Çi sona geliyor
.
Azra Kohen’in çok satan romanları Fi, Çi, Pi’nin dizi olacağını duyduğumda çok büyük tepki göstermiştim. Çünkü o romanların ana meselesi zaten sisteme karşı olmaktı. Böylece sistemin tam göbeğine girmiş oluyordu. Ancak dizinin ilk bölümünü izlediğimde romandan kopmaması çok hoşuma gitti. Bu da sisteme karşı başka bir cevap olacaktı. Ancak her geçen bölüm Fi, romandan uzaklaştı.
Ben diziyi artık romandan farklı olduğunu kabullenerek izlemeye başladım. İkinci sezonu Çi romandan daha fazla uzaklaştı. İş Can Manay ve Duru arasındaki hastalıklı aşkta sıkışıp kaldı. Ne Bilge, ne Eti, ne Özge, ne Deniz romandaki asıl rollerini üstlenebildiler. Üstelik Ali ortada bile yok. Azra Kohen serinin üçüncü romanında der ki, Fi ve Çi aslında Pi’yi okuyun diye yazıldı. İki romanda bizi Pi’ye hazırlıyordu. Ancak Pi’nin uyarlanması bu koşullarda zor görünüyor. Çünkü Pi sisteme çomak sokmayı başaran bir iş. Bunu da Özge üzerinden yapıyor. Sadık’ın verdiği belgelerle Özge bir siyasi parti lideri oluyor ve iktidara karşı savaşıyor. Bugünün konjonktüründe bunun yapılması zor. O nedenle Çi son sezon olarak kalacak. Gitgide sona da yaklaşıyor Çi. Dizi mart ayında Show TV’de ekrana geleceği için önümüzdeki ay son birkaç bölümü yayınlanacak ve final yapacak. Zaten 7’nci bölümünde Özge’nin Can’ın Umut olduğunu öğrenmesi, Duru’ya gerçeği açıklaması, Eti’nin intihar etmesiyle olaylar hızlandı. Fi ve Çi benim hafızamda asıl meselesinden uzaklaşmış ama internete çekilen iyi bir drama olarak kalacak.
Hayat Sırları giderken ailenin önemini vurguladı
Hayat Sırları’nın ilk tanıtımını izlediğimde “Vay be İkinci Bahar tadı yeniden geliyor” demiştim. Fakat çarşamba akşamı başlaması büyük riskti. Fakat o özlediğimiz tadı verirse izlenme şansı çok yüksekti. Ne yazık ki, Hayat Sırları ilk birkaç bölüm sırlarını açıklamadı. Sonrasında da hızlıca tüm sırları ortaya döktü. Ama olan olmuş, seyirci kaçmıştı. Ne yazık ki, reytingleri kötü gitti ve pazar akşamı ekrana veda etti. Biterken en büyük sır sadece seyirciye açıklandı. Hakan İmren babasını hala Mustafa Kuzgun bilerek diziye veda etti. Oysa özellikle o yer değiştirme hikayesinde çok büyük malzeme vardı. Keşke başkasının hayatını yaşayan Mustafa Kuzgun’un sırrını seyirci ilk bölümde öğrenseydi. Olan oldu. Hayat Sırları istediği kadar düşük reyting alsın, asıl olaya sonradan başlasın benim için fark etmiyor. Çünkü ekranda iyi oyunculuk, sıkı kardeşlik, her şeye rağmen birbirine tutunmuş ve birbirinin değerini bilen şahane bir karı-koca, çocuklarına karşı anlayışlı bir baba izledik. İşin aile kısmı ekranda hasretini çektiğim normal aile kavramını bize yansıttı. Kısacası Hayat Sırları giderken bize aile olmanın önemini vurguladı. Kendime adıma mutluyum. O nedenle tüm ekibin gönlüne sağlık!