Erkekler taşkınlık yapmaya devam edin!
Fenerbahçe böyle taraftar görmedi
Her bütçeden, her kültürden, her tipten, her yaşam tarzından kadın bir aradaydık o gece... Kadın kısmı fasulyeden sayılıyormuş da bu kadını aşağılamaymış iddialarına aldırmadan büyük bir neşe, coşku ve mutlulukla... Tamam! Adam gibi tezahüratlar yapamadık, marşlar söyleyemedik ama canımız sağ olsun... Oradaydık işte! Erkekler cezalarını çeksin, kadınlar neşelerini bulsun... Lütfen taşkınlık yapıp ceza almaya devam edin olur mu!
Hayatımın en pahalı koltuğuna oturdum
Koç Holding’ten Gökhan Akça’nın davetlisi olarak Gökhan Bey’in yapımında katkısı olan “1907” locasından izledim maçı. Kimin koltuğundaydım bilmiyorum (zira ceza zengin fakir ayırt etmiyor) fakat öğrendim ki yıllığı 5 bin 500 Euro imiş ve üç yıllık ödeniyormuş. Yani bu toto 16.500 Euro’luk koltuğa oturdu ya artık ölsem gam yemem...
Hem maç hem “Öyle bir geçer zaman ki”
Stattaki en absürt manzaralardan biri hem maç hem dizi seyreden teyze idi. Bilmeyenlere not: Fenerbahçe Stadı “1907” tribününde her koltuğun önünde ekran var. Ve o ekranda bittabi maç yayını var. Ve kimse de o ekranlarda kanal değiştirme düğmesi olduğunu bilmez. (1907 derneği kurucu üyeleri bile!) Zira kimsenin aklına ekranı kurcalayıp başka bir kanala geçmek gelmez. Ta ki bizim meşhur kızlar gecesine kadar. Gördük ama gözlerimize inanamadık. Teyzemiz dizisini bulmuş hem maçı hem Ali Kaptan’ın fenalıklarını izliyor! Yaşa bee..
Acilen kadına uygun slogan üretilmeli!
Kızlar gecesinin bariz başarısızlığı tezahürat idi. Mesele sadece seslerin tiz olması değil, ne diyeceğimizi bilemedik. Maç acemisiyiz, amigo yok, senkron talimi ha keza. O kadar kötüydük ki sonunda bütün kurallara aykırı bir şekilde tezahürat anonsu yapıldı: “Maraton sarı, Migros lacivert, yeni açık Fener, sol şampiyon”... Bir şeyler denmeye çalışılıyor ama anlaşılmıyor. Sonra anons daha yavaş ve net bir şekilde tekrar edildi: “Maraton tribünü sarı, Migros tribünü lacivert, yeni açık Fener, geri kalan de şampiyon diyecek hanımlar!” “Haaaa... E böyle desenize...” Denmek isteneni anladık fakat bu sefer de kimse hangi tribünde oturduğunu bilmediği için “Sarlacşamfen” diye abuk subuk bir şey çıktı ortaya. Anons iteklemesine rağmen başaramadık yani. Yanımdaki teyzenin yorumu: “Evladım hangi kadın erkekten talimat alır?” Özün sözü: Acilen kadın seyirciye özel sloganlar üretilmeli (“İbne hakem” demeyiz mesela haberiniz olsun!) sabırlı ve gayretkeş amigolar olmalı ve kadın sesine uygun oktavda marşlar güftelenmeli ve bunlar maç öncesi küçük kağıtlarda yazılı olarak verilmeli. Dahası ıslık dersleri istiyoruz!
*
“Gerizekalı”, “terbiyesiz”, “öküz”. Duyduğum en şiddetli küfürler bunlardı.
3Kameramanlar seyirci arasından hep güzel kız ararlardı baktım bu sefer tersini yapıyorlar, yakışıklı erkek arıyorlar..
*Stat koca bir ana okuluna döndü.. Sağımdan solumdan derken bir velet de bacak aramdan geçti iyi mi! Sadece ben gözyaşları içinde üç kaybolmuş çocuk gördüm kimbilir daha kaç tane vardı..
*Topuklu giyen az, daha çok spor ayakkabı tercih edilmiş.
*Manisaspor’un turuncu ayakkabılı futbolcusu dikkatimizi çekiyor. Hmmm. Demek ki kadınlar izlerken futbolcuların saça başa pabuca dikkat etmesi gerekiyor.
*Yanımdaki diyalog: “Anne karşı takımı alkışladın”
Cevap: “Bilerek alkışladım oğlum. Bayanların ne kadar barışsever olduklarını göstermek istedim.” “Anne öff yaa..”
*En güzel pankart: “Ofsaytı da biliriz, 50 bin olmayı da...” Çok güzel ama de’leri da’ları ayırmayı bilmiyorsun n’aber... Fakat ofsaytı bilmediğimiz sayılmayan son golle anlaşıldı. Oyuncular sahayı terk ettiller bazıları hâlâ gol sevinci yaşıyordu.
*Manisasporlular sakatlanmaktan oynayamıyor ama hanımları katiyen ikna edemiyorlar.
3En çılgın tezahüratı yanımdaki türbanlı kız yapıyor.
*Gol pozisyonunda ses 120 desibele ulaşıyordu.
*Top tribüne kaçtı, kadınlar topu kapmak için birbirine girdi.
* Polisler çok eğlendi. Kadınlar “goooool” diye çığlık atarken gülmekten kırıldılar.
3Yanımdaki diyalog: “N’oldu?” “İlk yarı bitti.” “Aa daha yeni havaya girmiştik ya... Ne çabuk?”
*Büfedeki köfte ekmekler anında bitti. “Biz kadınların geleceğini hiç sanmıyorduk. Tedariksiz yakalandık” dedi büfeciler. Bu arada Altınbaşak, kepekli ekmeğe sandviç ve salata da istiyoruz...
*Kumanyalar genelde şöyle idi: Alüminyum folyoya sarılı ıspanaklı börek, ekmek arası beyaz peynir, ekmek arası zeytinyağlı biber dolma, bisküvi.
Bu stad böyle pabuç görmedi!
Şunlara bakar mısınız! Hey yavrum hey.. Görünce gözlerime inanamadım. En az 15 pontluk nefis kırmızı bir çift pabuç! Meğer İrem Kefeli imiş pabuçların sahibesi, Bisse markasının yaratıcısı (ve sonlandırıcısı) İbrahim Kefeli’nin sempatik kızı. İrem Hanım’ın ilk gelişi değilmiş ama bu maça bilhassa gelmiş, pabuçlarını değiştirme gereği duymamış. Ne güzel! Şıklık sadece İrem Hanım’la sınırlı değildi. Saçlarını fönletip gelenler, röflesini tazeletmiş olanlar, sarı lacivert türban takanlar... Ahhh... Tam bir cümbüştü! Hiçbir stat bu kadar modaya uygun olmamıştır bugüne kadar...
Kına gecesine alınmayan erkekler!
En büyük şaşkınlığım tuvalete gidince oldu. Tuvalette işimi görürken birden düzenli tezahüratlar duymaya başladım. Allah Allah bu nesi derken çaktım köfteyi! Meğer dışarıdan destek vermeye gelmiş cezalı erkeklerin sesleri geliyormuş tuvalet penceresinden. Fenerbahçe sevgisi bu, boru değil! İçeri alınmamış olabilirler ama tuvalet penceresinden bile olsa seslerini içeri sokmak istiyorlardı. Sonra Sevim Gözay çok komik bir benzetme yaptı: Kına gecesinde dışarıdan oynayan kızları dikizleyen erkekler gibiler... Heh...
71 yaşında kombine bileti var!
Nesrin Teyze’yi uzaktan kestim ve yanına gittim. Bana ilk defa geliyorum demesini beklerken meğer hasta Fenerli’ymiş, kombine bileti varmış. Boynunda pembe düdüğüyle her maça geliyormuş. Bu sefer kızını ve komşuları da getirmiş, onlara rehberlik ediyormuş. “Kadınlar beni şaşırttı. Hiç fena değiller” diyor.
Hasta Fenerli ama ilk defa geliyor
Hatice’yi sarı lacivert türbanıyla nefis tezahürat yaparken görüyorum. Onu da maç müdavimi sanırken ilk defa geldiğini öğreniyorum. “Erkeklerle bir arada olmamak için mi gelmiyorsun?” dedim. Hayır, bilet fiyatları çok geliyormuş, bedava olunca fırsatı kaçırmamış. Bir kere Milli maç için stada gelmiş, “Erkeklerle izlemek daha keyifli” diyor.
Kibarlıktan öleceğiz galiba
Arka sıramda bir kız şahane ıslık çalıyordu. Gayri ihtiyari kim bu cevval diye arkama dönüp baktım “Kusura bakmayın, biraz kafanızı şişireceğim” dedi! Yerim ben bu kadın kibarlığını! Öttür güzelim sen, helal olsun dedim. Gerçi pişman olmadım değil öyle bir abarttı ki kafam bir tiftik torbasına döndü. Sonra dolaşmaya çıktım. Bir kadıncağız “Ay çok affedersiniz... Rica etsem acaba şuradaki boş yere otursanız? Göremiyorum da...” demesin mi? Aman Allah’ım maçtayız ve havada “rica etsem”, “kusura bakmayın”, “lütfen” gibi laflar dolaşıyor!?