PKK’nın yeni tuzağı sensörlü bombalar
“Terör örgütünün yola döşediği uzaktan kumandalı mayın...”
Ya da,
“PKK’nın yerleştirdiği, cep telefonu düzeneği bağlı el yapımı patlayıcı...”
Veya,
“Örgüt’ün yol kenarına gömdüğü kablo düzenekli bomba...”
Bu ifadelerin hepsi tanıdık.
Şimdi ise PKK’nın gözünün ne kadar döndüğünün somut göstergesi olan yeni bir bomba türü ile tanışmak durumundayız.
Örgüt son dönemde, Hakkari bölgesinde, ‘sensörlü el yapımı patlayıcılar’ (EYP) kullanmaya başladı.
Asker - sivil ayırt etmeyen, önünden geçen herhangi bir araç ya da canlının hareketiyle patlayan bombalar...
Hedef seçmeyen sensörlü bomba gerçeği, vicdanı olan herkesi isyan ettiren ‘sivil ölümleri‘nin yakın gelecekte daha da artacağı anlamına geliyor.
Kablo, telsiz ya da cep telefonu yerine sensör
PKK, çoğunlukla piknik ya da 12 kg’lık tüpleri amonyum nitrat, yani gübre ile doldurup, içine büyük çiviler ya da demir bilyeler koyarak parça tesirli hale getirdiği EYP’leri kullanıyor bölgede. Bu bombayı patlatmak için de bazen uzun bir kablo, bazen de telsiz ya da cep telefonu kullanıyor. Daha doğrusu, kullanıyordu.
Kablolu düzenekte, yerine göre patlayıcıdan birkaç yüz metre uzaklıkta gizlenen bir örgüt üyesinin, aracı ya da konvoyu görerek, butona basıp fünyeyi ateşlemesi gerekiyor.
Telsizi mandallayarak ya da cep telefonunu arayarak patlatılan bombalarda da yine bir kişinin görerekve doğru zamanda mandala ya da tuşa basması lazım.
Telsiz ve cep telefonu düzeneklerinin önünde bir de güvenlik kuvvetlerinin kullandığı jammer yani sinyal kesici engeli var tabii...
İşte bu nedenlerle, PKK son dönemde, kendi açısından çok daha kesin ve güvenli bir yol olan ‘sensörlü bomba’ları tercih etmeye başladı.
Bu yolla hem jammer engeli aşılmış oluyor hem de patlayıcının yerleştirildiği noktayı görebilecek mesafede kalmak gerekmiyor.
5 - 10 Liralık plastik malzeme
Genel adı PIR (Passive Infrared Sensor) yani harekete duyarlı algılayıcı olan bu sensörlerin hem kablolu modelleri var hem de kablosuz bağlantı yapılabilenleri. Ve tabii zaman ayarlı olanları da...
Hemen her elektrikçide bulunabilen, ucuz ve basit bir malzeme.
Hani şu, çoğunlukla umumi kullanım alanlarında aydınlatma sistemlerine bağlanan ve içeri biri girdiğinde ışıkların yanmasını sağlayan plastik gözler var ya... Onlar işte.
Bir hareket algıladığında, bağlı olduğu mekanizmayı (ister hemen, isterseniz ayarladığınız saniye kadar sonra) harekete geçiriyor.
O mekanizma bir avize ise ampulleri yakıyor, bir patlayıcıysa infilak ettiriyor.
PKK’nın yola döşediği patlayıcıya bağlı olan sensör, yoldan geçen aracın hareketini algılıyor ve ayarlandığı süre dolduğunda ateşlemeyi yapıyor. Yani bomba patlıyor.
Örgüt, bu yeni tür EYP’leri genelde sivil trafiğin neredeyse hiç olmadığı, askeri konvoyların geçiş güzergahlarında kullanıyor. Ancak yoldan ilk geçen bir sivil araç olursa, o da hedef olabiliyor.
Afganistan ve Irak’ta kullanılıyor
‘Sensörlü bomba’, Afganistanve Irak’ta Amerikan askerlerine yönelik saldırılarda sıkça kullanılan bir yöntem.
Hatta Amerikan güçleri bu nedenle, her iki ülkede de askeri konvoylarında ‘öncü’ olarak, ‘gergedan boynuzu’ adı verilen bir uzatma aparatı monte edilmiş zırhlı araçları kullandı.
Yani konvoyun önünde ilerleyen zırhlı aracın ön kısmına, birkaç metre uzunluğunda bir parça yerleştirildi. Amaç sensörün araçtan önce bu uzatma parçasını algılaması ve bombanın, konvoy patlayıcının hizasına gelmeden önce patlamasını sağlamaktı.
‘Gergedan boynuzu’ ilk zamanlar işe yaradı. Birçok bomba, askeri personele zarar vermeden patlatıldı. Ancak bir süre sonra, sensörlerin zaman ayarlarında yapılan küçük bir değişiklik bu önlemi de etkisiz kıldı. Bombayı kullananlar, sensörleri daha uzun sürelere ayarlamaya başladılar. Böylece, ilk hareketi algılama ile patlama arasındaki süre uzadı ve Amerikan askerleri yine kayıp verdi.
Frekans dalgası çözüm olabilir mi?
Pekiyi ‘sensörlü bombalar’a hedef olmaktan kurtulmanın bir yolu yok mu?
Yüzde 100 olmasa da var aslında...
Çarenin adı, ‘yüksek frekans dalgası’.
Irak ve Afganistan’da yola çıkan birçok konvoyun ilk aracı artık jammer değil. Öncü artık sinyal kesmiyor, ‘yüksek frekans dalgası’ yayıyor.
Yayılan bu frekans dalgası sensör tarafından hareket şeklinde algılanıyor ve bomba patlıyor. Erkenden, konvoy o noktaya henüz ulaşmadan... Böylece patlama gerçekleşiyor ancak hedefe zarar vermesinin önüne geçilmiş oluyor.
Her ne kadar frekansın gücü ve yayılma açısı gibi faktörler nedeniyle kesin çözüm olamıyorsa da, Afganistan ve Irak’taki Amerikan güçleri ile bu ülkelerin yerel silahlı kuvvetleri şimdi, sensörlü bomba tehdidine karşı işte bu araçları yani ‘frekans dalgası yöntemi’ni kullanıyor.