S. K. Amerikan kabusundan uyandı
.
Üç hafta önce, 18 Temmuz 2011’de bu köşenin başlığı, “Amerikan rüyası mı, kabusu mu?”ydu.
Türkçesi ‘Çalış ve Gez’ olan, ‘Work and Travel’ sisteminin mağdurlarından birinin hikayesini aktarmıştım o yazıda. Bahsettiğim üniversite öğrencisi S. K. planlanandan bir ay önce, geçen hafta Türkiye’ye döndü. Amerikan rüyası kabusa dönüşen S. K. ile neler yaşadığını konuştuk dün telefonda. “Aman ağabey” diye başladı söze. “Aman kimse bu programla yurt dışına gitmesin. Ben yandım, başkası yanmasın.”
New York’taki kahraman Türk
19 yaşındaki S. K. ve O’nla aynı durumda olanların aldığı Amerikan vizesinin türü J1. Bu nedenle ABD’ye giden ve benzer sıkıntıları yaşayanlar, ‘J1 mağdurları’ olarak anılıyor.
S. K., J1 mağdurlarının en şanslılarından. Çünkü Manhattan‘da, aldığı bir ağrı kesicinin alerji yapması sebebiyle hastaneye kaldırılınca, New York Belediye Başkanı’nın Türk Danışmanı Erhan Yıldırım S.K.’dan haberdar oldu.
“Erhan ağabey benimle çok yakından ilgilendi. Hastaneye hep geldi. Bana kitaplar getirdi. Hastaneden çıkınca da beni Başkonsolosumuz Mehmet Samsar’ın yanına götürdü. Sağolsun Başkonsolosumuz da çok yakın ilgi gösterdi bana. Beni yemeğe götürdüler. Çok ilgilendiler. Allah onlardan razı olsun” diye anlatıyor S.K. kabustan uyanış dönemini.
Son olarak S.K.’nın elinden tutan Erhan Yıldırım aslında New York bölgesinde yaşayan Türk toplumunun çok yakından tanıdığı bir isim. New York’a yolu düşen hemen her Türk vatandaşının bir şekilde tanıştığı Yıldırım, bu dev metropoldeki Türklerin gözünde tam bir ‘kahraman‘.
Hastanede 16 gün
Dönelim S.K.’nın Amerikan kabusuna...
Durup durup, “Kimseye tavsiye etmiyorum” diyor Work and Travel sistemini. “Gidiyorsunuz oraya, kimsenin sizin geleceğinizden haberi yok. New York’ta benim durumumda en az 100-150 kişi gördüm. Arıyorsunuz, kimseye ulaşamıyorsunuz, telefonlara da cevap vermiyorlar. Bazıları ise gidiyor, işe giriyor ama kısa bir süre sonra işten çıkarıyorlar. Sonrası yine aynı” diyor Malatya İnönü Üniversitesi Makine Mühendisliği birinci sınıf öğrencisi.
Mide ağrısı sebebiyle aldığı ilaç alerji yapmış. Bayılmış, hastanede açmış gözünü.
Devam ediyor anlatmaya:
“İlaç alerjisi sebebiyle ölebilirmişim. Doktor gözümün içine baka baka söyledi. Ölümden dönmüşüm. Bu arada, bütün yaşadıklarımdan sonra, psikolojim de bozulmuştu. Sinir ilaçları da verdiler bana. Çok istedim ama çıkarmadılar beni hastaneden. Orada yasalar öyleymiş. Tam 16 gün yattım. Çok zordu. Penceresiz bir odada 16 gün kaldım. Dışarı çıktığımda yeniden doğmuş gibi hissettim kendimi.”
Ve yaşadıklarından sonra, konuyu yargıya taşımaya, suç duyurusunda bulunmaya hazırlanan J1 mağduru gencin son cümleleri:
“Keşke bu programla hiç ilgilenmeseymişim. Yurt dışına gidip hem çalışıp hem dil öğrenmeyi düşünen öğrencilere tavsiyem, bu sistemi değil, okulların öğrenci değişim programlarını tercih etmeleri.”
Not: 18 Temmuz’daki yazımda da belirtmiştim, tekrar hatırlatayım.
S.K .’yı ABD’ye yollayan acentenin yetkilisi konuyla ilgili iyi niyetli bir yaklaşıma sahip. Yetkili, aileyi seyahat öncesi uyardığını, çıkan sorunlara çözüm bulmak için de elinden geleni yaptığını ancak S. K. ve ailesinin belli noktalardaki ısrarını aşmasının mümkün olmadığını söylüyor.