Rusya burnumuzu sürtüyor
.
Bu deyimi fazla bulanlar olabilir. Ne kadar üzülsek de durum budur. Rusya tam anlamıyla “burnumuzu sürtmektedir”.
Uçak krizinde önce geri adım atmadık. Sonra Rusya çok ağır bir fatura çıkardı. Sonunda geri adım atan biz olduk.
Rusya Suriye krizinin çözümü konusuna Ankara’nın da katkıda bulunmasını kabul etti. Bunun maliyeti de Esad’ın görevini bırakması talebinden vazgeçilmesiydi.
Bunu da kabul ettik, Moskova ve Tahran ile birlikte masaya oturduk.
Aslında kurulan masa tek taraflı bir masa ve bu masada ne kadar ağırlığımız olduğu da şüpheli.
Tek kabul edilen talebimiz YPG’nin masada olmamasıydı. Rusya bunu kabul etti, ama YPG’yi de PKK’yı da terör örgütü olarak görmediğini de söyledi.
Ve Rus uçakları El Bab’da askerlerimizin bulunduğu binayı bombaladıktan sonra “sizin verdiğiniz koordinatlara göre vurduk” dedi ve sesimiz henüz çıkamadı.
Ruslara yanlış koordinat verdiysek de burnumuz sürtülmüştür, yanlışımız yoksa ama sesimizi çıkaramıyorsak da burnumuz sürtülmüştür.
Rusya ile güreş tutmaya kalktık, çünkü Suriye’deki Esad yönetiminin gitmesini hedef alan bir politika izledik.
Şimdi vazgeçmiş olsak da, Rusya bizimle güreşe devam ediyor, bırakmıyor, bırakmaya niyeti olmadığını da sık sık ifade ediyor.
İsmet İnönü bu durumu, “büyük devletle yatağa girmek” diye ifade etmişti.
Geçen birkaç yıldır Amerika’ya, Avrupa’ya ve Rusya’ya karşı izlediğimiz politikalar bir çok iniş çıkış yaşadı. Ama esas olarak hepsiyle belli mesafeler oluştu.
Hepsiyle birlikte güreş tutarken, kendimizi kendimize sol miktarda övdük, milliyetçi üslupları tırmandırdık, ama sonunda hayatın gerçekleriyle karşı karşıya kaldık.
Sıra geldi gücümüzün yetmediği güreşlerden çekilmeye. Bunun için de belki Suriye ve Irak’taki askerlerimizi çekerek işe başlayabiliriz.
Esad hala Şam’da yerinde oturuyorsa, Rusya burnumuzu sürtmeye devam ediyorsa ve biz bundan bir ders çıkaramıyorsak, bunun adı politika olmaz, sadece şuursuzluk olur.
Kendimizi kendimize övmeyi, şuursuz hedeflerle halkı yanıltmayı, dayanaksız babalanmaları kesersek de çok yerinde olur.