Bu karne de düzelir
.
Vatan Haber
Haberi görenlerin bir kısmı “işte AKP’nin ileri demokrasisi” diye bağırmıştır, ayıp etmiştir. Karne son hükümetin değil, 1959’dan bu yana bütün seçilmiş ve darbeyle gelmişlerin karnesidir.
Darbeyle gelmişlerin ayıpları ortadadır, seçilmiş oldukları halde bu karneyi değiştirmek için herhangi bir şey yapmayanların ayıbı da ayrıdır.
Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi bir internet sitesi kurup tam dökümü yayınlayınca 47 ülke arasında en kötü karneye sahip olduğumuz bir kez daha teyit edildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 1959-2011 yılları arasında devleti, yöneticileri, yargıyı tam 2 bin 404 kez mahkum ederek, 47 ülke arasında birinciliği Türkiye’ye vermiş. Böyle bir birinciliği elde etmek kolay değil.
Bunun için bu 59 yıl boyunca seçilerek ya da silah kullanarak gelmiş yöneticiler gerçekten çok çalışmışlar.
İşkence yapmışlar...
Vatandaşlarının özgürlük ve güvenlik haklarını çiğnemişler...
Doğru dürüst soruşturma yapmamışlar...
Adil yargılanma hakkını çiğnemişler...
İfade özgürlüğünü kısıtlamışlar, yargı da bütün bunlara katılmış...
Toplantı ve gösteri özgürlüğünü kısıtlamışlar...
Şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde Türkiye’den bütün bu konularda mağdur edilmiş, hakları çiğnenmiş kişilerden gelen 15 bin 940 başvuru da bekliyor. Bunlar ele alındıkça Türkiye’nin 47 ülke arasında birinciliği tekrar tekrar tescil edilmiş olacak.
1960, 1971, 1980 ve 1997 yıllarında yapılan dört askeri müdahale ile müdahaleler arasındaki “kısmi demokrasi” dönemlerinde bu karneyi değiştirmek için hiçbir çaba göstermemiş ya da göstermeme bahanelerine sığınmış “demokrasi özürlü” seçilmişler her zaman suçlanacaktır.
Bugün Adalet Bakanlığı’nın bu karneyi bizzat yayınlaması bile önemli bir bilinç gelişmesinin göstergesidir. Bu bilinç ortaya çıkmışsa, siyasi iradenin de gereğini yapmasını istemek bütün vatandaşların hakkıdır.
Doğrudur, Türkiye çok karanlık dönemler yaşamıştır, utandığımız karnedeki zayıflar bütün o dönemlerde birikmiştir; sadece son dokuz yılın tablosu gibi sunmak ahlaklı bir tavır değildir. Ama Türkiye’nin AİHM karnesini değiştirme imkânına sahip olanlardan bunu istemek, gerçek “hukuk devleti” istemek en meşru haktır, gereğini yapmak da siyasi iradenin görevidir.