Beyaz Türklerin son dramı
.
Malum gece tankları alkışlama ayıbı çok küçük bir bölgede yaşandı. İstanbul’un Kadıköy yakasında tanklara destek gösterisi yapıldı.
Kimin içinde ne olduğu bilinmez ama Beyaz Türkler darbe girişimini desteklemek gibi bir ayıbın içine düşmediler.
Aradan geçen süre içinde ise Beyaz Türk cenahında darbe girişiminin gerçekliğiyle ilgili şüpheler işlenmeye devam ediyor.
15 Temmuz darbe girişimi gerekten oldu mu yoksa işin içinde başka bir komplo mu var diye sormaya devam edenler halen Beyaz Türkler.
15 Temmuz kalkışması bir çok ezberi bozdu. Silahlı Kuvvetlerle ilgili olarak son dönemde çok tekrarlanmış ezbere formülleri de bozdu. Bunu kabul etmek istemeyen ve bu konuyu sürekli arka planda tutmaya çalışan bir siyasi irade var.
Yeni bir darbe girişimi olabileceği iddiaları ortaya çıktıkça bu ezberin hiç bir hükmü kalmıyor.
Beyaz Türklerin son dramı da bu noktada büyüyor. Silahlı Kuvvetlerin durumunu açıklayamıyorlar, Erdoğan ile kısa bir süre olsa da demokrasi hattında yan yana gelmiş olmaktan sıkıntı duyuyorlar.
Beyaz Türkleri şu anda bir nebze rahatlatan “yaşla kurunun ayırt edilmesi” konusundaki yanlışlar. Yazarların gazetecilerin tutuklanmaları dolayısıyla da “biz demiştik” demek imkanına kavuştular.
Bu az buz bir rahatlama değil, çünkü olmasaydı yaşadıkları dramın ucunda varlık nedenlerini tartışmak zorunda bile kalabilirlerdi.
Batıdan gelen son yorumların çoğunluğu da Beyaz Türklerin dramıyla uyuşma halindedir. Eğer bu tutuklamalar olmasaydı, onlar da şu andaki pozisyonlarını almakta bayağı zorlanacaklardı.
15 Temmuz herkes için, cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi sınavlarından biri olmuştur. Bu sınavda kimsenin çakmaması gerekiyor.
Beyaz Türkler, 15 Temmuz travmasını atlatabilmek için komplo teorilerine sıkışıp kalırsa ciddi bir toplumsal sıkıntı kaynağı olmaya devam ederler.
15 Temmuz travmasını demokrasi hattında atlatabilmek için de siyasi iktidar tarafından biraz daha özen beklenecektir.