Şampiy10
Magazin
Gündem

16 yıl önce PKK yok olmaktan nasıl kurtulmuştu?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Şubat ayındaki kara harekâtının hemen öncesinde üst düzey bir güvenlik yetkilisiyle sohbetimizde, harekat olursa PKK’nın ne tür bir strateji izleyebileceğini tartışmıştık. “Acaba örgüt bir cephe savaşına girer mi?” diye sorduğumda muhatabım “Keşke öyle olsa. 1992’de Osman Öcalan böyle bir hata yapmıştı. Talabani elimizden almasaydı örgütü nerdeyse tasfiye ediyorduk” diye karşılık vermişti.

Yine K. Irak’a harekâtın ve daha önemlisi Irak Kürtleriyle birlikte hareket etmenin gündemde olduğu şu günlerde, 16 yıl önceki o çok özel gelişmeleri hatırlamanın yararlı olduğunu düşünüyorum.

29 Eylül 1992 gecesi Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki Derecik Karakolu’na, bir iddiaya göre 600’den fazla PKK’lı silahlı saldırı düzenledi. 23 asker ve 5 korucunun hayatını kaybettiği ve ertesi gün gündüz saatlerine kadar devam eden baskının ardından TSK bölgede çok yoğun operasyonlar düzenledi. PKK’ya karşı Kobra helikopterlerin ilk kez kullanıldığı sıcak takip sonucu, resmi kaynaklara göre 194, örgüte göreyse 161 PKK’lı öldü.

Bununla da kalmadı, birkaç gün sonra, 2 Ekim günü 5 bine yakın peşmerge, sınır bölgelerinde PKK mevzilerine saldırılar düzenledi. Çünkü özellikle Mesut Barzani, PKK’nın kendi alanında yerleşmesinden, buralardan Türkiye saldırıp Irak Kürtlerinin Ankara ile ilişkilerini bozmasından çok rahatsızdı.

Peşmergelerin hemen ardından Türk jetleri aynı yerleri bombaladı. Böylesi topyekun bir saldırıyı hiç beklemeyen örgüt üyeleri tam anlamıyla paniklediler. Bir yandan erzak ve cephaneleri tükeniyor öte yandan diğer örgüt üyeleri yardımlarına gelemiyordu. Zaten PKK’nın en deneyimli militanları Türkiye’de kırsal alandaydılar. Sınırın Irak tarafındaki örgüt kamplarında bulunan yaklaşık 2 bin militan da genç ve tecrübesizdi.

Başa dönüş

PKK’lıların önünde iki seçenek vardı: Ya çatışmaya devam edip belki de tasfiyeyi göze alacaklar ya da siyasi bir çözüm bulacaklardı. Abdullah Öcalan’a ulaşamıyorlardı. Osman Öcalan, Irak Kürtleriyle anlaşma yanlısıydı. Murat Karayılan ise “sonuna kadar savaş” diyordu. O tarihte PKK içinde etkili bir isim olan Çukurca kampı sorumlusu Faruk Bozkurt da “anlaşma” deyince Osman Öcalan bir heyeti Barzani ve Talabani ile görüşmeye yolladı. 30 Ekim günüyse bizzat kendisi yerel Kürt yönetimi yetkilileriyle bir anlaşma imzalayıp sınır boyundan çekilmeyi ve Kuzey Irak’tan Türkiye’ye saldırıları durdurmayı taahhüt etti. Anlaşmaya göre PKK’lılar, Talabani’nin lideri olduğu KYB’nin denetimindeki, İran sınırına yakın Zeli Kampı’nda toplanacaklardı. Bazı militanlar silahlarını bırakmak istemezken, iyice moralleri bozulan bazıları da örgütü terk etti.

TSK boşaltılan Haftanin ve diğer kamplara girdi. O tarihte de günümüzde olduğu gibi Irak’ın içinde bir tampon bölge oluşturulması gündeme geldi. Fakat gerek Irak Kürtlerinin isteksizliği, gerekse bölgenin elverşsiz coğrafi koşulları nedeniyle bu fikir hayata geçirilemedi. Zaten bir süre sonra Türk ordusu geri çekildi ve Irak Kürtlerini eski duruma dönülmemesi ve bölgeden Türkiye’ye yeni PKK sızmalarına izin verilmemesi için uyardı.

Ne var ki birkaç ay sonra PKK’lılar yeniden silahlanmaya, eski kamplarına dönmeye ve sınır boyunda varlık göstermeye başladılar. Yani Kuzey Irak yeniden PKK için “güvenli bir bölge” haline geldi. Iraklı Kürt grupları ve bunların liderleri, hem kendi aralarındaki sorunlar ve bunlara bağlı iktidar kavgaları gerekse kendi tabanlarını PKK’ya kaptırma endişesiyle eskiye dönüşe göz yumdular.

TSK daha sonra da Kuzey Irak’ta operasyonlar düzenledi. Fakat PKK’ya karşı Irak Kürtlerinden destek ve işbirliği görmede epey zorlandı gördüğü durumlarda da bunlar uzun süreli olmadı. Kuşkusuz 16 yıldan bu yana çok şeyler değişti ancak PKK’yı Kuzey Irak’tan Irak Kürtlerinin aktif desteğiyle tasfiye edebilmek hâlâ çok zora benziyor.

Not: Bu yazıyı kaleme alırken Amerikalı gazeteci Aliza Marcus’un yakında İletişim Yayınları’ndan Türkçesi yayınlanacak olan “Blood and Belief” (Kan ve İnanç) adlı, örgütten değişik nedenlerle ayrılmış eski militanlarla görüşerek hazırladığı PKK tarihi kitabından geniş olarak yararlandım.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Hoşçakalın
  2. Yine PKK-Hizbullah çatışması ve yine “yesinler birbirlerini” aymazlığı
  3. (IŞ)İD’in Türkiye’ye ettiği ve edebileceği kötülükler
  4. Kobani ile PKK’yı, PKK ile de (IŞ)İD’i eşitlerseniz
  5. Kürtler Kobani'de kaybederse Türkler kazanmış mı sayılacak?
  6. Hükümet, tezkere, Kobani, Öcalan: Bir dizi tuhaflık
  7. Bir dönüm noktası olarak Kobani: (IŞ)İD ve PKK üzerine notlar
  8. Kobani için diplomasi ihtiyacı
  9. Washington Kürt Konferansı: Tek gündem Kobani direnişiydi
  10. Savaşın Türkiye’ye sıçrama ihtimalleri

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.