Tim Burton’un oyuncu koçuyla çalışacak
.
Sebahat ve Melahat filmini hatırlıyor musunuz? Hani orada Melahat’i oynayan ve bizi gülmekten kırıp geçiren bir oyuncu vardı. Adı Adem Yılmaz. Onu daha önce Ayrılsak da Beraberiz, Doksanlar, Yerden Yüksek, Artı 18, Osmanlı Kıyam, Komşu Köyün Delisi dizilerinde izlemiştik. Bizum Hoca, Sebahat ile Melahat, Oflu Hocayı Aramak (OHA), Bir Gece, Hep Yek, Mezarcı ve Mor Ufuklar filmlerinde de rol aldı. Ben onunla Bizum Hoca filminin Trabzon galasında tanışmıştım. Yurt dışında büyüdüğünü, Bilkent Üniversitesi’nde konservatuvar okuduğunu ve Amsterdam’daki Broadway Academy’de müzikal oyunculuğu üzerine yüksek lisans yaptığını öğrenmiştim. Araya çok zaman girdi. Televizyonda onu çok izleyemedik ama bu sene iki festival filmiyle ses getirdi. Rol aldığı Mor Ufuklar filmi geçen ay Madrid Film Festivali’nde gösterildi. Film Ece Özdikici’ye en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü getirdi. Tuffest’te ise yani Trabzon Uluslararası Film Festivali’nde Adem Yılmaz; hem Mor Ufuklar, hem de Mezarcı filmlerindeki performanslarıyla en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünün sahibi oldu. Mor Ufuklar’daki Bulgar zulmünden kaçan ailenin kekeme oğlu karakteri görülmeye değerdi. Mezarcı’da ise köyün delikanlılarından biriydi. Bütün bunlar çok güzel ama beni başka bir haberi daha çok heyecanlandırdı. Adem’le yurt dışındaki bir gezim sırasındayken haberleştik. Ben onun bir dizide oynamasını beklerken, o Londra’da olduğunu söyledi. Meğer İngiltere’nin en iyi oyunculuk okullarından biri olan Royal Central School of Speech’e yüksek lisans için seçilmiş. Bir yıl sürecek eğitimi ekimde başlayacakmış. Üstelik okulun hem bölüm başkanı, hem de Adem’in eğitmeni olacak kişi Amanda Brennan’mış. Brennan, Tim Burton’ın oyuncu koçu. Eminim şahane bir deneyim olacak Adem Yılmaz için... Ama dileğim; bu eğitimlerden sonra onu Türkiye’de de iyi bir dizide izlemek.
Mekanın cennet olsun vatan!
Pazar akşamı telefonuma bir mesaj geldi. “Oya, Vatan Şaşmaz öldürüldü” yazıyordu. Şaka olduğunu düşündüm. Benim tanıdığım Vatan Şaşmaz güler yüzlü bir adamdı. Bir defa bile sinirli bir anına şahit olmamıştım. Üstelik aynı saatlerde Kanal D ekranında Çocuklar Duymasın vardı. Onu orada kanlı, canlı izliyordum. İşin rengi sonra değişti. Haber kanallarına baktığımda gelen mesajın aynısı alt yazı olarak geçiyordu. Vatan Şaşmaz öldürülmüştü. Sonrası çirkin bir şeye dönüştü. Biz ne zaman böyle bir hale geldik diye düşünmeden edemiyor insan... Çünkü böyle bir haberi aldığınızda önce büyük bir şoka giriyorsunuz, sonra üzülüyorsunuz, daha sonra ne olduğunu sorgulamak aklınıza geliyor. Fakat sosyal medyayı açtığımda büyük bir çirkinlik ne yazık ki gerçek olarak karşımda duruyordu. Dalga geçenlerden Birol Güven’e oyuncu önerenlere, olayın dedikodusunu yapanlardan polisiye türünde oynayanlara herkes vardı. Artık ölüye bile saygımız kalmamıştı. Merak etmeyin, böyle bir zamanda hiçbir şey sır olarak kalmaz. Elbet tüm gerçekler açığa çıkacaktır. Ama önce yapmayı unuttuğumuz şeyi yapalım. Yas tutalım ve insanların acısına saygı gösterelim. Vatan Şaşmaz’ın eşi ve ailesinin başı sağ olsun. Mekanın cennet olsun Vatan Şaşmaz. Ben seni hep güler yüzünle hatırlayacağım