Rica etsek işgali kaldırsanız?
Hani kaç gündür “Atina’nın göbeği Sintagma Meydan’ı, solcuların işgali altında, ortalığı nefis bir düşünce üretim kampına ve çadır kente dönüştürdüler, kimse de bir şey demiyor” diyordum ya..
Sonunda Yunanistan Adalet Bakanlığı, Atina Belediye’sine “e artık kaldırılsın bu çadırlar” demiş bulunmuş.
Heyallamyallebim..
Bunun üzerine Atina Belediye başkanı Yorgos Kaminis (o da iktidardaki Pasok Partisinden) işgalci çadır kent genel kuruluyla “diyaloga” girmiş. Başkan, bir güzel işgalcilerin ayağına gitmiş, yanlarına oturmuş, onlar da eşek değil ya herhalde bir frappe ısmarlamıştır, Atina’nın 38 derece sıcağı altında “sohbet” etmişler!
Başkan, işgalcilerden “ricacı” olmuş!
“Arkadaşlar, sizi anlıyoruz ama burası halkın öteki bölümünün de yeri. Hani onların da hakkı, biraz da pislik oldu gak guk..” demiş. (Pislik bölümüne katılmıyorum. Her akşam çadır kampından birileri ellerinde torba, çöp topluyordu)
Aklınız alıyor mu? İşgalcinin ayağına gitmek, diyalog kurmak, ricacı olmak... Düşünün: Taksim Meydanı’nı solcular, komünistler, çevreciler, feministler ve dahi bir sürü akımdan insan basacak, Gezi Parkı’nda veya göbekte 150 tane çadır kuracak, deli gibi hükümeti protesto edecek, manyak manyak pankartlar asacak, her akşam toplanan 5000 kişiye konuşmalar yapacak veya konuşma yapmak isteyenlere imkan verecek...
Ve 46 gündür kimse bir şey demeyecek?!?!?
Başbakan “o bitlilere mi kaldık! Peee..” demeyecek, İçişleri talimat vermeyecek, Emniyet Müdürü eline megafonu almayacak ve polis gelip çadırları hunharca söküp işgalcileri meydanda bulunan turistlerle beraber (remember: 1 Mayıs 2009) saçlarından yerlerde sürükleye sürükleye içeri almayacak?!?!?
Sabah kötek, öğle biber gazı, akşam yemeğinde de sorguda işkenceye alışık bir vatan evladı olarak.. Hayır aklım almıyor.
Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde Belediye Başkanı Kaminis “Bıkkın”ların genel kurulu ile görüşme halindeydi.
Bana oradan bildiren meslektaşım Manolis Kostidis’e defalarca soruyorum: Polis yok mu? Zorlama yok mu? Etrafları sarılmadı mı?
“Hayır” diyor. “Sadece rica ediyorlar”
“Bıkkınlar” genel kurulu ise yarın (bugün) toplanıp işgali bitirip bitirmeme durumunu değerlendirecekmiş. Zaten onlar da gitme taraftarıymış, platformu başka bir yerde devam ettireceklermiş.
Ama bi dakka! Sakın sanmayın ki mutat akşam protestoları sona erdi! Her akşam parlamento önünde yine “öfkeliler” toplanıp üç beş saat dere tepe dümdüz gitmeye devam ediyormuş. Ve yine her akşam, öfkeliler öfkelerini rahat rahat kussun diye, meydan polis tarafından trafiğe kapatılmaya devam ediyormuş. Polis meydanda ama pataklamak için değil yani.
Kaç gündür?
46.
Yani?
Kırk altı..
Ya.. Ya..
(imza: Yılmaz Özgevrek)
Atina’da bir Gazi Mahallesi
“Bu adamlar da hiç bir şey yapmadı yea.. Boyna yedi” denilip duruluyor ya.
Şunu anlıyorum ki gelen paraları bol bol altyapıya ve şehirlerini güzelleştirmeye harcamışlar.
Buyrun mesela nereye harcanmış.
Atina’nın eski havagazı fabrikası şehrin dışında, bir zamanlar tamirhanelerin olduğu ve geceleri pek kimsenin gitmeye cesaret edemediği bir mahalle olan Keramikos’da.
Geçtiğimiz yıllarda burası muazzam bir kentsel dönüşüm yaşamış. Hani bizimkilerin Tarlabaşı’nda yapmayı isteyip de 15 yıldır yapamadıkları nane.
Belediye havagazı fabrikasını restore edip sergilerin açılıp konferans ve konserlerin verildiği kocaman bir kültür sanat merkezi haline dönüştürmüş. Hatta 16 dilde yayın yapan Atina Radyosu bile oraya taşınmış. (Ödeneksizlik nedeniyle kapatılması isteniyor şu an)
Ancak tek başına oranın olması yetmiyor. Yine uzun zaman kimse gitmemiş. Sonra metroyu da oraya getirmişler. Metroyla beraber orası yepyeni bir cazibe merkezine dönmüş. Tamirhaneler birbirinden şık restoranlara barlara dönüşmüş. O kadar ki Mikonos’un (tesadüfen gitmişliğim olan) şık restoranlarından biri Mamacas bile şube açmış. Biz Gazihori’de (Gazköy) oturduk ve ağzına kadar doluydu.
Sadece restoran meselesi değil. Keramikos Atina’daki en ilginç binaların yapıldığı da yer. Yeni bir Atina mimari akımı doğmuş burada.
Gaz, Yunancalaşınca (karpuz-karpuzi misali) Gazi oluyor. Fabrika, kültür sanat merkezine dönüştükten sonra mahallenin adı da Gazi Mahallesi olmuş. Bu da iki kent arasındaki bir başka komik ortaklık olmuş.
Benzer bir proje olan Bilgi Üniversitesi Santral etrafı da bakalım ne zaman böyle olacak.. Eyüp’te bir Mikla veya Changa restoran mesela.. Peee...