ortamda, gözlerin en fazla çevrildiği yerlerden olan Hakkari’de vali, üniversite rektörü, BDP’li belediye başkanı, BDP İl Başkanı, İnsan Hakları Derneği temsilcileri ve yaklaşık 150 kişiyle gayet sakin, olgun bir iftar yapılmış.

Bu yazıda sözünü ettiğim herkese, Kürkçü, Önder, Alaton, Çambel, Dink, Mardin, Pamuk, Tarhanlı, Unat, Volkan, Ekpolitikçiler, Hakkari’deki iftarın gerçekleşmesine diğer katkıda bulunanlara ve iftara katılanlara barış isteyen bir vatandaş olarak teşekkür ederim.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Hoşçakalın
  2. Yine PKK-Hizbullah çatışması ve yine “yesinler birbirlerini” aymazlığı
  3. (IŞ)İD’in Türkiye’ye ettiği ve edebileceği kötülükler
  4. Kobani ile PKK’yı, PKK ile de (IŞ)İD’i eşitlerseniz
  5. Kürtler Kobani'de kaybederse Türkler kazanmış mı sayılacak?
  6. Hükümet, tezkere, Kobani, Öcalan: Bir dizi tuhaflık
  7. Bir dönüm noktası olarak Kobani: (IŞ)İD ve PKK üzerine notlar
  8. Kobani için diplomasi ihtiyacı
  9. Washington Kürt Konferansı: Tek gündem Kobani direnişiydi
  10. Savaşın Türkiye’ye sıçrama ihtimalleri

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.