ABD, Trump, Pentagon...
.
“Sayın Trump da net bir şekilde talimat verdi ve bundan sonra YPG’ye silah verilmeyeceğini, esasen bu saçmalığa daha önceden son verilmesi gerektiğini net bir şekilde söylemiştir.”
Bu sözler Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ya ait.
Bakan Çavuşoğlu bu açıklamayı, geçen Cuma günü (24 Kasım 2017) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın yaptığı telefon görüşmesine ilişkin yaptı.
***
İki devlet başkanı arasında yapılan telefon görüşmesinde, Türkiye bir kez daha yineledi bildik rahatsızlıklarını.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun görüşmenin içeriğine dair yaptığı açıklamada konuyla ilgili şunları söyledi:
“ YPG’nin böyle bir oluşumda yer almaması gerektiğini çok net bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanımız, Trump’a da iletmişlerdir. Bizim ABD ile ilişkilerimizi olumsuz anlamda en çok etkileyen konulardan biri ise, FETÖ ve diğer konuların yanında, ABD’nin YPG’ye vermiş olduğu silahlardır. En son bazı zırhlı araçların da verildiğini gördük. Sayın Cumhurbaşkanımız bu rahatsızlığını bir kez daha Sayın Trump’a iletmiştir. Sayın Trump da net bir şekilde talimat verdi ve bundan sonra YPG’ye silah verilmeyeceğini, esasen bu saçmalığa daha önceden son verilmesi gerektiğini net bir şekilde söylemiştir.”
***
Ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ...
Hükümet Sözcüsü Bozdağ da, Çavuşoğlu’nun yukarıdaki açıklamasını hatırlatarak, “ABD bugüne kadar böyle bir açıklama yapmadı. Aksine vereceklerini söylediler ama ilk defa ABD Başkanı’nın ağzından ‘silah vermeyeceğiz’ açıklaması yapıldı, bu son derece önemlidir” dedi ve Erdoğan Trump görüşmesini ‘tarihi’ olarak niteledi.
***
Beyaz Saray’dan görüşmeye ilişkin yapılan açıklama Ankara’dan gelen bu beyanlarla aynı netlikte değildi ama aksi yönde bir ifade de yoktu Washington’un cümlelerinde.
Ancak Pentagon’dan önceki gün yapılan açıklama akılları bir kez daha karıştırdı.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Suriye’de YPG de dahil ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile işbirliğine devam edileceğini açıkladı.
Pentagon’dan yapılan açıklamada, “Suriyeli Kürt güçlerden oluşan YPG’ye silah desteğinde yeni düzenlemeye gidilmesinin gözden geçirildiği” belirtildi ama silah yardımının durdurul acağına dair bir ifade yer almadı.
***
Pekiyi bu tablodan nasıl bir sonuç çıkarmak gerekiyor?
Mevzu şu...
Aslında her ülke için geçerli olan ama ABD’de çok daha net şekilde gözlenen bir gerçeği görmek lâzım.
Washington’da;
Bir siyasilerin çizdiği politikalar var, bir de bürokratların. Yani Pentagon CIA (Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı) ikilisinin.
Bu politikalar zaman zaman tam manasıyla örtüşmeyebiliyor. Hatta bazen çeliştiği bile olabiliyor. Böylesi durumlarda söylem ile eylem farklı tezahür edebiliyor.
Çoğunlukla devlet, siyasi stratejiye uyuyor ABD’de ama bu defa sanki Washington içi dengeler (daha doğrusu dengesizlikler) öne çıkıyor.
ABD bürokrasisinin (devletinin) mevcut durumdaki stratejisi (ve buna bağlı oluşturduğu politikalar) Suriye’de DAEŞ sonrası senaryolara göre şekilleniyor artık.
İşin uzmanlarından birinin şu sözlerini kayıtlara geçirmekte fayda var:
“Dürüst olmak gerekirse, ABD’de bir politikacı şu dengeyi gözetmek zorundadır. Türkiye’yi rahatsız etmek, hatta küstürmek Amerikan seçmeninin gözünde pek önemli olmayabilir. Ama cani bir terör örgütü olan DAEŞ’in elindeki küçücük bir köyü ele geçirememek kamuoyu önünde onu zora düşürebilir. Siyasetçi, hamlelerini bu fiili gerçeğe göre yapar.”
***
Sonuç olarak şu noktayı gözden kaçırmamak gerekiyor.
ABD’de güvenlik ve istihbarat bürokrasisi, Türkiye ve Orta Doğu politikalarını; yakın gelecekteki DAEŞ’siz ortama göre oluşturuyor.
ABD şimdi Suriye rejimini, İran’ı, Irak’ı, İsrail’i ve tabii Türkiye’yi dengeleyecek bir yol haritası oluşturma aşamasında.