Kuşlar
.
“Kuşlar parıldıyor havada“ diye başlardı Sait Maden’in “Kayıkta“ adlı şiiri. Onu bu hafta içerisinde sonsuza uğurladık. O ise bize bir şöleni anlatmaya devam ediyordu:
“Ve yatışan denizden, akşam alacasında mavi / Yükseliyor göğe hep birden ışıklar, tekneler, balıklar...“
Engin gönlüne yetmemiş olsa ki bunların arkasından gelen bir yelkovan kuşundan bahsediyordu Maden; denizi makasla böler gibi giden bir yelkovan kuşundan. Ve durgun bir suya parıltılı bir yüzü, uçan bir gülümseyişi çizen bütün kuşlardan. Karabataklardan, martılardan.
En masumlar
Kuşlar... Onlar Gezi Parkı’nın en masumlarıydı.
Onları çöp kutularının içinde cansız bedenleriyle gördüğümüz sıralarda yitirdik Sait Maden’i. İnanıyorum ki o, giderken bile bize bambaşka bir umudu miras bırakmayı bildi. Işıklı, tekneli, balıklı ve elbette kuşlu akşamüstlerini; o zamana değen mutluluğu, o mutluluğun yalınlığını ve kendiliğindenliğini. Şimdiyi. Şimdiki zaman içerisinde mutlu olmak için yaşamı ve insanları sevmenin yeterli olduğunu, olabileceğini!
“Ve dudağın ucunda / Belli belirsiz / çukurlaştığı yerde, titreştiği yerde gülüşün / suya sokuyorum elimi. / Bir mavi gül avucumda. Sıcacık. Diri.“
diyordu Sait Maden. Denizden yapılmış bir gülü görebiliyorduk o zaman. Bir tekneden sonsuza uzanabilmenin kendi hâlindeki anlarının birindeydik üstelik. Gülüşün adı bütün netameli anlara galip gelebilirdi. Hiç kuşku yok ki dünya böyle çok daha keşfedilesiydi. Çok daha sürpriz ve keyifli.
Öyle bir diyordu ki Sait Maden, “Kafesin biri bir kuş aramaya çıktı“ diyen Kafka’nın işaret ettiği bir sistem için gereken hatırlatmayı da yapıyordu sanki. Cadı avına çıkan bir sistemi, elimizden özgürlüklerimizi çalmaya meyleden ne varsa onun dışındaki her şeyi, yaşam aracılığıyla, sakin, serinkanlı, dingin bir biçimde gözler önüne seriyordu...
Evet, sakin, serinkanlı, dingin ve mutlu.
‘Karaburun’
Sevgili Haslet Soyöz’ün, geçtiğimiz günlerde Rahmi Koç Müzesi’nde sergilenen ‘Karaburun’a duyduğu sevdasını yansıtan o güzel resimlerinden biriyle veda etmek istedim Sait Maden’e.
Sanatın ışıltısı ve ölümsüzlüğüyle.