Basitliğe övgüsü nedeniyle şansı hak ediyor
.
Gold Film-Faruk Turgut’un yapımcılığını, Birol Güven ve Murat Aras’ın senaryosunu, Aydın Sarman ve Burcu Güven’in müziklerini, Amir Khalilzadeh’in yönetmenliğini üstlendiği Sevda’nın Bahçesi cumartesi akşamı Kanal D’de başladı. Sibel Can, Emre Kınay, Begüm Kütük Yaşaroğlu, Alina Boz, Baran Bölükbaşı, Teoman Kumbaracıbaşı, Berat Yenilmez, Mehmet Bozdoğan, Esra Kızıldoğan, Haydar Köyel, Özlem Mahmutoğlu, Melahat Abbasova, Yasemin Öztürk, Fulya Aksular, Doğa Konakoğlu’nun rol aldığı dizi Tüm Kişiler’de 2.59 reytingle 9’uncu, AB’de 2.91’le 6’ncı, ABC1’de 2.97’yle 6’ncı oldu. Tanıtımlarında vaat ettiği şeyi fazlasıyla verdiğini itiraf etmeliyim. Bize basit ve bilindik bir hikaye anlatacağını söylemişti. Dediğini de yaptı. Dizinin başlangıcında Sevda karakterine hayat veren Sibel Can, tam da kameranın içine bakarak yani izleyiciyle doğrudan bir ilişki kurarak şu cümleleri söyledi: “Başımdan geçenler kim bilir kaç kadının yaşadığı, artık hiç kimsenin şaşırmadığı, sıradan, sıkıcı, rutin şeyler belki... Seninki gibi, onunki gibi, kim bilir kimlerin ki gibi... Basit, sıradan, alelade bir hikâye işte.” İzlediğimiz dizide de bu basit ama herkesin yaşadığı sorunları gördük. O nedenle Sevda’nın Bahçesi’nin seyirciyi hiç kandırmadığını ve dürüst bir iş olduğunu düşünüyorum.
Aylin çok tanıdık biri
“Aslında çok basit” sloganını kendine şiar edinmiş biri olarak, basitin en zor olduğunu bilirim. Çünkü herkesin bildiğini anlatmak daha zordur. İkna etmek için daha fazla emek harcamanız gerekir. Sevda’nın Bahçesi ilk bölümde basit olduğunu gibi gözler önüne sermiş. Kızıyla ve arkadaşlarıyla yemek yapan bir kadın, yükselme hayalleri olan kızı... Ama birbirlerine sonuna kadar bağlılar... Hayatın zorlukları zaten öyle çok ki, yepyeni sorunlarla mücadele etmeye halleri yok. Ta ki hayatlarına Aylin gelene kadar... Aylin karakteri bu hayatta her gün karşımıza çıkan, ruhu kirlenmiş, hepimizin çok iyi tanıdığı biri. Önce gelir sizi bir hayale inandırırlar, sonra da hayalinizi çalarlar. Üstelik bunu yaparken bir an bile utanmazlar. Bir de üste çıkıp hiçbir şey olmamış gibi davranırlar. O nedenle karakterin gerçekliğinin altına imzamı atarım. Begüm Kütük Yaşaroğlu da karakteri köpürtmüş. Ancak biraz daha kendini göstermeden, daha sinsice davransa daha gerçek hale gelecek.
Suriyeli ailenin hikayesi merak uyandırdı
Alina Boz’a bayıldım. Tam ergen halinde ama annesine sıkı sıkıya bağlı bir karakteri canlandırıyor. Paramparça’dan sonra bu kez tam tersi bir rolle karşımıza çıktı. Sibel Can ve Emre Kınay yıllar sonra yine birlikte rol alıyor. Ancak Levent’i sevmek mümkün değildi ilk bölümde... O da hayatta tanıdık biri aslında... Para için ailesinden vazgeçen ama aile kavramını en çok savunan kişi. Size de fazla tanıdık gelmiyor mu? Sibel Can yıllar sonra ekran karşısına geçti. Gelecek bölümlerde daha fazla açılacağına eminim. Ancak ne yalan söyleyeyim, dizinin Suriyeli aile hikayesiyle bir başka gerçek gözler önüne serildi. Hamdi ve kızlarının hikayesi beni dizide daha fazla etkiledi. O hikayeyi inşallah daha fazla açarlar. Ezcümle; Sevda’nın Bahçesi ilk bölümüyle maalesef izleyiciden geçer not alamadı. Reytingleri çok düşük geldi. Seyirci dizilerde o kadar çok olay olmasına alıştı ki, bu diziyle henüz bir bağ kuramadı. Umarım kanal diziye sahip çıkar. Çünkü hepimizin hayatında olan sıradan sorunların anlatıldığı işler izlemeye de ihtiyacımız var. Sevda’nın Bahçesi bu konuda mükemmel bir iş diyemem ama yine de basitliğe övgüsü dolayısıyla bence şansı hak ediyor. Herkesin emeğine sağlık!