Adana’da Aytaç Durak ile Tayyip Erdoğan yarışıyor
.
AKP lideri Erdoğan’ı Adana Uğur Mumcu Meydanı’nda beklerken, AKP’nin önceki gün Şanlıurfa’da düzenlediği mitingi izlemiş olan meslektaşlarımla sohbet ettim. Hemen hepsi o mitingin, AKP tarafından yeniden aday gösterilmediği için bağımsız adaylığını koyan Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın gölgesinde geçtiğini vurguladı. İlginçtir, Fakıbaba’yı destekleyenlerin Erdoğan’ı sevmeye devam ettiğini gözlemişler.
Seçmenin yerel seçimlerde adayı mı, partiyi mi tercih ettiğini anlamak için Şanlıurfa kuşkusuz çarpıcı ipuçları verecek. Adana’nın Şanlıurfa kadar olmasa da “parti mi, aday mı?” tartışmasının netleşmesine katkı sunacağı açık. Hatırlayalım: Aytaç Durak 1984’te ANAP’tan Adana Belediye Başkanı seçildi ve beş yıl sonra CHP’li Selahattin Çolak’a yenik düştü. 1994 ve 1999’da yeniden seçilme başarısı gösteren Durak daha sonra DYP’ye katıldı. 2004’te bu sefer AKP’den aynı göreve seçilen Durak, Erdoğan’ın kendisini yeniden aday göstermeyeceğinden kuşkulanarak partisinden istifa etti ve bir süre sonra MHP’nin Adana adayı olarak ortaya çıktı. İktidar partisi de onun karşısına, ANAP’lı yıllardan yakın dostu, üç dönem milletvekilliği yapmış Mehmet Ali Bilici’yi çıkardı.
MHP Adana’da öteden beri hep belli bir güce sahip olmuştur, örneğin Alparslan Türkeş hep Adana’dan TBMM’ye girmiştir. Fakat Durak ile birlikte MHP ilk kez Büyükşehir belediyesini kazanma fırsatını yakalamış oldu. Hep “düşük profilli bir milletvekili” olarak bilinen Bilici’nin kişisel oy potansiyelinin çok da yüksek olmadığı göz önüne alınırsa Adana’da seçimin aslında Aytaç Durak ile Tayyip Erdoğan arasında geçtiğini söyleyebiliriz. Nitekim Erdoğan dün mitingde MHP lideri Bahçeli kadar, hatta dafa fazla Durak’ı eleştirdi. Durak’ın 2004’te kendisine “bu son, bir daha aday olmayacağım” diye söz verdiğini, ama bunu sonra unuttuğunu söyleyen Erdoğan “Belediyecilik özü sözü bir olmayan siyaset esnafının işi değildir” diye devam etti. Durak’ın başarılı bir başkan da olmadığını ileri süren, örneğin onun döneminde Adana metrosunun yılan hikayesine döndüğünü söyleyen AKP lideri sözlerini “Bu cenazeyi biz kaldıracağız” diye tamamladı.
Obama sürprizi
Peki kaldırır mı? Edindiğim izlenime göre AKP ile MHP kıran kırana bir yarış içinde. CHP adayı Ümit Özgümüş’ün aradan sıyrılabileceğini düşünene pek rastlamadım ancak ana muhalefet partisini denklemin dışına çıkartmak mümkün değil. Tabii bir de DTP var. Dün DTP Genel Başkan Yadımcısı Emine Ayna da Adana’da, küçük çaplı tatsızlıkların yaşandığı açık hava toplantılarında konuştu. DTP’nin Büyükşehir seçimlerde iddiası yok. Bu nedenle DTP tabanının yapacağı tercih yarışta belirleyici olabilir. İlginçtir, Erdoğan dün Kürt sorunu hakkında doğrudan mesajlar vermedi. Fakat AKP’li adayların kampanya boyunca Kürt kökenli seçmenin gönüllerini kazanmaya özel önem atfettiklerini duyuyoruz.
AKP lideri dün bir başka konuya da, ABD Başkanı Obama’nın bir ay içinde Türkiye’yi ziyaret edecek olmasına hiç değinmedi. Halbuki kurmaylarıyla yaptığım sohbetlerin ana teması bu oldu. Haklı olarak çok sevinçliydiler, “Türkiye’nin ne kadar önemli bir güç olduğunu bütün dünya anladı ama içerde bazıları anlamamakta ya da kabullenmemekte direniyor” diyorlar.
Obama’nın ilk dış gezisinde Türkiye’ye de uğrayacak olması, her iki taraf açısından da tartışmasız bir şekilde olumlu bir gelişmedir. Hele Obama Türkiye’den tüm İslam dünyasına yönelik sempatik mesajlar verirse, bu ziyaret küresel anlamda olağanüstü sembolik bir anlam kazanabilir. Tabii bu ziyaretin, seçimde Erdoğan için “dünya lideri” sloganını kullanan AKP için ayrıca bir doping etkisi yaratacağı da açıktır.
“Her soru soruldu”
Dün Adana’da Erdoğan’ın yeni basın sözcüsü Kemal Öztürk ile, TV 24’teki çok eleştirilen röportajı tartışma imkanı buldum. Öztürk kesinlikle yanlış bir iş yapmadıklarını düşünüyor. “Orada kendisine her soru soruldu” dedikten sonra bana “Orada sorulmayıp da sorulması gereken hangi soru var?” diye sorunca samimi bir şekilde “Vallahi yarısında uyuyakaldım” cevabını verdim.
Öztürk, Erdoğan’ın uçağına kendisini eleştiren hiçbir gazeteci alınmadığı eleştirisine de katılmıyor ve örnek olarak New York Times muhabiri Sabrina Tavernise ile The Econmist’ten Amberin Zaman’ı gösteriyor. Amberin’i bilmem ama Tavernise’nin “Erdoğan’ı eleştiren gazeteci” sınıfına girdiğini de böylece öğrenmiş oldum. Erdoğan’ın bir sonraki durağı da TGRT olacakmış. Eminim orada da kendisine her soru sorulur.