Geleceğin araçları çevreci ve bağlantılı olacak
Kullanıcı beklentilerinin değiştiğini, tüketim güçlerinin farkında olan Z kuşağının da gezegene karşı sorumluluk sahibi olduğunu söyleyen Ford Otosan Genel Müdürü Güven Özyurt şunları kaydetti:
“Araştırmalar, dünyada 2030’da araçların yüzde 30’unun elektrikli ve bağlantılı olacağını söylüyor. Bir sonraki araçlarında benzin-dizel hariç daha çevreci yakıtlara yöneleceklerin ve elektrikli/hibrit modelleri seçeceklerin oranı da yüzde 47 olacak. En son Dünya Ekonomik Forumu’na katılan kuruluşlar da araç filolarını elektrikliye çevirme planları olduğunu açıklamışlardı. Türkiye de bu anlamda alternatif araç yatırımlarını seçebilir. Muazzam bir potansiyel var ve daha çevre dostu teknolojilerle geleceği yaratabiliriz”.
Yeşil mutabakat hızlandı
Son birkaç yıldır otomotiv sektörünün tanımı ve beklentilerinin değiştiğini vurgulayan
Özyurt şöyle devam etti:
“Sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm, değişen müşteri beklentileri, elektrikli ve bağlantılı araçlar ve mobilite, sektörde öne çıkan başlıklar. Ürettiği araçların çoğunu AB’ye ihraç eden Türkiye için de Avrupa Yeşil Mutabakatı sayesinde bu dönüşüm kaçınılmaz. Birleşik Krallık 2050’de, Çin 2060’ta karbon nötr olma sözü verdi ve böylece şehirde trafik kirliliğini azaltacaklar”
Araçların artık mobiliteye uygun üretildiğini aktaran Özyurt “Yeşil ve dijital dönüşüm, birbirini destekleyecek şekilde ilerliyor. Üretim sistemlerindeki dijital dönüşüm, üretim süreçlerinin daha en başından itibaren planlanmasını sağlıyor. Elektrikli araçlar, bağlantılı ve otonom sürüş teknolojileri ile bu dönüşüm sayesinde, insan kaynaklı hatalar en aza indiriliyor, verimlilik ve tasarruf sağlanıyor” dedi.
Türk otomotiv sanayi dönüşüm sürecine hazır
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik sıfır karbon hedeflerine ulaşmak için yapılan girişimlerin yeşil bir devrim başlattığını söyledi. Çelik,” Bu girişimler, otonom sürüş, paylaşımlı araç gibi teknolojilere doğru evrilmekte olan otomotiv endüstrimizin dönüşümünü hızlandırıyor. Ulaşım araçlarına yönelik algılarımız yakın gelecekte kökten değişime uğrayacak. Türk otomotiv sektörü, otonom araçlara geçişle yaşanan dönüşüm sürecinde yenilikçi teknolojileri ile sektördeki değişime aktif olarak katkıda bulunabilecek bir yapıya sahip. Yenilikçi gücümüzle, dinamik iç pazarımız ve eğitimli çalışanlarımızla endüstrinin geleceğinde yer almaya hazırız” dedi.