Öldüren sistem
.
Vatan Haber
Son deprem faciasının ardından Başbakan’ın söylediği “seçim kaybetsek de yapacağız” sözü, aslında merkezinde “inşaat” olan büyük bir yapının değiştirilmesinin şart olduğunu gösterdi.
Nüfusu hızla artan, sürekli iç göç hareketlerinin yaşandığı bir ülkede yeni “yapılaşma”nın büyük boyutlarda olması da kaçınılmazdır. Burada, yarım yüzyılı aşkın bir süredir yaşanan toplumsal hareketlilik içinde örülmüş “inşaat”ın çevresindeki dev yapılanma ortaya çıkıyor.
Gecekondular, çürük binalar, çürük kamu binaları aslında bu sistemde doğan katillerdir. Bu sistemin temelini çıkar paylaşımıyla birlikte popülist siyasetler oluşturuyor.
Popülist siyasetler, Başbakan’ın da söylediği gibi, vatandaşın günlük çıkarına göz yummaktır. Bu sayede vatandaşın, tabii ki esas olarak yoksul vatandaşların derme çatma binalarda yaşamalarına izin verilir.
Ama diğer yanda da hâlâ varlığını sürdüren ve bir ucunda siyasi yapının bulunduğu bir “nema sistemi” var. Bütün siyasi partilerde “müteahhit” sıfatı taşıyanların bolluğu, bu sistemin açık kanıtıdır.
Müteahhitler partilere girerler, partilerle yakın ilişkiler kurarlar ve menfaat çarkları herkes için işlemeye başlar. Müteahhitler, en masum durumda, iş yapabilmek için partilerden “desteklerini“ esirgemezler.
Bu “destekler” sayesinde daha iyi çalışmalarını sağlayacak maddi imkânlara kavuşurlar.
“Destekler”in bir kısmı şahıs ceplerine girer. O “kısımların” büyüklüğü parti içi denetimlerin durumuna göre değişir.
Yerel yönetimler, en masumane durumlarda, bu “destekler” sayesinde vatandaşa daha çok hizmet verebilirler. Sağlanan “destekler”in büyük kısmını vatandaşa hizmete ayırdığına inanılan yerel yönetimler de vatandaş tarafından sevilir.
Bunlar herkesin bildiği gerçeklerdir ve parti ayrımı olmaksızın yapının tümünü besleyen düzenli bir sistem olarak işlemektedir. Ama sonuçta sistem bir “çıkarlar sarmalı” olduğundan gün gelir, bir yerden çöküverir. Örneğin, bütün depremlerde açığa çıkar.
Başbakan “seçim kaybetsek bile” derken bu sistemin değişmesinin şart olduğunu söylüyorsa, sistemin değişmesi umudu ortaya çıkacaksa buna bütün vatandaşların, bütün sivil toplumun destek vermesi gerekir.
Eğer sistem değişmezse de uzaktaki Van gibi yakındaki İstanbul da bu çıkar sarmalının kurbanı olacaktır.