Bu ekrandan bir Sefer geçtiydi!
.
Poyraz Karayel’de Adil Topal’ın ortaya çıkmasıyla ortalık Kurtlar Vadisi’ne döndü. Dizide ölen ve yaralanan sayısını takip edemiyorum. Ama tadını bozmadığı için mutluyum. Ancak bu hafta öyle bir hamle yaptı ki, bana bile ağır geldi. Silahlar, koşuşturmalar, ölümler derken bir Poyraz Karayel’in daha sonuna geldik diyeceğimiz anda, Sefer öldü. Evet evet, yanlış okumadınız. Poyraz Karayel dizisinin en önemli karakterlerinden, sevgisizlik içinde büyüyüp sevgiyi hayatının merkezine almayı başaran, adamın dibi, dedem Sefer öldü. Daha doğrusu sevdiği kadın ölmesin diye kendini öldürdü. Üstelik ölürken “Benim de şu 3 günlük dünyadan kârım sevdam olsun. Değersiz canım aşka feda olsun. Unutmayın ölüm haktır, sevgiyse baki!” diyerek hepimize büyük bir tokat attı. Poyraz Karayel’de Zülfikar dedesiz, Sema aşksız, Baba oğulsuz kaldı. Biz de Kanbolat Görkem Arslan’ın nefis oyunculuk performansından mahrum kalacağız. Ama yıllar geçse de üstünden “Soran olursa bu ekrandan bir Sefer geçtiydi!” diyeceğiz. Çünkü Sefer ekranın en unutulmaz karakterlerinden biri oldu. Güle güle dedem, hoşçakal Görkem, yolun açık olsun! Emeğine sağlık...
Kötülükler kraliçesi Hülya
Salı Kış Güneşi başladığı için Hayat Şarkısı’nın üçüncü bölümünü izleyememiştim. Ertesi sabah izlediğimdeyse şaşkınlığımı gizleyemedim. Burcu Biricik’i Düşman Kardeşler’den beri tanıyorum. Bugüne kadar canlandırdığı rollerde farkını ortaya koydu. Ancak hiç şüphe yok ki, Hülya karakteriyle kötülüğün tarihini yazıyor. İşin tuhaf yanı, o kötülük yaptıkça biz “Oh” çekiyoruz. Aksi taktirde böyle bir karakteri sevmemiz mümkün değil! Aslında Hülya hepimizin fakirlikten, sonradan görmelerden, sevgisizlikten intikamını alıyor. Burcu, Hülya’yken Burcu’yu tamamen siliyor. Helal olsun, emeğine sağlık! Böyle devam ederse o da ekran tarihinin en kötü kadın karakteri olarak tarihe adını yazdıracak. Bakalım, Yaprak Dökümü’nün Ferhunde’sini geçebilecek mi?