Sınırları aşan bir aşkın ilk meyvesi olarak dünyaya geldi... Şimdi bekâr annelerinin gözde gelin adayı
Her ne kadar 2000'li yılların içinde ilerliyor olsak da artık tarihin tozlu sayfalarında kalması gerektiği düşünülen kraliyet aileleri varlığını sürdürüyor. İlk bakışta çoğu sembolik gibi görünse de yine de "etkisiz eleman" değiller bu ailelerin üyeleri. Kimi zaman fazla harcama yapıp halkın sırtına yük oldukları gerekçesiyle eleştiriliyorlar, kimi zaman da ülke tanıtımının önemli bir parçası olduğu düşünülüyor ve el üstünde tutuluyorlar. Onlar da bütün bunların farkında ve varlıklarını sürdürmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Modern çağlara rağmen varlıklarını sürdüren kraliyet ailelerinin bir başka özelliği daha var. Üyelerinden bazıları tıpkı birer magazin figürü gibi algılanıyor.
Onlarla ilgili bütün ayrıntılar yani giyimleri kuşamları, aşkları, ayrılıkları, en çok da skandalları gazete manşetlerinden düşmüyor.
Şimdi kraliyet ailesi denildiğinde aklınıza ilk olarak İngiliz kraliyet ailesi geliyor kuşkusuz. Belki onlardan sonra son zamanlarda skandallarıyla gündemden düşmeyen İspanyol, Danimarka ve İsveç'in taçlı aileleri.
Ama Avrupa'nın bir başka ülkesinde de öyle bir aile var ki dünyanın dört yanında hem geniş bir hayran kitlesine sahipler hem de bir o kadar eleştiri alıyorlar.
YERİNDE DURAMAYAN 'DIŞARLIKLI' KRALİÇE
Hollanda kraliyet ailesi bu sözünü ettiğimiz aile. Özellikle de ülkenin Arjantinli kraliçesi Maxima'nın gittiği her yerde ilgi uyandıran kişiliği, renkli giyimi, hatta gerektiğinde sempati toplamak için sokaklarda dans bile etmesi bu işin meraklılarının ilgisini çekiyor.
Aslında Hollandalı bile olmayan Maxima, sayesinde taç giydiği kocasından bile daha popüler... Üstelik sadece Hollanda'da değil tüm dünyada durum böyle.
Elbette bir de bu ailenin geleceğini temsil eden genç kuşaklar var. Yani ülke tahtının gelecekteki varisleri. İşte Hollanda kraliyet ailesinin geleceği denildiğinde de "bir numara" Prenses Catharina Amalia.
Her ne kadar İspanyol dengi Leonor kadar ön plana çıkmıyor olsa da Amalia da özellikle son zamanlarda hatırı sayılır miktarda bir ilgiyi üzerinde topluyor. Çünkü o da günün birinde ülkesinin tahtına oturacak "veliaht prensesler" kuşağından.
Tıpkı İspanya'daki Leonor, Belçika'daki Elisabeth, İsveç'teki Victoria ve onun kızı Estelle gibi. Zamanı geldiğinde tahtı babasından devralacak olan Amalia da sık sık dünya basınında kendine yer buluyor.
ÜNLÜLERİN KADERİNDEN O DA KAÇAMADI
Bunun en öncelikli nedeni ne yazık ki böyle göz önünde insanları kıskacına almış olan fiziksel görünüm.
7 Aralık'ta 20 yaşına giren prenses yani tam adıyla Catharina-Amalia Beatrix Carmen Victoria, nedense bazılarına göre klasik prenses tanımına uymuyor.
Uzun boylu olan genç kız diğer kardeşlerine göre biraz daha kilolu. İşte bu durum da onu dünyanın dört bir yanından yöneltilen eleştiri oklarının hedefi haline getiriyor.
Ama öte yandan Amalia, daha şimdiden dünyanın en gözde bekar genç kızları arasında yer alıyor.
Gelecekte babası Kral Willem Alexander'ın yerine ülkesinin tahtına geçecek olan Amalia, Avrupa'nın soylu ailelerinin de ilgi odağında. Yani birçok kişiye göre geleceği parlak ideal bir elin adayı.
DÜNYAYA GELİŞİ 101 PARE TOP ATIŞIYLA İLAN EDİLDİ
2003 yılında dünyaya gelişi yüz bir top atışıyla kutlanan Amalia, küçücük yaşlarından itibaren gelecekteki konumuna uygun bir şekilde yetiştirildi. Son olarak da Amsterdam Üniversitesi'nde politika, hukuk ve psikoloji eğitimine başladı geçen yılın ekim ayında.
Ama bu kadar çok dikkat çeken bir kişi olduğu için de onun yüksek öğrenimi hem ülkenin geneli hem ailesi için bir sorun oldu.
Ülkedeki suç örgütleri tarafından tehdit edilen ve güvenliği tehlikeye giren Prenses Amalia, bu yüzden uzun süre kaldığı öğrenci evinden dışarı adım bile atamadı uzun süre. Sonra da etrafındaki güvenlik çemberi genişletildi.
KENDİSİNE TAHSİS EDİLEN ÖDENEĞİ GERİ VERDİ
Bu nedenle bir süre manşetleri işgal eden Amalia, ondan bir yıl önce de başka bir konuyla gündemin ilk sıralarına yerleşmişti.
O dönemde ülkesinin başbakanı Mark Rutte'ye bir mektup yazarak kendisine verilecek olan 111 bin euroluk ödemeden feragat ettiğini açıkladı gen prenses.
Bu paranın Prenses'e hem maaş hem de personel giderleri için verileceğini hatırlatalım. Fakat Amalia bundan vazgeçerek halktan ailesine yönelen "fazla masraf oluyorlar" eleştirilerini de azaltmış oldu.
Amalia o dönemde yaptığı açıklamada kraliyet görevlerini tam olarak üstleninceye kadar devletten herhangi bir ödenek almayacağını belirtti.
SINIRLARI AŞAN BİR AŞKTAN DÜNYAYA GELEN İLK ÇOCUK
Bu arada Prenses Amalia, dönemine damga vuran ülkeler arası bir aşkın da ilk meyvesi.
Dünya sahnesinin en renkli simalarından biri olan annesi Maxima 1971 yılında Arjantin'de dünyaya geldi.
Ülkeyi 1976 le 1983 yılları arasında yöneten General Jorge Rafael Videla hükümetinin yani darbe hükümetinin tarım bakanı olan Jorge Zorreguieta'nın kızıydı Maxima, yani Amalia'nın anne tarafından dedesi.
Maxima eğitimini ülkesinde çift dilli okullarda tamamladıktan sonra Avrupa ve ABD'de çalışmaya başladı.
İşte o sırada da hayatını değiştiren yani ona kraliçelik yolunu açan tanışma gerçekleşti. Bir arkadaşının davetiyle gittiği İspanya'nın Sevilla kentinde o sırada henüz veliaht prens olan Willem Alexander ile tanıştı.
ŞAKA YAPTIĞINI SANDI
Willem, ilk anda kim olduğunu ona söylemedi. Maxima gerçeği sonradan öğrendi. Hatta ilk anda ona inanmadı ve şaka yaptığını sandı.
Aslına bakılırsa Maxima'yı Hollanda'ya çağıran arkadaşı "Seni bir prens ile tanıştıracağım" demişti. Görünüşe göre o arkadaşı sözünü tuttu.
Arkadaşlıkları aşka dönüştü ve sonunda 2002de evlendiler. Maxima'nın babasının darbeci hükümetin bakanı olması nedeniyle düğüne katılmasına izin verilmemesi o dönemde çok konuşulmuştu. Maxima'nın düğününde boynu bükük kalsa da çift evlendi.