Şampiy10
Magazin
Gündem

Büyük aşkı bile onu taciz etmişti... Efsane sanatçının öyküsü film oldu... Hayatının rolünü oynuyor

O beyazperdenin en ünlü ve en göz önünde yıldızlarından biri. Daha ilk gençliğinden bu yana herkes tanıyor. Tıpkı ünlü bir oyuncu olan babası ve ailesi uğruna kariyerini bırakan annesi gibi o da kendine kamera karşısında bir gelecek kurdu. Çok sayıda filmde oynadı, bol bol ödül kazandı. Son zamanlarda sadece kamera karşısına geçmekle yetinmeyip bir de kamera arkasında yönetmenlik yaptı. Özel hayatı, çocukları, evlilikleri, boşanması çocukları derken milyonlarca meraklı bakışı üzerinde toplamayı sürdürdü yıllarca.

ABONE OL
Vatan Haber

İşte şimdi o ünlü yıldız, belki de hayatının en iddialı rolü için kamera karşısına geçti. Bu yeni projesinde de sanat tarihinin bir dönemine damgasını vuran, La Divina (ilahe) adıyla anılan, sesiyle hafızalara kazınan aynı zamanda bugünkü magazin figürlerini aratmayan özel hayatıyla da ölünceye kadar gündemin ilk sıralarında yer alan bir başka yıldızı canlandırıyor.

Özetlemek gerekirse, uzun sinema kariyerinin belki de en iddialı rolünü üstleniyor.

ROL ARKADAŞLARINDAN BİRİ HALUK BİLGİNER

Uzun uzun anlattığımız bu yıldız Angelina Jolie'nin ta kendisi! 48 yaşındaki Jolie, belki de kariyerinin en çarpıcı ve iddialı rollerinden biri için kamera karşısına geçti.

Son dönemde eski eşi Brad Pitt ile yaşadığı sürtüşmelerle gündemde olan Jolie, opera sahnelerinin La Divina'sı Maria Callas'ı canlandırıyor bu yeni projesinde. Bu arada... Bu projenin Türk sineması açısından da ayrı bir önemi var. Çünkü Jolie'nin rol arkadaşlarından biri de usta oyuncu Haluk Bilginer.

Angelina Jolie, geçtiğimiz günlerde Paris'te, Maria adlı filmin çekimleri sırasında görüntülendi. Kalın camlı gözlükleri ve 1970'li yılları yansıtan giysileriyle ilk anda tanınmayacak kadar değişen Jolie, 20'inci yüzyılın müzik ikonlarından biri olan Maria Callas'a olan benzerliğiyle dikkat çekti.

Bu arada Haluk Bilginer'in de önemli rollerinden birini üstlendiği filmle ilgili kısa bir bilgi verelim. Filmin yönetmeni, bu tür biyografik çalışmalarıyla tanınan Pablo Larrain.

Şilili yönetmen Larrain, bugüne kadar kendi ülkesinin en ünlü şairlerinden Pablo Neruda'nın hayatını, Neruda adlı filmle sinema perdesine taşımıştı.

Bunun yanı sıra suikaste kurban giden ABD eski başkanlarından John F. Kennedy'nin eşi Jackie Kennedy'yi konu alan Jackie ve Prenses Diana'nın hayatından kesitler sunan Spencer da Pablo Larrain'in imzasını attığı filmlerden.

Opera sahnelerinin Divina'sı 20'nci yüzyılın ikonik vokallerinden biri olan Maria Callas'ın hayatını konu alan Maria adlı filmin senaryosu Steven Knight'ın kaleminden çıktı. Haluk Bilginer'in, Maria Callas'ın büyük aşkı Yunanlı armatör Aristotle Onassis'i canlandırdığı filmin çekimleri Paris'in yanı sıra Budapeşte, Milano ve Yunanistan'ın çeşitli kentlerinde yapılacak.

ROLÜ İÇİN UZUN BİR HAZIRLIK SÜRECİ YAŞADI

Angelina Jolie'nin uzun ve yoğun bir hazırlık sürecinin ardından ünlü opera sanatçısını canlandıracağı film, Maria Callas'ın Paris'te geçirdiği yalnızlıkla dolu yıllarını konu alıyor. Filmin oyuncu kadrosunda Jolie ve Bilginer'in yanı sıra sinemanın ünlü yıldızlarından Valeria Golino da yer alıyor.

Hayatı filme konu olan Maria Callas'a gelirsek... Çok çalışma, ışıltılı başarılar, büyük aşklar, derinden yaralayan ihanetler ve büyük bir evlat acısı Maria Callas'ın sadece 54 yıl süren yaşamına sığdırdıkları.

Sesiyle tarihe geçen ünlü sanatçı, sahnede sanki bu dünyada hiçbir sorunu yokmuş gibi ışıldıyordu. Ama özel hayatında acının her türlüsünü yaşadı. Hatta bazı iddialara göre evliliğini bile yıkma pahasına gönül kapılarını açtığı büyük aşkı onu sürekli taciz etti. Sonra da bir başka kadın uğruna terk edip gitti.

İLK KEZ 15 YAŞINDA SAHNEYE ÇIKTI

Callas 2 Aralık 1923'te Yunan göçmeni bir ailenin kızı olarak New York'ta dünyaya geldi. Asıl adı Anna Maria Cecilia Kalogeropoulos olan ünlü yıldızın ailesi soyadlarını Callas olarak değiştirdi. 9 yaşında piyona derslerine başlayan Callas, 1937'de ebeveyni boşanınca annesi ve ablasıyla birlikte Yunanistan'a geri döndü.

Maria Callas sahneye ilk olarak 15 yaşında Cavalleria Rusticana operasında çıktı. O sırada Atina'da devlet konservatuarları 16 yaşından küçükleri almıyor olsa da yeteneği sayesinde Callas okula kabul edildi.

O dönemde İspanyol soprano Elvira de Hidalgo'nun öğrencisi olan Maria Callas, okulun üçüncü yılında ilk ödülünü aldı. Callas'ın kariyerinde yükselişi hızlı oldu.

İkinci Dünya Savaşı bitince Callas da ani bir kararla babasını aramak için ABD'ye döndü. Sonra onun için İtalya'da Metropolitan Operası dönemi başladı. Callas, birçok ünlü eserde başrol üstlenerek opera dünyasında zirveye yükseldi. Bu başarısı La Divina unvanını almasını sağladı.

AŞKI ONA MUTLULUK GETİRMEDİ

Callas her ne kadar kariyerinde çok başarılı olsa da özel hayatı iniş ve çıkışlarla doluydu. İlk evliliğini 1949 ile 1959 arasında menajerliğini de üstlenen ve kendisinden yaşça büyük olan Giovanni Battista Menehgini ile yaptı.

1957 yılında o dönemin en gözde zenginlerinden biri olan Aristotle Onassis ile tanışması bu evliliğin sonunu getirdi.

Onassis ile tanıştıktan iki yıl sonra onun uğruna kocasını bıraktı. Hatta aşkı için sahneye bile veda etti. Ancak Onassis ile birlikteliği ona mutluluk getirmedi. Onassis onu terk ederek Jackie Kennedy ile evlendi.

KÜLLERİ EGE DENİZİNE SAVRULDU:1962 yılında tekrar sahneye dönen Callas, her ne kadar kendisini başka bir kadın için terk etse de Onassis'in aşkını bir türlü kalbinden söküp atamadı. Hatta onun 1975'teki ölümü Callas için son derece sarsıcı oldu. Maria Callas, 18 Eylül 1977'de henüz 54 yaşındayken bir kalp krizi sonucu hayata veda etti. Naaşı yakıldıktan sonra külleri Ege denizine savruldu. Sembolik mezarı ise Paris'teki Pere Lachaie Mezarlığı'nda bulunuyor.

SANATÇI OLARAK BİR YILRDIZ, AMA KADIN OLARAK BİR KURBAN

Bu arada Maria Callas'ın hayatı sayısız biyografi kitabına da konu oldu. Bunlar arasında en çok tartışılanlardan biri de iki yıl önce yayınlanan Lyndsey Spence'in kaleme aldığı Cast A Diva: The Hidden Life of Maria Callas adlı kitap oldu.

Bu biyografide ileri sürüldüğüne göre Maria Callas, müzik dünyasına bakıldığında pırıltısıyla göz kamaştıran bir yıldız, sadece bir kadın olarak bakıldığında ise bir kurbandı.

Lyndsey Spence, California Stanford Üniversitesi'ndeki bir arşivde bulunan mektuplar aracılığıyla Callas'ın hayatına başka bir açıdan ışık tuttu. Bu mektuplara göre Maria Callas eski eşi Giovanni Battista Meneghini ile yaptığı yazışmalarda kişiliğinin gizli bir yönünü gözler önüne seriyor.

Sahnede çizdiği baskın karakterin tam tersine Meneghini'ye karşı son derece itaatkar ve alçakgönüllü bir portre sergiliyor Callas. Yazar Spence'e göre Callas'ı bu itaatkar tavırları da onun kendi ailesi de dahil eski eşi Meneghini ve Onassis tarafından istismar edilmeye açık bir hale getirdi.

BÜYÜK AŞKI BİLE ONU TACİZ ETTİ

Yazar Spence'e göre özellikle de 1966 tarihli bazı mektuplar, Maria Callas'ın büyük aşkı Onassis'in ona nasıl davrandığı konusunda önemli bir gösterge. Callas'ın yakın arkadaşlarından birinin günlüğünde de bu konuda bazı satırlar yer alıyor.

Yazara göre de tüm bunlar bugün "cinsel taciz" olarak adlandırılan davranışlar. Kitapta bu konuya örnek olarak da Maria Callas'ın sekreterine yazdığı mektupta yer alan "Onassis'in beni arayarak tekrar işkence etmeye başlamasını istemezdim" satırları.

Kitapta anlatılanlara göre Aristotle Onassis, ilişkileri sırasında Callas'a hem duygusal hem de fiziksel olarak işkence etti. Çarpıcı iddialardan biri de Onassis'in Callas'ı bazı uyuşturuculara alıştırdığı.

Maria Callas'ın uyuşturuculara olan bu düşkünlüğü, Onassis'in de onu cinsel açıdan istediği gibi taciz etmesine yol açıyordu.

Spence'in kitapta ileri sürdüğüne göre eğer Maria Callas'ın bilinci tam olarak yerinde olsaydı bütün bunlara izin vermezdi.

BÜYÜK AŞKI ZAYIF KADINLARI SEVDİĞİ İÇİN KİLO VERMEYE ÇALIŞTI

Ancak sahip olduğu doğal çekicilik Maria Callas'ı da cezbediyordu. Onassis, zayıf kadınları seviyordu ve hayatı boyunca kilo sorunu yaşayan Maria Callas da onu memnun etmek için çok hızlı bir diyet uygulayarak zayıf kalma hedefine ulaşmaya çalışıyordu.

Maria Callas, uğruna bunca zahmete girdiği Aristotle Onassis tarafından sarsıcı bir biçimde terk edildi. Onassis, Callas ile evlenmeye yanaşmadı. Onun yerine bir suikasta kurban giden eski ABD Başkanı John F. Kennedy'nin dul eşi Jackie ile evlendi. Bu Maria Callas için kelimenin tam anlamıyla bir yıkım oldu.

Maria Callas, belki de gösteri dünyasının kilo nedeniyle kendini baskı altında hisseden ilk mensuplarından biri olduğunu söylesek yanılmış olmayız.

Hayatı boyunca kilosunu korumakta zorlanan ve bu yüzden ağır eleştiriler alan Maria Callas, bu sorundan kurtulmak için dudak uçuklatan bir yöntem de uygulamıştı.

ZAYIFLAMAK İÇİN TENYA YUMURTASI YUTTU

Callas, zayıflamak için tenya yumurtası yuttu. Bunu da Doktor Gustav Hassler'in İsviçre'nin Cenevre kentindeki kliniği aracılığıyla yaptı. Doktor, Callas'a iÇinde 20 tane tenya yumurtası olan bir kavanoz verdi ve bunları bağırsaklarında üç ay tutması gerektiğini söyledi.

Maria Callas da bu tenyaları en sevdiği alkollü içki eşliğinde yuttu. Bütün gece mide bulantıları içinde kıvrandı. İçindeki bu canavara da Coco adını taktı. Sonuçta 30 kilo verdi.

Ama bunun Maria Callas'a iyilik getirmediğini de ekleyelim. Bu tenya yumurtasını yuttuktan 10 yıl sonra Maria, sahnelerden çekildi.

Zaten sesini de kaybetmişti. Bazıları bunu menopoz dönemine bağlasa da bazıları da Coco'nun yol açtığı aşırı zayıflık nedeniyle uğradığı güç kaybına bağladı.

Yeri gelmişken bütün bunların İtalyan gazeteci Alfonso Signorini'nin Maria Callas'ın yaşamı üzerine kurulu olan Çok Gururlu, Çok Kırılgan adlı kitapta yer alan iddialar olduğunu hatırlatalım.

BEBEĞİ SADECE İKİ SAAT YAŞADI: Maria Callas çok ünlü bir yıldız olduğu için hayatını da kamera karşısında yaşadı desek yeridir. Fakat Callas'ın komşularından biri olan ünlü oyuncu Nicholas Cage'in iddiasına göre Callas'ın büyük aşkı Onassis'ten bir oğlu olduğunu pek az kimse biliyordu. Sezaryenle dünyaya gelen bu erkek çocuk sadece iki saat yaşadıktan sonra ölmüştü. İddialara göre de Milano'da toprağa verilmişti. Callas'ın bu ölümle çok sarsıldığı ve 1977 yılında kendisi de hayata veda edene kadar oğlunun mezarını sık sık ziyaret ettiği konuşuluyor.

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Gencecik yaşta ölen sevgilisini kalbinden söküp atamadı: Kocasından izin alıp onun adını oğluna verdi
  2. Hem birbirlerinin hem doğanın kollarında yaşıyorlar.... Nasıl da değiştik sevgilim, iki kişiydik artık dört kişiyiz!
  3. 40 yıllık evli ünlü çifte yeni torun geliyor: Büyük sürprizi en sona sakladı
  4. Lise aşkıyla evlenip 18 yaşında anne olmuştu: Ben oğlumla birlikte büyüdüm... Artık onun çocuğunu sevme zamanım geldi
  5. Pırıltılı dünyanın en ünlü yüzlerinden biriydi... Lüks evini sattı, büyüdüğü uzak köşede bir başına yaşıyor
  6. Bu kadarını gelini bile yapmadı: Anısını yaşatmak istedi ama herkesi kızdırdı: Ne büyük bir saygısızlık!
  7. 'Tedavim bitti' diyerek hayranlarını sevince boğmuştu... Ama haberler çok da iyi değil... Eski halinin gölgesine dönüştü
  8. 27 yıllık evlilik bir anda bitmişti: Karısı ilk günden itibaren ikisinden de şüpheleniyormuş
  9. Ünlü oyuncunun içi yanıyor... Oğlum engelli... Bana ya da annesine bir şey olursa ne yapar!
  10. Ünlü şarkıcıyla sevgilisi arasında 44 yaş var: 'Asla kafama takmam... Herkes kendi işine baksın'

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.