Karadayı’nın öyküsü kabak tadı verdi
.
Karadayı reyting yarışına iddialı başladı ve pazartesi akşamını toza buladı. Mahir’in “Başsavcıyı ben öldürdüm” itirafı ve sonrasında neler olacağı hepimizi ekrana kilitledi. Baştan itiraf ediyorum. Karadayı dizisi başarılı olabilir ama ben 37 bölümdür izlediğimiz dizinin hikâyesiyle hâlâ empati kuramadım. Nazif’in başsavcıyı öldürmediği bu kadar açıkken ve Mahir Feride’yle aşk yaşarken hikâye bu kadar uzamamalıydı. Bu iş gerçekten kabak tadı verdi. Diziyi Uluç Bayraktar ve Cem Karcı gibi son yılların başarılı yönetmenleri üstlenmişken Bergüzar Korel, Kenan İmirzalıoğlu, Çetin Tekindor gibi oyuncular rol alırken bu hikâyeyi hareketlendirmenin zamanı gelmedi mi? Hatırlarsanız Kuzey Güney dizisinde de Ferhat problemi çok kartondu. O öldükten sonra ve başka bir hikâye açıldıktan sonra diziyle daha çok bağ kurduk.
Korel döktürmüş
Karadayı içinde Nazif’in üzerine yıkılan cinayet öyküsü bence miladını doldurdu. Eylem Canpolat ve Sema Ergenekon’un artık başka öyküler açması gerekiyor. Savcı Turgut’un da bu kadar dört ayak üstüne düşmesi mümkün değil... Neyse genel hikâyeden şikâyetimi bir kenara bırakalım ve yeni sezonun ilk bölümünde yaşananlara göz atalım. Dizinin beni en çok şaşırtan tarafı ise Hakime Feride’nin Mahir’i gömleğe dökülen kahve meselesiyle ipten kurtarmasıydı. Düşünmeden edemedim, madem olay böyle çözülebiliyordu, neden Nazif’e de aynı soru sorulmadı. O zaman biz 37 bölümdür ne izliyoruz? Böylece senaristler kendi kurdukları hikâyeye de ihanet ettiler.
Kenan İmirzalıoğlu, bildiğimiz oyunculuğuyla karşımızdaydı. Onu zaten uzun zamandır racon keserken izliyoruz ekranda... Bu arada biraz göbek yapmış. Bergüzar Korel’in oyunculuğuna laf edenler artık sussunlar. Çünkü bu bölümü resmen o sırtlanmıştı ve tabiri caizse döktürmüştü. Feride’nin aşk karşısındaki çaresizliği eminim tüm kadınları içine çekiyordur. Özellikle gazetede çıkan haber sonrası babasının kalp krizi geçirmesi ve yaşadığı travma çok gerçekçi bir oyunculukla ekrana yansıdı. Siz bir kız çocuğunun ilk aşkı olan babası ve son aşkının arasında kalması ne demek bilir misiniz? İşte bu sorunun cevabını bize gösterdiler. Dizinin genel anlamda diyaloglarını başarısız bulmama rağmen, Mahir’in Feride’ye “Bir sinema çıkışında tanışma anımızı elimizden alanı bulacağım” cümlesini çok beğendim.
Zirvede başladı
Mahir ve Feride arasındaki imkânsız aşka bir imkânsızlık daha ekleyelim diye diziye katılan Sinan karakteri ne yapsa başarılı olamaz. İzlediğinize iyi bakın, Mahir dururken Sinan bir kadının kalbine girebilir mi? Bu arada Necdet karakterinin yani Erkan Avcı’nın hakkını yemeyelim. Sinemada oyunculuğunu çok beğenirdim ama bu projeyle geniş kitlelere ne kadar iyi oynadığını gösterdi. Ben ne kadar genel öyküsünde sorunlar bulsam da Karadayı pazartesi akşamı Tüm Kişiler’de 8.69, AB’de 9.44 reytingle zirveye oturdu. Haftaya O Ses Türkiye’nin de yarışa katılmasıyla zirveyi paylaşabilirler. Ama görünen o ki, Kanal D’nin Güzel Çirkin’i, Fox’un Görüş Günü Kadınları, TRT 1’in Beni Böyle Sev’i, Show’un Bebek İşi dizileri bu iki yapıma kafa tutamaz. Eğer Fatih dizisi pazartesi akşamına gelirse belki o da yarışa iddialı girebilir. Onu da başladığında değerlendireceğiz.
Tükenmez Kalem’den parti
PAZARTESİ akşamı Tükenmez Kalem-Gani Müjde, Babam Sınıfta Kaldı, Pis Yedili ve Harem dizileri için Taksim’de bir gece kulübünde bir parti düzenledi. Müjde, “Çok çalıştık, çok yorulduk. Bu gece eğlenelim” diyerek başlattı partiyi. Ardından Pis Yedili’ye yeni katılan Bertan şarkı söyledi. Ümit Kantarcılar, sahneye atlayıp Tarkan’ın Şımarık şarkısıyla dans etti. Ama Ali Biçim sahneyi ele geçirdi. Ben de partiye uğradım ve ekibin eğlencesine şahit oldum. Onlar çok genç ve dinamik bir ekip. Umarım bu neşeleri hep daim olur.