‘Gecenin Kraliçesi’ değil kaybedeni oldu
.
Meryem Uzerli ve Murat Yıldırım’ın başrolünü oynayacağı dizi için yaklaşık 1.5 yıl senaryo arandı. Türkiye’de ikilinin oynayacağı diziyi sanırım yazmayan senarist kalmadı. Sonunda ortaya çıkan iş için diğer yapım şirketleri ve senaristler ayağa kalktı. Çünkü bu senaryo birkaç senaristin işinin birleşmiş haliydi. Hatta Acı Aşk dizisiyle çok benzediği için TMC Yapım ve O3 Yapım arasında ciddi bir kriz yaşandı. Bir Kore formatı olan Acı Aşk’ı TMC’nin satın aldığını belirtelim. Ay Yapım’ın Beyaz Geceler projesi de benzerliği sebebiyle bir süre rafa kalktı. Bu kargaşalar sırasında Gecenin Kraliçesi dizisinin senaryosu elime geçti ve okuma fırsatım oldu. Senaryoyu okuduğumda ilk sözüm “Dağ fare doğurmuş” oldu. Bu işin bu hikâyeyle yüksek iddiasına da bir türlü anlam veremedim.
Kralsız ülkede kraliçesiz kaldık
Her şeye rağmen çekimler başladı. Acayip bir oyuncu kadrosu kuruldu. Yayın tarihi yaklaştığında yine çok büyük bir hataya imza atıldı. Kurt Seyit ve Şura’da yapılan pazarlama ve tanıtım hatası tekrarlandı. Star TV, “Starsan Star’dasın” sloganını cömertçe kullandı. Dağlara taşlara Meryem yazıldı. Ekranda sayaç kullanıldı, Meryem belgeseli yapıldı. Yapımcı ve kanal konuştu. Herkes yüksek iddiasını ortaya koydu. Seyirciye “Meryem’i seviyor musunuz?” diye soruldu. Sonuç pozitifti. Oysa Gecenin Kraliçesi bir diziydi, Meryem yani bir oyuncu değil... Sapla saman orada birbirine karıştı. Sonunda beklenen gün gelip çattı. Salı akşamı saat 20.00’de hepimiz kralsız ülkenin kraliçesini seçmek için ekran karşısına oturduk. Tek plan gördük ki, dizi 12 dakika reklama gitti. Kanalın bu özgüveni şaşırttı. Yaratılan beklenti ve beklemek hepimizi germek üzereyken dizi sonunda başladı. Açılış sahnesi ve yağmur efekti ilk bölümüne 10 milyon lira harcandığı söylenen bir iş için son derece kötü görünüyordu. Ardından Grasse’ye yani Fransa’ya geçtik. Kartal ve Emre’nin yurt dışına gidince yabancı kızlarla gezme konulu çiğ diyaloglarından sonra karşımıza Selin çıktı. Emre’nin tüm sulu zırtlak hallerine rağmen Kartal ilk görüşte aşık oldu Selin’e. Neyse ki, benim okuduğum senaryodaki haliyle çekmemişler. O nedenle Kartal’ın aşkı daha inandırıcı olmuş.
Alt yazı hatalı bir karardı
Bir defa gördüğü bir kız için Grasse’yi alt üst eden Kartal, sonunda çareyi Selin’in hasta annesine çorba yapmakta buldu. O çorbayı nerede yaptı bir muamma. Ama benim en çok merak ettiğim şey Grasse’da kara lahanayı nasıl bulup çorbasını yaptığı... Biz 57 dakika boyunca Grasse’da Selin ve Kartal’ın bir gecelik aşkını izledik. Üstelik bu sahneler Fransızca’ydı. Alt yazılı o kadar çok sahne vardı ki, zaten dizi ilk golü orada yedi. Bu ülkenin en büyük sorunlarından biri eğitim. Okuma yazma bilmeyen kişi sayısı sandığımızın çok üstünde...
Hollywood taklidi sahneler
Kaldı ki, ben bile o kadar yorulduktan sonra televizyon ekranında o küçücük alt yazıyı okumak da zorlandım. Oysa Muhteşem Yüzyıl bunun formülünü bulmuştu. Fransızca konuşmaya başlanıp üstüne dublaj yapılabilirdi. Selin’in gecenin kraliçesini anlattığı serada gerçekleşen sevişmeyle Aşk-ı Memnu’ya da selam çaktılar. Buraya kadar aşkı hep erkeğin gözünden izledik. Açıkçası o sahneleri sevdim. 57 dakika ünlü Hollywood filmlerinin taklidi sahneler ve müziklerinden sonra Kartal İstanbul’a geldi. Benim için dizi orada bitti ve yeni bir dizi başladı. İlk 57 dakika romantik komedi türündeydi.
Bir dizide üç dizi izledik
İstanbul’da Kartal’ın evli olduğunu öğrendik. Ondan sonra iş dram-aksiyona dönüştü. Esra’nın Kartal aşkı Hatırla Gönül’deki Tekin’in Gönül tutkusuna benziyordu. Esra’nın Kartal’ı kimseye yar etmemek için yaptığı kaza, Aziz Bey’in Kartal’dan canını istemesi ve Kartal’ın Selin’i terk edişiyle 50 dakikalık ikinci dizimiz de sona erdi. Fransa’da 4 yıl sonra bir gecelik aşktan doğan Osman’ın doğum günüyle başlayan ve Karadeniz’e uzanan yeni bir dizi başladı. Kardeşiyle tanışmak için Karadeniz’e giden ve Aziz Bey’le tanışan Selin’in yeni aşk macerası romantik türündeydi. Her saniye aslan parçası diyen Aziz Bey’le Reaksiyon’a da gönderme yapıldı. Malum, dizinin senaristlerinden biri Reaksiyon’un eski senaristi. 46 dakikalık üçüncü dizimizle yeniden İstanbul’a gelip Selin ve Kartal’ın karşılaşmasıyla finale bağlandı dizi. Kısacası 153 dakikalık dizide üç dizi izledik. Üç türle karşımıza çıkarak ne kadar kafası karışık bir iş yaptıklarını ortaya koydular. Sonuç çok yorulmuş ve bir an önce dizinin ne anlattığını öğrenmek isteyen bir seyirci vardı ekran karşısında... Sonunda anladık ki, bütün bu hikâye Aşk-ı Memnu’ya bağlanacakmış. Selin- Aziz-Kartal üçgeninde, bir konakta yaşanan olayları izleyeceğiz. Gelelim, dizinin reytinglerine... Gecenin Kraliçesi Tüm Kişiler’de 3.91 reytingle 9’uncu, AB’de 3.39’la 8’inci, ABC1’de 4.22’yle 7’nci oldu. Demek ki neymiş, bir oyuncu tek başına reyting değilmiş. Elinizde iyi bir hikâyeniz yoksa Taylan Biraderler bile çekse ancak bu kadar düzeltebiliyormuş. Dağlara taşlara Meryem yazmakla bu iş olmuyormuş. Koca dizide güzel sahneler izledik ama hikâye bütünlüğü yoktu.
Saçları konuşuldu
Bir de Meryem’in saçları var ki, sosyal medyanın en çok konuşulan konusu oldu. Bir şampuan markasının reklam yüzü olan Meryem Uzerli’nin bakımsız saçları herkesin diline dolandı. 153 dakikalık dizide 4 kez renginin değişmesi de devamlılığa zarar verdi. Sonunda anladık ki, o bakımsızlığın nedeni saçlarının bir bölümde dört kez boyanmasıymış. Sanırım aşırı kimyasaldan Meryem Uzerli’nin saçları yanmış.
Acı Aşk’a çok benziyor
Gecenin Kraliçesi, tartışmasız Acı Aşk’a olan benzerliğiyle dikkat çekti. Hatırlayalım, Acı Aşk’ın ilk bölümünde Bulut ve Melek ilk görüşte birbirilerine aşık oluyor ve beraber oluyorlardı. Gecenin Kraliçesi’nde Kartal ve Selin aynı durumu yaşıyor. Bulut Melek’e beraber olana kadar evli olduğunu söylemiyordu. Kartal da söylemedi. Bulut, Ferman Bey’in yanında yetiştiği için oğlu gibi ve kızıyla zorla evlendirilmiş damadıydı. Kartal da Aziz’e baba diyor ve tüm işler onun sorunluluğunda... Kartal da Aziz’in kızı Esra’yla zorla evlendirilmiş. İki dizide de vefa onları sevmedikleri bu kadınlara bağlıyor. Sude’de histerik bir kadın, Esra da... İkisi de kocalarını başkalarına yar etmemek için her şeyi yapıyor. Tek gecede hamile kalan bir Melek var Acı Aşk’ta... Tesadüfe bakın, Gecenin Kraliçesi’nde de...
Dağ fare doğurdu
Sanırım Türk televizyoncularının bir şeyi yeniden anlaması gerekiyor. Yurt dışına sattığımız dizileri oyuncularla değil, hikâyelerimizle sattık. Binbir Gece’yi dünyaya Halit Ergenç ve Bergüzar Korel sattırmadı. Hikâyedeki rolleriyle sevildiler. Meryem Uzerli şahane bir oyuncu, özel bir ışığı var. Ama sadece oyuncu, tek başına kahraman değil... Bir dizinin tutup tutmayacağını onun omuzlarına bırakmak da ona büyük haksızlık. Çünkü bu iş ekip işi. Önce hikâyeyle başlıyor her şey, ondan sonra yönetmene, sonra oyuncuya gidiyor. Özellikle Murat Yıldırım ve Meryem Uzerli muhteşem oynamış ve üstlerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirmişler. Ama başta da dediğim gibi, bu işle baştan sona bize bir Kaf dağı yarattılar. İlk bölümün sonunda gördük ki, dağ fare doğurdu.
Çatışma sağlam
Peki, bundan sonra ne olur? Acı Aşk’a benzese de; çatışma üçgenleri sağlam! Aziz-Selin Kartal arasında bir çatışma var. Esra-Kartal-Selin arasında da... Mert ve Kartal arasındaki mücadele, Hümma ve Hakan’ın saf değiştirmesi güzel işlenirse dikkat çeker. Kartal’ın babasını Aziz ve Selin’in babası Osman’ın öldürmesi de güzel sır! Bu çatışma eğer iyi işlenirse dizinin reytingi artacaktır. Ama bundan sonra daha mütevazı bir tanıtım şart! İster kabul edin, ister etmeyin yüksek iddia antipati yaratıyor.