Şampiy10
Magazin
Gündem

Türkiye’nin Rojava sınavı

.

ABONE OL
Vatan Haber

Savaş istiyoruz!

En önce vuruldu bunu yazan.

Bertolt Brecht (çev: A. Kadir-A. Bezirci)

‘Duvara Tebeşirle Yazılan’ şiirinde böyle der Brecht. Bu satırların ışığında, Rojava olarak adlandırılan Suriye’nin kuzeyindeki bölgelerde sivil Kürt halkına yönelik baskılar gittikçe hız kazanır, akıl almaz insanlık suçları işlenirken kafamızda beliren en temel sorulardan biri de şu:

Türkiye Rojava’da nasıl bir sınav veriyor?

Doğrusu, sürecin en başından beri Türkiye’nin bu konuda pek iyi bir sınav verdiği söylenemez. Her ne kadar son dönemde bölgenin önde gelen Kürt partilerinden PYD’nin lideri Salih Müslim ile görüşülse de, daha önceki süreçte verilen mesaj hiç de parlak değildi. Geçen yıl sonbaharda başlayan ve geçtiğimiz temmuz ayında giderek hız kazanan saldırılarda Ankara’nın kimlere, nasıl destek verdiğine baktığımızda Türkiye’de umulan, beklenilen ve özlenen ‘Kürt açılımı’ için kafaları bir kez daha karıştıran bir tabloyla karşı karşıya kalmıştık. Hâlihazırda bu durum pek de farklı bir yol izlemiyor. Birçok uzmanın belirttiğini yinelemekte fayda var: Kürtlerin varlığını sürdürdüğü bir diyar olan Rojava’da El Kaide’ye bağlı grupların kuracakları ‘İslam devleti’ fikrine mesafesiz bakmak ya da mesafenin rengini saydam tutmak Türkiye’nin hiçbir biçimde uzun vadede kendini ‘iyi hissedebileceği’ bir durum değildir.

Tehdit mi bölge gerçeği mi?

Her ne kadar Türkiye, El Nusra Cephesi ve El Kaide ile bağlantılı diğer grupları desteklediğini resmi olarak kabul etmese de sınırlarımızda aylardır yaşananlar içimizi acıtmaya devam ediyor. Türkiye üzerinden Suriye’ye militanların girdikleri konusunda çeşitli kaynaklardan bilgiler akıyor.

Türkiye hükümeti açılımı takip ederek kendi içinde yok edemediği kimi Kürt karşıtı düşüncelerle yüzleşemez ve buna bağlı olarak Kürtlerin Rojava’da elde edebilecekleri konumu bir tehdit olarak görmekten vazgeçebilirse hem bölgede hem de Türkiye’de farklı bir eşiğe varabilmemiz mümkün olabilir. Ama bunu gerçekten istemek gerekiyor. Hem şimdi, hem de yakın gelecekte bölgenin olmazsa olmaz gerçeği budur.

Ne yazık ki tüm bu yaşanılanlar, yine her zaman olduğu gibi bu arbedede en fazla kadın, çocuk, genç ve yaşlıların zarar gördüğü bir yıkımı karşımıza çıkarıyor. Bölgedeki Kürt oluşumunun dünyaya gösterdiği önemli ‘direnç’in eşiğinde (bile) yine en çok kadınlar, çocuklar, yaşlılar...

Ya savaşı isteyen, körükleyen, onu her türlü çıkarı için isteyen koca koca adamlar? Onlar ‘şimdilik’ hiçbir şey olmamış gibi suçu sağa sola atarak yaşamlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Tek perdelik
  2. Cumhuriyet Bayramı
  3. Yaşlanmak ve yaşlılık
  4. Milyonlarca Yıldız
  5. Çöküşler
  6. Biri serbest mi dediniz?
  7. Tecavüzcü
  8. Cinsel şiddet
  9. Af
  10. Başka başka konular

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.