Barışa emanet olun
.
Her gün bütün gazetelerde ‘asıl mesele‘yle ilgili onlarca yazı, yorum yayınlanıyor. Hemen hepsinin üzerinde birleştiği bir tespit var: Türkiye bu meseleyi demokratik ilkelerle çözebilir; barış egemen olursa bu topraklar büyük bir maddi ve manevi sıçrama yapacaktır.
1925’teki “Şark Islahat Planı”nda Kürtçe konuşmanın yasaklanması, bugünkü durumuna gelen Kürt sorununun başlangıç noktası olarak kabul edilebilir. Daha sonra yapılan her şey kambur üstüne kambur eklemiş, büyük maddi ve manevi kayıplar birkaç kuşak insanımızın sırtına yüklenmiştir.
Günlük gelişmeler içinde yapılan yorumlarda bazen insan unsuru öne çıkıyor, bazen meselenin ayrılmaz unsurları farklı boyutlara taşınıyor.
Sorunun son kırk yıllık gelişmesini bizzat izlemiş bir gazeteci olarak Hasan Cemal “Barışa Emanet Olun” adıyla yeni bir “Kürt kitabı” yayınladı.
Bu kitap, günlük iniş çıkışların ötesinde meselenin bütün boyutlarını, hiçbirini fazla öne çıkarmadan ya da geride bırakmadan yan yana getirmekle, herhangi bir boyutunun gözden kaçırılması tehlikesini giderme işlevini büyük ölçüde yerine getiriyor.
İnsanlar var; 80 yılda kökleşmiş önyargıların sağa sola savurduğu insanlar. Bu insanlar ülkenin her tarafında. En az etkilendiğini sanan bile, bu meselenin yarattığı travmalardan uzak kalamıyor.
Devlet var. Seksen yılda kaskatı hale getirdiği çerçevenin aslında çoktan berhava olduğunu kabul etmekte zorlanan “devlet” var.
Çocuğunu askere gönderenler, şehit cenazelerinde gözyaşı dökenler, çocukları için korkanlar, korkmaktan bıkanlar var.
Dağdaki genç insanlar var. Ölüme bile bile giden genç insanlar var. Dağda silahla dolaşmanın ucunda ölüm olduğunu bile bile birkaç kuşaktır aynı şeyi yapan insanlar.
Otuz yılı aşkın süredir yürüttüğü faaliyetler, döktüğü kanla, dökülen kanıyla Türkiye’nin Kürtleri üzerinde ciddi bir egemenlik kurmuş olan, bu egemenliğine hiçbir “demokratik gedik” açmamakta kararlı bir PKK var.
1925’ten bu yana kayda geçmiş ve adına “isyan” denilmiş Kürt hareketlerinin en uzununu, en kanlısını başlatmış, geliştirmiş bir Abdullah Öcalan var.
Kürt siyasetinin, PKK ile yakınlığı açık kesimleri de var, PKK’dan uzak durmuş, hatta PKK saldırılarına uğramış Kürt aydınları da var.
Bütün bunlar bir arada. Ve bütün bunların bir yanında da Kandil var.
Hasan Cemal’in “Barışa Emanet Olun” kitabında bütün bunların ne kadar iç içe geçmiş olduğunu en açık haliyle görmek mümkün. Ama bu yumağın içinden şu anda yükselen en kuvvetli ses “barışa yaklaşma” umutlarını tekrar ediyor.
Hasan Cemal’in “Barışa Emanet Olun” kitabını, bu insanlar ve acılar yumağının bütün unsurlarını görebilmek için herkesin okuması gerekiyor; en başta da her şeyi bildiğine inanmış siyasilerin...