İttifak modelinde seçmeni bekleyen püf noktası
.
16 Nisan referandumuyla birlikte hükümet etme sisteminin değişmesi bu değişikliğin etkilediği kanunlarda da uyumlaştırma gerektiriyordu. “Uyum yasaları” adıyla yapılacak bu değişikliklerin ilki önceki gün TBMM Başkanlığı’na sunuldu. İlki diyoruz çünkü yerel/genel seçimler öncesinde eksiklikleri gidermeye yönelik bir veya 2 kanun teklifi daha verilebileceği belirtiliyor. Özellikle il seçim çevrelerindeki muhtemel düzenlemeler ve ittifakta yeni arayışlar bunu zorunlu kılabilir.
Daha önce AKP-MHP görüşmelerinde öne çıkan, tartışılan önerileri yazmıştık. Yeni sistemin toplumda meydana getireceği algı, olumlanan bir yelpazenin olabildiğince genişliği üzerine inşa edilecek. Bu sebeple en azından şu aşamada BBP’nin ittifak dışında hareket etmesi arzu edilmiyor. Diğer partilerin ittifak konusundaki kararları henüz belli değil. Örneğin CHP ve HDP’nin bir arada yer alacağı bir ittifak pusulasının sağ/muhafazakar seçmen nezdinde etkileri olacaktır. Fakat bu kez denklemin içerisinde Saadet Partisi ile yeni kurulan İyi Parti’nin de bulunacağını göz ardı etmemek gerekiyor.
Bunların hepsini önümüzdeki günlerde değerlendireceğiz. Gelelim 26 maddeden oluşan uyum paketine...
-Beklendiği gibi siyasal partilerin seçimlerde başka bir partiyi desteklemesini engelleyen hüküm kaldırılıyor. Seçim ittifakları yasal hale geliyor. Seçmenler sandığa gittiklerinde oy pusulasında daha önce partilerin protokolle belirledikleri unvana bakıp tercihini bulacak. İlk ortaya çıkan unvan ise “Cumhur İttifakı”...
-İttifakın toplam oyunun %10’u geçmesi halinde ittifaktaki tüm partiler %10’u geçmiş sayılacak. Burada bizim önerimiz Anayasa değişikliğinin ruhuna uygun olarak barajın %5’e çekilmesiydi. İki sebeple. Birincisi partilerin bir araya gelerek Cumhurbaşkanı adayı gösterebilecekleri oran %5’tir. İkincisi halen devam edecek olan %10 barajına rağmen ittifak yoluyla barajın aşılabilirliği söz konusu %10 kısıtıyla çelişebilir. Yani bu uyum yasası “barajsız bir parlamento için ittifak” diyor. Barajın %5’e çekilmesi ittifak yapmak istemeyen partilerin temsilde adalet ölçüsünde hareket alanı bulmasını sağlayabilirdi. Bu görüşümüzü hem yazdık, hem ekranlarda dile getirdik.
-Bir diğer önemli değişiklik ittifak içerisindeki partilerin milletvekili dağılımlarının belirlenmesi yöntemi... İttifak yapan siyasal partilerin oyu her partinin kendi oyu ile ortak oylardan gelen payın toplanmasıyla bulunacak. Ortak oy dağılımı ise her parti için belirli bir katsayının ortak oylarla çarpılması sonucu belirlenecek. Buna göre ittifakın büyük partisi ortak oyların %50’den fazlasını alabilme imkanını elde edecek. Bu sebeple son seçimde oy düzeyi daha düşük olan partiler ittifak içerisinde yer aldığında partilerin seçmenleri şu PÜF NOKTASINI hatırlayacak. Daha fazla milletvekili için kendi partisinin amblemine mühür vurmak zorunda. Bir yönüyle aidiyet duygusunun ve seçmen bilincinin yüksek olduğu partiler avantajını artırabilir.
Bu düzenlemede uzun süredir irdelediğimiz hususların dışında eleştirilere maruz kalan değişiklikler de var. Özellikle ikisi uzun süre gündemde kalacak gibi görülüyor. İlki 16 Nisan referandumunda da tartışmalara sebep olan YSK mührü olmayan seçim zarflarının ve oy pusulasının geçerli sayılmasını düzenleyen madde. Eğer YSK mührü olması şart değilse, bu mührün basıldığı zarf ve pusulaların hukuksallığı yeni bir tartışmayı beraberinde getirebilir. Diğer madde ise seçmen ittifak çatısı altındaki partilerin hepsine mühür basarsa yine de geçerli sayılacak. Acaba bunlar partilere nasıl dağıtılacak? Ortak oy olarak mı dağıtılması düşünülüyor?