İyimser olmak iyidir
.
İki gazeteci arkadaşımızın tahliyesinin ardından ortaya çıkan olumlu havadan herhalde herkes bir sonuç çıkarmıştır.
Siyasilerin çıkarmak zorunda oldukları sonuç, “demokrasi” başlığı altına girebilecek her gelişmenin ülkenin en geniş kesiminde destek gördüğüdür.
Bu tahliyelerle birlikte, Adalet Bakanı’nın verdiği bilgilere de dayanarak “iyimser” olmayı mümkün kılan koşulların geliştiğini söyleyebiliriz.
Yakın tarihimizle hesaplaşma davalarındaki birçok uygulamayla birlikte, KCK operasyonlarının şekli ve boyutları bir süredir her türlü iyimser beklentiyi boşa çıkarır bir seyir izliyordu.
Uzun süredir ilk kez, bu tahliyelerin gerçekleşmiş olmasını bir “siyasi irade” değişikliğinin işareti olarak görenler, sürecin değişmesiyle ibrenin tekrar “demokratik reformlar”a dönebileceği iyimserliğini aktarıyorlar.
“Kötümser” taraf ise, iki gazeteciyle ilgili olarak üzerinde baskı hisseden “irade”nin tahliyelerin devamını getirme yoluna girmeyeceğini düşünüyor.
Bunca yıldır tutuklamalarla, hapislerle, eksik demokrasi sıkıntılarıyla yaşamış olmanın getirdiği deneyimler “bizim ülkemizde bir iyi şey olur, ardından en az iki kötü şey gelir” karamsarlığını beslemektedir.
Ancak yine de tahliyelerle birlikte, hem AKP içinden hem de hükümete yakın bilinen çevrelerden yükselen sesler daha iyimser beklentilere yol açacak bir mahiyette gelişiyor.
Açık olarak dile getirilen beklentiler bellidir: Adalet Bakanlığı’nın üçüncü ve dördüncü paket ismiyle sunulan yasa değişikliklerini bile beklemeden hem Ergenekon hem KCK davalarında “uzun tutukluluk” sıkıntısının gidermesi ve buna bağlı olarak hapiste milletvekili kalmaması.
Bu iki sorunun aşılması halinde, “başarı” bunu gerçekleştiren siyasi iradenin olacağı gibi, toplumun genelinde sağlanacak olumlu hava da diğer demokratik adımlar için önemli bir temel sağlayacaktır.
İyimser olmak iyidir, şu anda da iyimser olmamızı sağlayan gelişmeler var.
Türk toplumu bundan böyle “bir iyi şey olur ama ardınan iki kötü şey gelir” karamsarlığı ve bıkkınlığıyla yaşamak istemiyor.