Sen gerçekte kimsin kurnaz arkadaş?..
.
Geçenlerde bu köşede, "kendini kurnazca kamufle ederek, ters manyel veren bir kurnaz etki personeli"nden söz ettim...
Kurnaz etki personeli, "hem suçlu hem güçlü" psikolojisiyle "ateşle oynamaya devam ediyor..."
Sosyal medyada takma isimlerle cinayete azmettirme suçu işlerken, attığı twitleri hızla sildi...
Sanki silince kurtarabilecekmiş gibi?..
Bu arada başkalarına tweet attırarak, işlediği suçlardan kaçabileceğini sanıyor...
***
Oysa insanların onun hakkında hangi bilgilere ulaştığının henüz farkında değil...
Türkiye'de yıllardır onun gibi gizli azmettiriciler "faili meçhul suçlar için" işbaşındaydılar...
İnsanları göz göre göre katlettirdiler...
***
Bugün; bu gibileri kamuoyunun tanıması için ona açıktan "önemli" sorular soracağım...
Bu soruları arşivinizde tutun...
İnşallah olmaz, ama ne olur ne olmaz, gün gelir lazım olur...
İŞTE SORULAR
1) Galatasaray Kulübü eski başkanı Ünal Aysal'la davalara konu olacak ölçüdeki yakın ilişkin ayyuka çıktı...
Bu ilişkin nereden kaynaklanıyor?..
***
2) Kurnaz arkadaş; iki lafından birinde "Yeni Türkiye"den bahsediyorsun...
"Yeni Türkiye"nin eskiye benzemediğini, "Yeni Türkiye'de" eski Türkiye'deki insanların hiçbir varlık gösteremeyeceğinden dem vuruyorsun...
Bunları söylemende bir sakınca yok...
Fakat sen; Kendini "Yeni Türkiye"nin en önemli mimarlarından biri olarak gösteriyorsun...
Ben böyle kategorizasyonlardan çekinirim...
Kimin eli kimin cebinde hiç belli olmaz çünkü... "Kurnaz arkadaş; madem Yeni Türkiye'nin mimarlarından birisin;
Güzel peki cansiperane savunduğun, Ünal Aysal'ın Brüksel'deki çok yakın ilişkilerini, önceki gün Tamer Korkmaz Yeni Şafak'ta yazdı...
***
3) Ünal Aysal'ın Brüksel'de devlet içinde görevli çok yakın olan arkadaşı kimdi?..
Ünal Aysal'ı destekleyen ve bugünlere gelmesinde en azından manevi desteği olduğu yazıdan açıkça belli olan yakın arkadaş "Eski Türkiye'nin! en önemli isimlerinden biri değil mi?..
O yakın arkadaş senin "eski Türkiye" dediğin o Türkiye'nin en etkin kurumlarından birinin başında değil miydi vakt-i zamanında?..
Sen "Yeni Türkiye'nin mimarı olarak" bunu bilmiyor muydun; yoksa "Galatasaray aşkına mı, diğer Galatasaray'lıları linç etmek pahasına; Aysal'ın yanında durdun?.."
***
4) Kurnaz arkadaş sen kendi deyiminle "Hangi Türkiye'yi savunuyorsun?.."
Yeni Türkiye'yi mi?..
Yoksa "Eski Türkiye'yi mi?.."
"Eski Türkiye"ye karşı en büyük savaşçı görünüp, onun en etkili unsurlarıyla aynı kişiyi lanse etmek ne demek acaba, anlamı nedir söyler misin?..
***
5) "Yeni Türkiye, Yeni Türkiye" diye ortalığı yıllardır inletiyorsun...
Peki "eski Türkiye" dediğin kesimin desteklediği Ünal Aysal'la neden davalara konu olacak kadar samimisin?..
***
6) Sana bir soru daha...
Türkiye'de etkinleşmeye başladığın günden beri; Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını yerin dibine batırarak itibarsızaştırmaya çalıştın...
Onları "askerlerin maşası, darbecilerin gizli misyoneri" damgasıyla karakter suikastine uğrattın...
Aynı günlerde; daha ortada barış süreci bile yokken, bu konuda hiçbir irade ortaya konmamışken; Apo için "Sayın Apo" demeye başladın...
Niye?..
Deniz Gezmiş'leri "darbeci paşaların maşası ve misyoneri" olarak itibarsızlaştırırken niye aynı anda Apo'ya "Sayın Apo" deme ihtiyacı duyuyordun?..
Geleceğiz cevaplara şimdilik soruyorum...
***
7) Aynı günlerde İlker Başbuğ'u da hedef yapıp, "Sen bir memursun haddini bil" diyerek hedef tahtasına oturttun...
Bir süre hiç beklenmedik bir şey oldu ve İlker Başbuğ içeri alındı...
Genelkurmay Başkanı terör örgütü temsilcisi suçuyla hapis yattı...
Birkaç ay önce sen Genelkurmay Başkanı'yken ona "haddini bil" diyordun...
***
8) Barış sürecinin daha adı bile ortada yokken; "Sayın Apo" diyerek, algı operasyonu yaptın...
***
9) Aziz Yıldırım'ın "içeri girmesi, içerde kalması için" her gün bas bas bağırdın...
***
10) Kimsede olmayacak bilgilerle, Ünal Aysal için başkalarına yönelik linç operasyonları düzenledin...
Bütün bunlar ne içindi?..
Bu operasyonların amacı neydi?..
***
Gelelim 11'inci ve en zor soruya kurnaz arkadaş...
Ünlü bir sanatçı yıllar önce baştan sona derin bir operasyonun içinde bırakıldı...
O operasyonun ne olduğu, sanatçının nasıl onun içinde bırakıldığının bilgilerini çocuklarıma bıraktım...
Başka yerlere de...
Devlete duyduğum saygıdan; bunu burada söylemiyorum...
Sen ise güya o sanatçıya sahip çıkıyor görünerek; yapılmış olan derin operasyonu sürekli gizledin...
Hiçbir suçu, günahı olmayan insanları yıllardır hedef tahtasına oturttun...
Amaç onları sürekli hedefte tutarak, "barış sürecini" gizlice dinamitlemekti...
***
Onu sürekli gündemde tutacaktın ki, Kürt vatandaşlar barışa sempatik bakmasın...
Uzak dursun, hatta olay çıkartsın...
Düşmanlık ve nifak saçılsın...
Hedef gösterdiğin insanlara yönelik bir saldırı gerçekleşsin diye, sahte isimlerle "tehditler ve hakaretler" yağdırdın...
Onları hedefte tuttun...
Olası her saldırı barış sürecini yok edecek; sen de misyonunu tamamlayacaktın...
Kobani olayları esnasında sosyal medyadaki sahte hesaplardan ve isimlerden "iftira ve hakaretlerini" artırdın...
Ben yazı yazınca; alelacele
twitleri sildin...
***
Aziz Yıldırım'ın içeri alınmasını meşrulaştırmak için kampanya...
İlker Başbuğ'u itibarsızlaştırıp, hapse girmesine zemin hazırlayacak psikolojik iklim için algı operasyonu...
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını "darbeci paşaların maşası ve piyonu" olarak göstererek onlar hakkında toplum nezdinde "darbeci" havası yaratıp itibarsızlaştırma...
Ünlü bir sanatçının yıllar önce içine sokulduğu operasyonunun gerçek müsebbiplerini gizleme...
Suçsuz günahsız insanları hedef göstererek ve sürekli gündemde
tutarak oluşmakta olan "barış
sürecini" engelleme...
Saldırıları azmettirme ve "oluşan havayı dinamitleme..."
Bunları yaparken yanında kimler
var biliniyor...
Bu bilgiler ulaşamayacağın bir yerdeler artık...
***
11. soruya geleyim mi?..
Yoksa "ateşle oynamaya devam eden yüreğin" daha fazla soruya yetmeyecek mi?..
Kısa sorayım öyleyse...
Suçsuz günahsız insanları hedef tahtasına oturttuğun ve müsebbiplerini kurnazca gizlediğin "ünlü sanatçı" operasyonu esnasında, devletin en 'derin' teşkilatının başında kim vardı acaba?..
Senin "sözcülüğüne soyunduğun Ünal Aysal'ın en yakın arkadaşlarından birisi" olmasın sakın?..
"Sen kimsin Kurnaz Arkadaş?.."
Hala söylemiyorum iş dünyasındaki ilişkilerini, medya dünyasındaki halini, yakın çevren ve bağlantılarındaki acayiplikleri...
***
Çift taraflı oynayan kurnazlar, derin operasyonlar, suçsuz insanları içeri sokan ihbarlar, cinayetlere ve saldırılara zemin hazırlayan sosyal medya linçleri...
Bu yazı, bunların her türlüsünün ve her tipinin cirit attığı bir ortamda, resmi çekebilmek ve herkese "dur" demek için yazıldı...
"Ölümler"den geçerek, çocuklarımız için yaşamaya ve hayatta kalmaya çalışıyoruz...
Çocuklar yaşamalı...
Türkiye yaşamalı...
Ne pahasına olursa olsun...
MUTLULUK NEDİR?..
"Mutluluk daha büyük bir net değerin peşine düşmek değil;
Kendi değerinizi daha yüksek bir hale getirmektir...
Daha fazla para kazanmak değil...
Daha fazla anlam kazandırmaktır...
Mutluluk sadece başarılı
olmak değil...
Aynı zamanda gerçekten önemli ve bu dünyada kalıcı bir değer yaratmış birisi olmaktır..."
Robin Sharma...