Foto Galatasaray- Maryam Şahinyan Koleksiyonu
Tadı damağımda kalan sergi:
Bugün son günü. Bu akşam kapanıyor.
Derim ki... eğer Pazar gününüzü uyuz uyuz evde veya bir AVM’de geçirmek yerine gidin Karaköy’de geçirin.
Niye Karaköy? İki nedeni var.
Biri Maryam Şahinyan öbürü de Dali.
Sanat biliyorsunuz yorucu bir şeydir o nedenle önce karın doyurmak lazımdır.
O nedenle sabah kalkın ve Karaköy’deki Namlı’ya gidin. Namlı’da nefis bir kahvaltı yapın. Binbir peynir, salam, zeytin... Üzerine de kavurmalı yumurta.. Ben yiyemiyorum artık öyle yağlı şeyler (malum milföy hastalığı) ama siz hazır sağlığınız yerinizdeyken benim yerine de yiyin. Bu arada garsonlar “sizin yerinize ben hazırlayayım mı bir tabak?” diyeceklerdir ama kanmayın. Sıraya girin ve istediğinizi siz seçin.
Yeterince yedikten ve içtikten sonra oradan çıkın ve Bankalar Caddesi’ne doğru yürümeye başlayın. Çok uzun bir mesafe değil. Ve Osmanlı Bankası binasına gidin. Bankalar Caddesi’ndeki tarihi Osmanlı Bankası binası restore oldu ve geçtiğimiz aylarda kapılarını yeniden açtı.
Bana sorarsanız Türkiye’nin yakın tarihini öğrenmek için daha mükemmel bir fırsat olmaz. Bir kere bina olağanüstü. Türkiye’de gördüğüm belki de en güzel mermer merdivenli giriş. O kadar beyaz, o kadar temiz, o kadar pürüzsüz ki insanın üzerine yatası, okşayası geliyor...
Osmanlı Bankası’nın tarihini ve dolayısıyla Türkiye’nin yakın tarihini anlatan Osmanlı Bankası Müzesi binanın en alt katında. Şöyle bir bakayım dedim ve tam iki saatim orada geçti. Bir bankanın tarihi ne kadar ilginç olabilir ki demeyin sakın. Bir kere çok anlaşılır ve bana göre esprili bir dille anlatılmış her şey. Sonra Türkiye hakkında bilmediğimiz birçok şey öğreniyorsunuz. Mesela bankada bol miktarda kadın çalışan olduğunu, kadın çalışanın yanında birçok kadın müşterileri de olduğunu ve 1920 itibarıyla da “Müslüman Kadın Mudiler servisi”nin başına (demek ki o devirde de Türk kadını para biriktiriyor ve bankaya yatırmayı akıl ediyormuş) Müslüman bir Türk hanımın getirildiğini (Şevket Feride Hanım) öğrendim.
Hiç bir şey ilginizi çekmese kasa dairesi sizi büyüleyecektir.
Sonra üçüncü kata çıkın. “Bugün son günü” dediğim sergi işte bu katta.
1935 ile 1985 arasına Galatasaray’da Foto Galatasaray adında bir fotoğraf stüdyosu varmış. Stüdyonun sahibi Maryam Şahinyan. Bilinen ilk fotoğrafçısı olan Maryam Hanım, babasının Balkan göçmeni bir aileden aldığı ahşap kutulu fotoğraf makinesiyle 50 yıl boyunca binlerce insanın fotoğrafını çekmiş. Makinesini hiç değiştirmediği gibi renkli fotoğrafı felsefi nedenlerle reddetmiş.
Müşterileri bir gün o fotoğrafı tekrar bastırmak ister diye de cam negatiflerini atmamış.
Binlerce insanın fotoğrafını çeken Maryam Hanım’ın ise sadece dört adet, o da vesikalık fotoğrafı olmuş. Hiç evlenmemiş. Öğlenleri sadece bir adet elma yermiş. Yalnış başına yaşamış, yalnız başına kendini emekli etmiş, yalnız başına da ölmüş.
Arşivi, yıllar sonra bir şekilde Tayfun Serttaş’ın eline geçmiş. Koliler dolusu cam negatif. Tayfun Serttaş, büyük bir titizlikle fotoğrafları yeniden basmış. Dahası nefis bir şekilde tematik olarak tasnif etmiş. Zaten serginin güzelliği de bu. Sergi salonunda sanki fotoğraf çektirecekmişsiniz gibi kara perdenin ardına giriyorsunuz, bir sandalyeye oturuyorsunuz ve gösteri başlıyor.
Tayfun Serttaş hakikaten çok esaslı bir iş çıkartmış. Maryam çektiği fotoğraflar onarlı demetler olarak karşınıza Greta Garbo gibi poz vermiş on kadın, Humphrey Bogard gibi poz vermiş on erkek, on ikiz, on kız kardeş, on topuz da görünsün diye aynaya bakılarak verilmiş poz, on paskalya giysili çocuk, on gelinle damat, on gelinliğinin eteğini yerde yuvarlak yapmış gelin, on asker, on rahip, on izci, on bebek.. Ve hatta on yarı çıplak genç hanım..
Maryam Hanım kadın olduğu için kadınlar gidip çok daha rahat erotik pozlar vermişler belli ki. Hatta o dönemin geyleri de. Müthiş pozlar vermişler, verebilmişler...
Fırsatınız varsa gidin derim. 50 yılın modası, halleri, trendleri, aksın gözünüzün önünüzden. “Bu insanlar şimdi kim bilir nerededir.. Çolukları çocukları ne yapıyordur?” diye sormadan edemedik. Serginin bir amacı da bu insanların kim olduğunu bulmak, çocuklarına ulaşmak. İzleyicilere böyle bir imkân da verilmiş. Tanıyorsanız isimlerini yazıyorsunuz.
Serginin Aras Yayınlarından çıkmış kitabı da var. Orada hem fotoğrafların bir bölümü hem de Maryam Şahinyan’ın hayatına dair daha detaylı bilgiler var.
Adres: Osmanlı Bankası, Bankalar Caddesi, Karaköy. Giriş ücretsiz.
10:30-18:00 arası açık