Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli değil
.
Ekonomi dünyası Perşembe’yi bekliyor.
Aslında artık herkes. Yani hem piyasa hem de sokaktaki insan.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Perşembe (13 Eylül 2018) günü öğleden sonra saat 2’de toplanacak.
Dedim ya; herkesin gözü kulağı o toplantıdan çıkacak faiz artırımı kararında.
Faiz oranı artacak mı? Artarsa ne kadar artacak?
Alınacak karar piyasayı doğrudan etkileyecek. Döviz kurlarını da öyle.
Dolayısıyla, Perşembe öğleden sonra yapılacak açıklama hepimizi yakından ilgilendiriyor.
***
Konuyu iyi bilenlerle konuşup basit, sade şekilde özetlemek istedim.
Ekonomi terimlerine boğmadan, hepimizin kolayca anlayacağı netlikte…
***
Durum şu:
3 Eylül’de açıklanan enflasyon verisinin ardından, TCMB (Merkez Bankası) “Para politikası duruşumuzu değiştireceğiz” açıklamasını yaptı.
Piyasa, pek de alışık olmadığı tarzdaki bu açıklamayı, “Merkez faizleri yükseltecek” şeklinde okudu.
Piyasada beklentiler farklı. 200 baz puan faiz artışı öngören de var, bin baz puandan bahseden de. İşin uzmanları, beklentiler arası marjın ilk kez bu kadar açık olduğuna dikkat çekiyor.
***
Genel beklenti, ihtiyacın en az 400 500 baz puan olduğu yönünde çünkü halihazırdaki tahvil faizi 24.50. Mevduat faizi ise yüzde 22 seviyelerinde. Yıl sonu enflasyon beklentisi de 21 22’lere dayanmış durumda.
Tablo böyleyken, Merkez Bankası’nın politika faizi şu anda 17.75. Fakat TCBM, dövizdeki durum sebebiyle piyasayı 19.25 oranından fonluyor.
***
Şimdiye kadar yapılan faiz artırımları çok da fazla işe yaramadı çünkü Merkez Bankası hem büyüklük hem de zamanlama olarak geç kaldı.
Yüksek kurun yarattığı olumsuzluklar malum. Diğer taraftan, faiz artışının da reel ekonomide sıkıntı yaratacağı da mutlak bir gerçek.
Ekonomi yönetimi, geçici bir süre için yüksek faizin, yüksek kura tercih edilebileceği görüşünde. Tabii o geçici dönemde, yapısal sorunlara kesin çözümler üretilmesi ve uygulamaya koyulması koşuluyla.
***
Piyasadaki faiz artışı beklentisi bu seviyelere ulaşmışken, Merkez’in politika faizini değiştirmemesi gibi bir ihtimalin, Türk Lirası’nda ani ve ciddi boyutta bir değer kaybına yol açacağında herkes hemfikir.
Görünen o ki; Perşembe günkü toplantıdan faiz artış kararı çıkmaması da, 500 baz puanın üzerinde bir yükseltme kararı gelmesi de sürpriz olacak.
“Merkez pas geçerse yani faizi artırmazsa Dolar 8 TL seviyesini aşar. 500 baz puanın üstünde bir faiz artışındaysa 6 TL düzeyine geriler, hatta 6’nın bir miktar altına bile inebilir” diyenler çoğunlukta.
Evet sürpriz, hatta büyük bir sürpriz olur ama mesela 700 725 baz puan gibi şok seviyede bir faiz artışının döviz kurlarını çok daha aşağıya çekeceği de ortada.
***
Piyasadaki öngörülerden biri de; TCMB’nın önden yüklemeli büyük faiz artışı yerine, ‘ikiye bölme’ yoluna gidebileceği. Yani bu ay belli bir oran, Ekim’de de biraz daha…
“Böylece hem Orta Vadeli Plan’ı (OVP) hem de ABD Merkez Bankası’nın (FED) tavrını görmüş olur” diyenler de var.