Şampiy10
Magazin
Gündem

Bu AKP-PKK savaşı değil

.

ABONE OL
Vatan Haber

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılması basit bir terör eylemi değil. PKK’nın ilk kez bir milletvekiline “bulaşması”, eylemin sonu kansız ve barış mesajlarıyla gelmiş olmasına rağmen “çıtanın yükseltilmesi“ anlamını taşıyor.

Bu olay dolayısıyla, siyasi odakların nesnel değerlendirme yapmaları beklenirken, herkes ama istisnasız herkes, var olan “kapalı pozisyonları”nı kuvvetlendiren tavırlar aldı.

İşin ardında Ergenekon arayan da oldu, kaçırmanın düzemece olduğunu anında ilan edenler de. Çünkü olaya herkes alıştığı açıdan, durduğu noktadan baktı.

***


PKK’nın son saldırıları Suriye’deki gelişmelerle birlikte ele alındığında, Türkiye sınırları için de bir “egemenlik alanı” hedeflendiği yorumlarına yol açtı. Örgütün tepesinde böyle hedefler gözetilmiş olabilir, ancak bu durum için gerekli maddi şartlar; bölgesel otorite boşluğu, karşıdaki askeri gücün zafiyeti gibi durumlar mevcut değildir.

Eğer PKK’yı yönetenler böyle bir hedefi zorlarsa, bunun sonucu sadece çok kan dökülmesi, bölgedeki vatandaşların hayat şartlarının iyice zorlaşması olacaktır.

PKK da iyi bilmektedir ki Türkiye’de, Kuzey Irak ve Suriye’den, İran’dan çok farklı bir durum vardır. Türk vatandaşı Kürtlerin yaklaşık yarısı, şu veya bu nedenle PKK ve çevresindeki Kürt siyasetlerinin yanında görünürken diğer yarısı kararlı bir şekilde AKP’yi desteklemeye devam etmektedir.

***


Habur ayağındaki sabotajın ardından “açılım“ kavramı giderek erimiş, yerini “asayişçi” ve “çatışmacı” dil almış olmasına rağmen hükümet bir ölçüde “savaşın üzerinde” durmaya çaba gösterdi.

Bu aşamada PKK’nın ve BDP’nin politikalarının “ulusalcı” veya “çözümden korkan” cepheye yaradığı da ortadadır. Ve arkasından da “devletçi pozisyon”un hükümet nezdinde daha güçlendiğinin işaretleri gelmiştir.

Şu anda ise egemen görüntü “AKP-PKK çatışması” hâlidir.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir “Kürt açılımı” gerçekleştirmiş olan siyasi partinin, iktidarının onuncu yılında “savaşın tarafı” olması Başbakan Erdoğan tarafından da “ya PKK’nın tarafındasın ya benim tarafımdasın” mealinde telaffuz edildi.

“Askeri çözüm”de cenazeler sayılır. Daha çok cenazesi olan kaybetmiş olur. “Siyasi çözüm”deyse her durumda herkesin “ben kazandım çünkü...” demesi imkânı vardır.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Sertleşme mi normalleşme mi?
  2. 9 Temmuz, sonra 15 Temmuz, sonra da seçim mi?
  3. Yürüyüşün son gününden sonrası
  4. Şaşıracak bir şey yok, beklenen oldu
  5. Anlaşılan ekonomiden herkes memnun
  6. Negatif enerjiden kurtulmak
  7. Bundan sonra seçim hazırlığı
  8. Nazi krizinin devamı
  9. Yüz yıl önceki Kürdistan vaadi
  10. Bu yürüyüşün bir finali olacak

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.