Yeni bir adım
.
Geçtiğimiz günlerde Instagram’a gelen en yeni özelliklerden birisini deneyip beni takip edenlerle bir sohbet videosu paylaştım. Videoda dijital dünyanın etkili kullanıcıları arasına girmek için neler yapılabileceğinden, moda markalarının bu kullanıcılarla olan ilişkilerinden ve birkaç farklı konudan daha bahsettim. Gelen yorumlardan biri tam da üzerine uzun uzun düşünmelik bazı soruların kafamın içinde çınlamasına neden oldu diyebilirim.
Sıklıkla moda endüstrisinin çevreyle olan ilişkilerinden, doğaya saygılı uygulamalardan ve yeni teknolojilerden bahsetmeme rağmen işin ‘tanıtım’ tarafındaki savurganlık üzerine hiçbir şey yazmamıştım. Oysa bu renkli dünyada karşımıza çıkan tanıtım malzemeleri ya da havalı defilelerin davetiyeleri de en az kıyafetler kadar özenle üretilmeli, değil mi?
Malum, işim gereği, her gün çok sayıda farklı kutu, ürün ve davetiye gibi gönderi teslim alıyorum. Bu gönderiler zaman içerisinde diğerlerinden ayrılıp dikkat çekebilmek adına o kadar abartılı bir hal alıyor ki ortaya çıkan atıklar gözden kaçırılmayacak boyutlara ulaşıyor.
Defile davetiyeleriyse başka bir dünya. En önde gelen moda markalarının bile davetiyelerini hazırlarken adeta yoldan çıktığını söyleyebilirim. Hal böyle olunca geri dönüştürülebilen tasarımlar ya da doğa dostu aksesuarlar neye yarıyor ki?
Örneğin ben bundan sonraki adımda bütün davetiyelerin dijitalleşmesini bekliyorum. Prada ya da Fendi gibi moda devlerinin defilelerinde hali hazırda uygulanan dijital kontrol sisteminin bütün sektöre yayılmasını ve bu sayede yüzlerce davetlinin yaratacağı çöp yığınlarına bir son verileceğine inanıyorum. Her ne kadar bu davetiyeleri paylaşmayı çok sevsem ve yıllar boyunca saklasam da moda dünyasının bu çevre dostu adımı atması gerektiğini düşünüyorum.
Wintour imzalı ayakkabılar
Moda dünyasının en etkili isimlerinden olan Anna Wintour, bu defa bambaşka bir yönüyle karşımızda. Ünlü editör, başında bulunduğu Vogue dergisi ve önde gelen spor giyim markalarından Nike’ın iş birliğiyle hazırlanan özel koleksiyonun ilham kaynağı olmuş ve ortaya Anna Wintour imzalı Air Jordan spor ayakkabılar çıkmış.
Her iki modelin en önemli özelliğiyse tabanlarında ‘AWOK’ yazması. Bu kelime, Anna Wintour’un imzası sayılıyor; çünkü, ünlü editör beğendiği ve dergisinde yayınlanmaya uygun bulduğu işleri bu kelimeyi kullanarak imzalıyor. Deyim yerindeyse bu iki ayakkabı dünyanın en sıkı takip edilen moda editörünün garantisini taşıyor.
Önümüzdeki günlerde satışa çıkacak modeller, tam da yaklaşan moda haftaları öncesinde sokaklara düşecek ve eminim ki New York, Paris ve Londra gibi moda haftalarında sokak stili yıldızlarının fotoğraflarında baş köşeyi kapacak. Belki Anna Wintour’u bile bu ayakkabılarla defilelere katılırken görebiliriz, kim bilir?