AB yolundaki güncel sorunlar
.
Ankara, Avrupa Birliği (AB) mesaisine yeniden hız veriyor.
Başkentte dün önemli bir toplantı vardı. Reform Eylem Grubu, üç yıl aranın ardından ilk kez toplandı dün.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ev sahipliğinde, Adalet, İçişleri, Hazine ve Maliye Bakanlarıyla TBMM’den Dışişleri ve AB Uyum Komisyonu başkanları bir araya geldi.
Bu önemli toplantı öncesi, masadaki isimlerden, TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Kasım Gülpınar ile mevcut sorunları ve yeni dönemi konuştuk.
Darbe girişimi sürece de darbe vurdu
İşte Gülpınar’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
- Bu süreci ikiye ayırmak lâzım. İlişkiler, 15 Temmuz darbe girişiminden önce de iyi değildi ama darbeden sonra bizim bu süreç de tamamen darbe aldı. Artık bizim tam üyelik hedefinden uzaklaştığımızı nerdeyse her yerde telaffuz ediyorlar. İmtiyazlı ortaklık en iyi şey onların gözünde.
- Eskiden hiç olmazsa tam üyelik hedefi üzerinden konuşuyorduk fakat bu darbe girişiminden sonra onlara bir fırsat doğmuş gibi bunu aleyhimizde bu şekilde kullanmaya başladılar. Biz tabii geri adım atmıyoruz fakat onlar ısrarla bunu vurgulamaya devam ediyorlar. Görünen o ki, devam da edecekler.
ABD ile gerginlik AB ile ilişkilere nasıl yansır?
- ABD ile ilişkilerde yaşanan sürecin AB ile ilişkilerimize olumlu bir tesiri olacak gibi görünüyor. Sonuçta ABD karşısında AB ile asgari müşterekte birleşiyoruz. Trump’ın Amerikası onların da çok da rahat olduğu bir ortam yaratmıyor. Burada en azından bu konuda işbirliği yapılabilecek bir çıkış noktası olabilir çünkü belki bu olmasaydı belki yine eski durum aynı şekilde devam edecekti.
AB yeni sisteme önyargılı
- Avrupalı muhataplarımız Türkiye’nin geçtiği yeni sitemi eleştiriyor. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçmemizden sonra ilişkiler daha da gerilemeye başladı. Bize, “Bu sistemle tam üyeliği düşünmeyin” tarzında ifadeleri oluyor. Öyle bir ön yargıları oluşmuş durumda. Sistemi iyi anlatmak lâzım. Bunu bizim karşımıza yeni bir argüman olarak koyuyorlar. Bu konunun üzerinde özellikle durmamız, yeni yönetim sistemimize dair endişeleri bertaraf etmek için çalışmamız lâzım.
- Darbe girişiminden sonra OHAL uygulamasını çok eleştiriyorlardı. Açığa alınanları, işten çıkarmaları vs sürekli gündeme getiriyorlardı. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu da yavaş da olsa çalıyor ve bunun olumlu sonuçlarını biz görüyoruz. Bu komisyonun kararları tabii ki bizim için çok olumlu. Onların argümanlarına karşı kendimizi savunmak, eleştirilerine cevap vermek açısından olumlu gelişmeler.
Dost eli karşılığını bulur
- Biz bu süreçten kopmadığımızı, Avrupa Birliği’nin stratejik hedefimiz olduğunu hep söylüyorduk tabii ama bu darbe girişiminden sonra iş çok farklı bir noktaya geldi. Onların söylemleri, tavır ve tutumları, bizim içeride kendi iç sorunlarımızla uğraşmamız vs mesafeyi çok açtı. Sanki bu iş bitti gibi bir hava doğdu. Ama şimdi geldiğimiz nokta tabii ki memnuniyet verici. Biz en baştan beri AB ile ilişkilerin kötü olmasının kimseye faydası olmadığını söylüyoruz. Onlar bazı gerçekleri görecek, biz bazı şeyleri anlatacağız, anlatmak zorundayız.
- İç kamuoyunda da, özellikle 15 Temmuz’dan sonraki tavırları sebebiyle, haklı olarak batıya karşı bir antipati oluştu. Ama Türkiye bunu çabuk bertaraf eder. Sonuçta bu bir dost eli uzatıldığı zaman Türkiye artık geçmiş defterleri açmadan yoluna devam edebilir. Yeter ki o el uzatılsın. İlk adım atıldığında biz üç adım, beş adım atarız bunda hiçbir sıkıntı olmaz.