Ey oyuncu, dövüşmeyi öğren!
.
Son yıllarda oyuncuların sadece oynayabilmesi yetmiyor. Her birinin farklı alanlarda yeteneklerini göstermesi gerekiyor. Çünkü senaryolarda buna hizmet ediyor. Türkiye’de insanların farklı alanlarda hobiler edinmesi dizilere de yansıyor. Artık bir dizi karakterinin en az bir sporla ilgilenmesi gerekiyor. Eskiden ata binmek ve tenis oynamak dizilerde en çok kullanılan sporlarken, şimdi oyuncuların kürek, dövüş, kick-boks, sörf, koşu, atış talimi bilmesi gerekiyor. Neredeyse hepsinin şarkı söyleyebilmesi, bir enstrüman çalması lazım. Zira, farklı şeyler yapabilen oyuncular öne çıkıyorlar. Bunun en yakın örneğini Ulan İstanbul’da gördük. Erkan Kolçak Köstendil ve Şebnem Bozoklu şarkı söyleyebildikleri için oyunculukları dışında sesleriyle de öne çıktılar. Yeni sezon dizilerine baktığımızda da durum farklı değil. Yani anlayacağınız, iyi oynamak yetmiyor! Mutlaka başka maharetleri de göstermek gerekiyor. Ama Türkiye’de bir oyuncunun en iyi bilmeniz gereken şey dövüşmek. Demedi demeyin, ekranlar yeni sezonda da dövüşen oyunculardan geçilmeyecek.
Buna emek hırsızlığı denir
Artık sayısını bilmediğimiz kadar internet sitesi var. Kimisi çok öne çıkıyor, bazısı da öne çıkmak için türlü türlü başlıklar atıyor. Özellikle dizi ve televizyon haberleri çok okunduğu için iş üretmek gerekiyor. Farkındaysanız üretmek dedim ama çoğu bunu yapmıyor. Bir yerde okudukları haberi doğruluğunu araştırmadan yayınlıyorlar. Çoğu da bir köşe yazarının yazısından haber yapıyor. Birçoğunu ben de yakından takip ediyorum. Ama en ilginç olanı kendi köşe yazımı o sitelerin kendi imzasını kullanarak yayınlamasını okumak oluyor. Birebir yazımı, haberimi kullanıp altına da kendi internet sitelerinin imzasını kullanıyorlar. Sanırım farkında değiller ama buna açıkça emek ve bilgi hırsızlığı deniyor. Sitelerin tek tek isimlerini deşifre etmeye kalksam bu yazıya sığmaz. Ama emeğe saygı duymalarını rica ediyorum.