Biz ne zaman bu kadar kötü olduk?
.
Uzun zamandır başlıktaki soruyu soruyorum kendime… Özellikle ekrana gelen dizileri izlediğimde hepsinin bilinçaltımıza ne kadar kötü olduğumuzu kazıdığını düşünüyorum. Neden mi? İsterseniz bu fikre nasıl kapıldığımla başlayalım. Eskiden kutsal aile kavramı diye bir şey vardı. Dizilerde de aile, komşuluk, dostluk, vefa gibi kavramlar işlenirdi. Perihan Abla, Süper Baba, Hayat Bağları, İkinci Bahar, Ekmek Teknesi dediğimde hepiniz ne demek istediğimi anlarsınız.
Süper Baba’yı özledik
Bu dizilerin ortak özelliği kötünün, kötülüğün aile içinden değil, dışardan gelen bir şey olduğunu göstermesiydi. Ne zaman ailenin başına bir şey gelse herkes bir araya gelir iyilik kılıcını kötülere karşı çekerdi. Bizlerde ekran karşısında onların yanında olur kötülere karşı zafer kazanırdık. Sonra hayatımıza gerçekçilik diye bir kavram girdi. Ekrana gelen projelerde bu gerçekçilik akımını takip etti. En azından kanal yöneticileri buna uyguladı. Önce Türkiye’de izleyici profilinin değiştiği söylendi. Ardından da kötülerin içimizde yaşadığı empoze edilmeye başlandı. Kardeş kardeşe kazık attı, kocasını elinden aldı, kötülük yaptı. Anne çocuğunu sevdiğinden ayırdı. Baba kızını pazarladı. Dost arkadaşının sevgilisine göz koydu. Anne kızının sevgilisiyle yattı. Örnekleri çoğaltabilirim. Ve işin ilginç yanı, bir zamanlar ailenin kutsallığına inanan bizler, ağzımızın suyu akarak, saf tutarak ve bu projeleri reyting aletinde zirveye taşıyarak ödüllendirdik. Kabul ediyorum, kusursuz ailelere, dostluklara sahip değiliz. Bu devirde kötülüğün en yakınımızdan geleceğini öğrendik, öğretildi bize. Hepimizin ailesinde iyi olduğu kadar kötü kişilerde var. Peki, biz ne zaman bu kadar kötü olduk? Kardeşimiz değil mi başımıza bir şey geldiğinde ilk koşan? Dostumuz değil mi dara düştüğümüzde yanımızda olan? Ailemiz değil mi mutsuz günümüzde bize omzunu gösteren? Yoksa bu mutlu aile tablosu sadece reklamlarda mı kaldı? Diziye çatışma lazım ve izletmek için bu devirde en popüler çatışmanın aile içinden yaratıldığının farkındayım. Ama artık yetmedi mi? Ben ekranda Süper Baba gibi işler izlemeyi çok özledim. Düşünün 1990 sonrasında doğan kuşak Süper Baba gibi bir iş izlemedi. Lütfen, bir kanal artık cesaret edip dışarıdan gelen kötülere karşı birlik olup mücadele edebileceğimizi anlatan bir proje yayınlasın. Sizler de iyi aile bağlarının olduğu, dostluğun, vefanın anlatıldığı dizileri özlemediniz mi? Neşeli Günler filmi gibi bir dizi olsa izlemez misiniz? Yoksa ben bir ütopyada mı yaşıyorum?
Haftaya hangi diziler başlıyor?
Hazır olun, artık sezonu açıyoruz. Bu sezon bizi ekrana bağlayacak diziler birer birer başlıyor. Sezonun açılışını Kadir Doğulu ve Neslihan Atagül’ün başrollerini oynadığı Fatih Harbiye’yle 31 Ağustos Cumartesi Fox TV’de yapacağız. Onu 2 Eylül Pazartesi yine Fox’ta ekrana gelecek olan Çocuklar Duymasın takip edecek. Pazartesiden perşembeye saat 20.15’te ekrana gelecek. Şenay Gürler, Nesrin Cevadzade, Yıldız Çağrı Atiksoy ve Semra Dinçer’li Görüş Günü Kadınları açık görüşünü 2 Eylül Pazartesi 22.15’te yapacak. TRT 1’in Beni Böyle Sev’i de 2 Eylül Pazartesi 19.50’de yeni sezonuna başlayacak. 4 Eylül Çarşamba 19.50’de TRT 1’de Avrupa Avrupa, 7 Eylül Cumartesi Kanal D'de Arka Sokaklar start verecek.