Yeni bir festival stili
.
Yıllar içerisinde festivaller ve moda severlerin festival stilleri ne kadar değişti, dikkat ettiniz mi? Belki de sosyal medyanın hızla gelişmesi ve her anımızı daha da gösterişli yaşama hevesimizden ötürü rahat ve işlevsel görünümlerin yerini, iddialı ve belki de çoğunlukla festival ortamıyla alakası olmayan görünümler aldı.
Burning Man ve Coachella gibi dünyaca ünlü festivallerdeki ‘acayip’ haller popüler oldu; Türkiye’nin pek çok tanınmış ismi de bu gibi festivallerde boy göstermeyi bir statü göstergesi olarak algıladı. Çölün ortasında 40 derece sıcakta giyilen dizüstü çizmeler, yüzlerce metre öteden kendini gösteren sıra dışı makyajlar ve daha pek çok iddialı tercih, festival stili algımızı yerinden oynattı.
Türkiye’de de bu tür bir ortamı yakalayabileceğimiz yegane festival, Kapadokya’da düzenlenen ve altı güne yayılan programıyla müzik, gastronomi, çağdaş sanat ve açık havayı bir araya getiren Cappadox Festivali oldu. Üçüncü kez katıldığım festivaldeki bazı katılımcıların stilleri, şu çok konuştuğumuz festivallerin iddialı stillerini aratmıyordu.
Geçtiğimiz senelerden farklı olarak bu sene festivalin moda dünyasına biraz daha yaklaşmasını sağlayan bir sürprizle karşılaştım. İkonik denim markası Levi’s®, festivalin kendine özgü ruhuyla örtüşen etkinlikler hazırlamıştı. Bir yanda markanın İstanbul’dan ve Prag’dan festivale özel olarak getirdiği terziler katılımcıların denim ürünlerini kişiselleştirirken bir yanda da yaratıcı atölyeler gerçekleştiriliyordu.
Atölyelerden ilkinde denim pantolonlardan yaptığı heykel, portre ve tablolarla tanınan Deniz Sağdıç, festival katılımcılarının denim parçalarını birer sanat eserine çevirdi. Diğer bir atölyedeyse el yapımı baskı ve tasarım ürünleriyle dikkat çeken grafik sanatçısı Celia Geraedts’in Amsterdam’da kurduğu Blue Print, geleneksel el sanatlarını güncel bir şekilde yorumlayarak tişört, bandana ve şal gibi festival katılımcılarının olmazsa olmazlarına farklı bir indigo boyama dokunuşu yaptı.
Festival stili denince akla gelen o renkli, eğlenceli ve yaratıcı dokunuşların sadece Türkiye’nin belli başlı bölgelerindeki plajlarda ya da büyük parklarda gerçekleşen festivallerde değil, Kapadokya’nın özgün topraklarında gerçekleşen bir festivalde de yer alması, modanın farklı şekillerde yorumlanması adına çok güzel hareket değil mi?
Kanye’den yeni kampanya
Kanye West ne yaparsa yapsın bir şekilde konuşulmayı başarıyor. Yaptığı işler kimi zaman çok beğenildiği için, kimi zamansa ağır yorumlar eşliğinde eleştirildiği için gündemde yer edinen Kanye, son olarak Yeezy 500 Supermoon modeli spor ayakkabılar için bir reklam kampanyasını moda severlerle paylaştı.
Kanye’nin kampanya için seçtiği modeller kadar modellerin fotoğraflardaki pozları da bir hayli dikkat çekici. Birbirinden farklı tipteki modeller arasında her renk, ırk ve vücut tipinden insan yer alması Yeezy’nin herkes için bir spor ayakkabı olabileceği mesajını iletirken ayakkabılara sade birkaç parça kıyafetin eşlik etmesi de Kanye’nin diğer koleksiyonlarına bir selam çakıyor.
Kampanyanın en çok konuşulan görsellerinde yer alan çırılçıplak modellerin neyi amaçladığınıysa ben bile anlamış değilim. Sanırım bu hareketi, Kanye’nin dikkat çekme çabasının bir parçası olarak göreceğim.