Alain Delon’un hayatının kırılma noktası...
.
O yirminci yüzyılın “güzel erkek” ikonuydu...
Yüzlerce, binlerce, yüzbinlerce, milyonlarca kadın ona aşıktı...
Ona aşık olan erkekler de vardı...
Erkek yönetmenlerin bile ona olan aşklarını, kariyerinin basamaklarını atlamak için kullandığı söylenirdi...
Bu kadar kadını kendine aşık eden; bunca ünlü kadınla ölümsüz aşklar yaşayan bir erkeğin, bugün geldiği kırılma noktasını öğrenmeye çalışıyordum...
***
Geçenlerde iki kız arkadaşıma söylediğim gibi;
“Birçok insanın hayatta büyük bir kırılma anı ve noktası vardı... Hayata küstüğü, hayatın cıvıltısından koptuğu, geçmişin labirentlerinde takılıp kalıp, kaybolduğu...”
Hayatından yüzlerce kadın geçen, “dünyanın en yakışıklı erkeği“ Alain Delon’u hayatının sonlarında yalnızlığa iten, “şatosunda köpekleriyle yapayalnız yaşamaya sevkeden kırılma anı neresiydi acaba?..”
*****
İKİYÜZ KADIN ARASINDAN SÜZÜLEN DÖRT KADIN...
Alain Delon’un “Hayatımın Kadınları” isimli albümü için seçtiği ikiyüz kadın arasında dört kilit kadının varlığından söz ediyor yakın arkadaşı ve televizyoncu dostu Michel Drucker...
***
Delon’a ilk önce o dört kadını soruyor...
Alain Delon Hayatımın Kadınları klibini izlerken de aynı kadınlar var...
***
İlk sırada Romy Schneider bulunuyor...
Yıllar sonra 43 yaşındayken intihar eden dünya güzeli, saflığın ve masumluğun sembolu müthiş kadın...
“Onunla anılarım hoş ama acı oldu” diyor Romy Schneider için Alain Delon...
Bazılarına göre onu bir erkekle aldatıyor Alain Delon...
Romy bu hayal kırıklığını hiçbir zaman üzerinden atamıyor...
***
Aktörün kronolojik yaşam öyküsü bir erkekle aldatma olayını müphem bıraksa da, Romy Schneider’den ayrılmadan Antony’ye hamile kalan Nathalie Delon’un varlığı; Alain’in; Romy’yi bir başka kadını da hamile bırakarak aldattığının göstergesi oluyor...
***
Romy Schneider, Nathalie Delon ve elbette 15 yıl beraber yaşadığı büyük aşkı Mireille Darc aktörün üç büyük aşkı...
1989 Noel gecesi Alain Delon’u Paris’te Fransız televizyonunun ikinci kanalındaki programda canlı yayında izliyorum...
Kolundaki bilekliğin özel bir hatırası olup olmadığını soruyor televizyon gazetecisi Delon’a...
-”O mu“ diyor,
-”Mireille Darc’ın bendeki hatırasıdır o...”
***
Romy Schneider “intihar” ettikten sonra, onunla çevirdiği La Piscine filmine içi kaldırmadığından bir daha bakamadığını söylüyor Delon...
Romy ise nedense hep “hüzünlü bir yüzle” yaşıyor ve öyle ölüyor...
Romy’nin hüzünlü yüzü, kamuoyunun bir bölümü tarafından; Alain’in kendisini umarsız ve gaddarca terketmesine bağlanıyor...
***
Beraber oldukları sırada, Romy, Alain’e göre daha şöhretli ve mesleğinin zirvesinde...
Ayrılıktan intihara kadar geçen sürede ise bir daha kendine gelemiyor ünlü aktrist...
Alain şöhret basamaklarında hızla tırmanırken, Romy yaptığı yeni evliliklerde bile yüzündeki hüznü gideremiyor...
*****
ANOUCHKA
Uçarı, gaddar, kendi “koruması“nın ölümünden sorumlu tutulan birisi Alain Delon...
Zamanında bir parça mafyöz ilişkilerin ibulunuyor...
Le Pen’e yakınlığından dolayı faşizm sempatizanı olarak biliniyor... Alain’in hayatındaki dördüncü kadın ise Anouchka...
Anoucka’yı gördüğümde “Elbette bir numara Anouchka” diye geçiriyorum içimden...
***
Onu Anouchka’yla katıldığı bir televizyon programında, yayınlanan bant görüntülerinin arkasından ağlarkenki görüntüsü gözümün önüne geliyor...
Anouchka Alain’in üçü bilinen üçü ise resmen konfirme edilmeyen altı çocuğun arasında en sevdiği çocuğu vazgeçemediği kızı...
***
Aşk yaşadığı Dalida, Brigitte Bardot gibi efsanevi isimleri geride bırakarak, hayatının dört kadını arasındaki en güzide yeri alıyor Anouchka...
İkiyüze yakın kadın arasında en öne en son kızı çıkıyor...
Hayatının sonbaharında yüzlerce kadından sonra, son evliliğinde 55 yaşında “baba“sı olduğu Anouchka...
Ona bakışında ilk kez Alain’i, “içi gidiyor“ gibi görüyorum...
İlk kez bir genç kadına; bugüne kadar baktıklarından başka bakıyor Alain...
***
Buna rağmen, halen şatosunda yapayalnız köpekleriyle yaşıyor... Şatoyu görenler, içerdeki “basık ve hüzünlü enerjinin“, bütün malikhanede hissedildiğini söylüyorlar...
Kırılma anı neresi acaba Alain’in?..
***
Sonsuz ve sınırsız sayıda kadının hayallerini süsleyen, sonsuz ve sınırsız ilişkiler yaşayan, kendisine aşık yönetmen erkeklerle duygusal oyunlara girmekten haz duyan, yüzyılın en yakışıklı erkeğinin hayatındaki kırılma anı ne acaba?..
***
“Genç kadınlar bütün bir günü internette, sosyal medyada vakit geçiriyorlar... Daha yaşlıların ise, mutlaka vazgeçemedikleri alışkanlıkları var... Elbette yalnızım... Köpeklerim var... Onlarla mutluyum...” diyor sadece...
***
Şato ve çevresinde en muhteşem bölümün, Alain’in köpeklerinin mezarlarının olduğu yer olması, bu sözlerin ne kadar kendini yansıttığını gösteriyor...
Hayatının içinde en büyük kırılma noktalarından birinin “korumasına söylediği o korkunç sözler olduğunu“ anlıyorum Alain’in...
-”Karımla yatarsan seni öldürürüm...” diyor korumasına...
Eşi Nathalie Delon’un, onun sınırsız bohem yaşamının ilgi patlaması esnasında kendisini korumasıyla aldatacağını düşünerek...
Yüzyılın erkek ikonu; karısı tarafından korumasıyla aldatıldı mı bilinmiyor; ancak korumasının bir cinayete kurban gitmesi akıllarda hep bu soruyu sorduruyor...
Alain ne bu olayı ne de korumasının ölümünü hiçbir zaman unutamıyor...
Yaşamının en büyük kırılmalarından birinin bu olduğunu hissediyorum...
ANNESİNİN ARZUSU
Alain’in hayatının bilinmezlerinde sörf yaparken, şu soru geçiyor aklımdan:
“Birisi bir gün benim “Hayatımın Kadınları”nı çıkarsa, kimleri koyar ön sıralara acaba?..
O kadınlara yönelik hangi replikleri?..
Hangi anlamları yükler o kadınlara, benim hayatımda?..”
***
-”Annem Mounet aktrist olmak istemişti... Karakteri de buna müsaitti... Fakat olmadı...” diyor Alain;
-”Sanırım ben onun arzu ettiği hayatı yaşadım...”