IMF başkanı, tecavüzü Türkiye’de yapmaya kalksaydı ne olurdu?
Çeşitli yazılardan ve haberlerden öğrendiğimiz detaylara göre taciz ettiği temizlikçi kadının şikayeti üzerine New York’ta tutuklanan ve önümüzdeki günlerde yargılanacak olan IMF Başkanı Dominique Straus Khan lüks severmiş. Porsche’si varmış. Adı “havyarlı sosyalist”e çıkmış mış meğer.
Yakalanması da enteresan. Paris’e kalkan uçağın bittabii bizınıs klas koltuklarından birinde otururken , cep telefonunu otel odasında unuttuğunu fark ediyor. Başka bir telefondan kendi telefonunu arıyor. Polis otel görevlisi gibi açıyor telefonu. “ Tabii efendim. Neredeyseniz hemen getirelim” diyor ve tecavüzcümüz bir güzel açıklıyor yerini. Dakikasında enseliyor lar. Uçaktan indir iyorlar yani.
Bir “çubuk” merakı iktidar şuursuzluğuyla birleşince nelere mal oluyor. 62 yaşında reprezil olmak mı dersiniz, biten bir kariyer mi dersiniz, seçimlerde rakip olacağı Sarkozy’nin elini artırmak mı dersiniz, açılması kuvvetle muhtemel esaslı bir boşanma davası mı istersiniz.. Beter olsun da olan galiba bize de olacak!
Bu olay Türkiye’de olsaydı ne olurdu? IMF Başkanı, bir Türk otelinde, bir Türk kızını taciz etseydi:
a) Temizlikçi kız, işe yeni girdiyse telekızlıkla ve de şantajcılıkla suçlanıp işten çıkarılırdı.
b) Otelde uzun zamandır çalışıyor ve tanınıyorsa ve telekız olmadığı kesin olarak biliniyorsa o zaman yağlı müşteriler kaçmasın diye cebine 5-10 bin lira para konulur veee iki ay sonra işten çıkarılırdı.
c) “Söylersem işten çıkarırlar” diye sesini çıkartmadan işine devam ederdi fakat dayanamayıp arkadaşlarına anlattığı ve laf da dönüp dolaşıp müdüriyete gittiği için yine işten çıkarılırdı.
d) Kız, yaşadığı travma nedeniyle sessiz sedasız kendi işten ayrılırdı.
Her halükarda: işsiz bir genç kadın.
Diyelim ki otel yönetimi de haysiyetli çıktı, kıza da destek verdi, bizim savcı kızı ciddiye alır mıydı?
Hani zaten böyle bir refleks kendi vatandaşlarımız için bile gösterilmiyor (Türki - ye iç tecavüz et yanında kâr kalsın Cumhuriyeti) ama diyelim böyle bir uygulama var...
Yer miydi IMF Başkanını uçağından indirip tutuklamak? Yer miydi IMF Başkanını TECAVÜZDEN yargılamak?
Yemezdi.
Bir sürü nedeni var.
a) Avrupalıya karşı ezikliğimiz var. Kız yanlış anlamış olamaz mı noktasından tereddüt ederdik.
b) Avrupalı ama bilhassa Fransız olanı öyle bir çıngar çıkartırdı ki ne yapacağımızı şaşırırdık.
c) Batı ama bilhassa Fransız olanı anında bizi Suudi Arabistan, Afganistan seviyesine düşürür, ağır bir “Şeriat ülkesi” yaygarası kopartırdı. Öldürecekler, asacaklar, kesecekler demeye başlar, “alt tarafı odasında çıplakmış, ne var yani..” savunmasına geçerdi.
d) Türklerin muhafazakârlığı, dinciliği, hoş görüsüzlüğü çarşaf çarşaf konu edilirdi batı gazetelerinde.
e) Tarihte elçilere yaptığımız fena şeyler illüstrasyonlarla zenginleştirilip anlatılırdı yine batı dergilerinde.
f) İç güçlerin kapitalist olanı “ay rezil olduk, yağlı müşteri kaçacak, turis gelmeyecek” diye dövünmeye ve davayı kapattırmaya çalışacaktı.
g) 60 yaş üstü köşe yazarları durumdan kendilerine pay çıkartıp “ya yapabiliyormuşuz n’aber” türünden yavşaklıklar yapıp “canım ne var adam teklif ettiyse, biraz Avrupalı olun, ben gençliğimde Fransa’da...” yazılarını döşeyecekti..
h) Kız vatan haini, savcı işgüzar ilan edilecekti.
i) Savcı baskıya dayanamayıp delil yetersizliğinden davayı kapatacaktı.
j) Kadın Sivil Toplum kuruluşları kıza sahip çıkacaklardı ama bir kez daha nefret odağı olmaktan kurtulamayacaklardı.
k) İki yıl sonra Engin Ardıç, feministleri kastederek “bunlar zamanında IMF Başkanını bile yanaktan bir makas yüzünden asmaya kalkmıştı. Çirkin ve koca götlü oldukları için böyle” şeklinde iğrenç bir yazı yazacaktı, Emre Aköz de destek verecekti.