“Azeri” değil Azerbaycan doğal gazı…
.
Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, kısa adıyla TANAP’ın Türkiye’deki bölümü dün Eskişehir’de açıldı. Açılışa Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Margvelaşvili katıldılar. Gerçekten çok önemli bir proje. Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz 2 Gaz Sahası ve yine güneyindeki diğer sahalarda üretilen doğal gazın öncelikle Türkiye’ye, ardından Avrupa’ya taşınması demek.
Türkiye’nin 1850 km’lik mesafesinde 20 ilini içerisine alan TANAP projesi, iki yan projeyle birleşerek Güney Doğal Gaz koridoru haline gelecek. Biri Gürcistan’dan geçen hattı oluşturan Güney Kafkasya Boru Hattı (SCP), diğeri Türkiye’den geçen doğal gazı Avrupa’ya taşıyacak olan Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP)…Tekrar vurgulamak gerekirse Hazar Denizi’nden çıkan gaz ilk olarak SCP ile Gürcistan toprağından geçecek, sonra TANAP ile Türkiye’yi kat edecek ve son olarak Edirne/İpsala’ya ulaştığında TAP ile Avrupa’ya varmış olacak.
TANAP doğal gaz hattının Türkiye’ye giriş noktası Ardahan’ın Posof ilçesi. TAP’ın başlangıç noktası ise Edirne/İpsala… Gazın Türkiye’deki ulusal dağıtım şebekesine bağlandığı iki noktadan biri dün açılışa ev sahipliği yapan Eskişehir.
Sıradan bir iş değil
Türkiye ve Azerbaycan’a büyük bir prestij sağlayacak olan projenin hukuki altyapısı 2012 yılında oluşturuldu ve nihai hali 2014’te TBMM’de onaylandı. Kasım 2015’te Kars’ta borular döşenmeye başlandı. Yunanistan sınırına kadar, yani TAP’a yapılan bağlantı noktasına kadar olan kısım Haziran 2019’da tamamlanacak.
Peki bize ne faydası olacak derseniz
3 temel neticesini yazalım:
Birincisi proje ile ilk etapta 16 milyar m3 doğal gaz taşınacak ve bunun 6 milyar m3’lük kısmı Eskişehir ve Trakya’dan Türkiye’ye dağılacak. Yani Türkiye’nin gaz ihtiyacının %12’si…Eğer ilave yatırımlar yapılırsa hattın kapasitesinin 31 milyar m3’e çıkarılması mümkün. Tabi bu durumda Türkiye’nin de payı artacak. Cebimize yansıması ise orta vadede mümkün. Zira Türkiye gaz konusunda Rusya’dan alması gereken asgari miktarı alarak geri kalanı TANAP’tan karşılayabilirse birim fiyat nispeten ucuzladığı için maliyetler ve dolayısıyla vatandaşın ödediği ücret düşebilir.
İkincisi ise bununla bağlantılı bir ulusal güvenlik konumlanmasıdır. Türkiye şuan kullandığı toplam gazın %55 gibi bir oranını Rusya’dan alıyor. Tüm enerji ihtiyacının ise sadece %26’sını öz kaynakları ile karşılayabiliyor. Bu bakımdan TANAP, enerji arz güvenliğinin sağlanmasında Türkiye’ye belirli ölçülerde katkı sağlayacak.
Üçüncüsü boru hattının Türkiye’de geçtiği 20 ilde sosyo-ekonomik bir fayda meydana geliyor. Örneğin hattın inşasına başlandığından bu yana 15 binden fazla kişiye istihdam olanağı sağlandı. Boruların %80’i Türkiye’de üretildi. Ayrıca kazılar sırasında 106 arkeolojik eserin kazandırılmış olması da azımsanamaz.
İşte böylesine önemli bir projenin “tek millet iki devlet” yaklaşımı ile geleceğe yürüyen Türkiye ve Azerbaycan’ın öncülüğü/sahipliğinde gerçekleşiyor olması bölgesel dengeler ve bilhassa Türk Dünyası’nın bütünleşmesi için son derece önemlidir. Ancak maalesef birkaç gündür konuyu haberleştiren bazı yayın organlarında “AZERİ GAZI” ifadesinin kullanılması üzücü. Bir çok kez belirttiğimiz gibi orası Azeri toprağı değil, Azerbaycan’dır; onlar Azeri değil AZERBAYCAN Türkleridir. Bu bilince sahip olmak boru hatlarından sadece gaz değil, sevgi ve kardeşliğin de geçmesi anlamına gelecektir.