Prestij meselesi
.
Her ne kadar alışılageldik değer yargılarına karşı olsam da bazı söylemlerin bilimsel testlere tabi tutulduğunu görmek ilgimi çekti. Belki siz de bugüne kadar anlam veremediğiniz bazı stil tercihlerine başka bir gözle bakarsınız diyerek paylaşmak istedim.
Özellikle Türkiye’de erkeklerin moda ve stil yolculuğuna baktığımızda belirli parçaların ‘statü’ göstergesi olarak bellendiğini hatta ‘erkeklik’ kavramının da bu parçalar üzerinden sunulduğunu fark edebiliyoruz. Çoğunlukla gereksiz bir özgüveni de beraberinde getiren bu durumu haliyle yerden yere vuruyoruz. Ne var ki olay aslında duygularda değil, hormonlarda bitiyormuş.
Yapılan bir araştırmaya göre, testosteron hormonu erkeklerin gösteriş, statü ve prestij gibi kavramları daha çok sahiplenmelerine ve dolayısıyla da stil tercihlerini bu yönde yapmalarına neden oluyormuş.
İki yüz kırk denekle gerçekleştirilen çalışmada deneklerin bazılarına bir doz testosteron hormonu verilmiş, diğerlerineyse hormon verilir gibi yapılarak plasebo yani etkisiz ilaç kullandırılmış. Bütün deneklere üç farklı saat modeli gösterilerek bir tercih yapmaları istenmiş.
Birinci saat modeli gösterilirken ürünün teknik özellikleri, markanın tarihçesi gibi farklı alanlara vurgu yapılmış. İkinci saat modeli gösterilirken ürünün sağlamlığı ve dinamizmi gibi farklı yanları üzerinde durulmuş. Üçüncü saat modeli gösterilirken de markanın kullanıcısı için prestij kaynağı olduğu, dünyaca ünlü modeller ürettiği, stil sahibi bir yaşamın ayrılmaz parçası olduğu söylenmiş.
Testosteron hormonu verilen denekler, üç saat arasından seçim yaparken büyük bir çoğunlukla ‘statü’ göstergesi olan üçüncü modelde karar kılmış. Bu erkeklerin kaliteyi temsil eden birinci saat ve gücü temsil eden ikinci saati seçme oranlarıysa düşük kalmış.
Plasebo yani etkisiz ilaç kullandırılan erkeklerdeyse durum tam tersiymiş. Bu erkekler öncelikle güç, sonrasında kalite, en son olarak da statüyü tercih etmiş.
Tek bir araştırmadan büyük anlamlar çıkartmak olmaz; ancak, erkeklerin dünyasında var olan ‘gösteriş’ merakını artık hormonlarla açıklayabilecek gibiyiz.
Kafa karıştıran tasarımcı iş birlikleri
Riccardo Tisci transferinden sonra beklenen büyük çıkışı henüz gösteremeyen Burberry, yoluna farklı isimlerle gerçekleştirdiği özel çalışmalarla devam ediyor. Gosha Rubchinskiy tarafından hazırlanan yeni kapsül koleksiyonu dün itibariyle belirli ülkelerde satışa sunan marka, ekosistemine bir tasarımcı birlikteliği daha ekleyerek moda severlerin başını döndürmekte kararlı gibi görünüyor.
Burberry’nin çiçeği burnunda baş tasarımcısı Riccardo Tisci’nin Instagram üzerinden yaptığı paylaşıma göre ünlü İngiliz marka, moda dünyasının duayen isimlerinden Vivienne Westwood ile bir araya geliyor.
Westwood, özellikle punk akımı modayla buluşturan tasarımlarıyla biliniyor. Ünlü tasarımcının, İngiliz moda çevrelerinin dünyaya açılmasında da katkısı bir hayli büyük. İlerleyen yaşına ve türlü rahatsızlığa rağmen üretmekten vazgeçmeyen Westwood, Burberry için neler hazırlayacak henüz bilinmiyor. Alınan ilk ipuçları, sınırlı sayıda üretilecek özel parçanın Vivienne Westwood arşivinden ilham alınarak tasarlanacağını gösteriyor.
Moda tarihine adını altın harflerle yazdıran iki markanın buluşması uzun yıllar saklanacak parçaların habercisi olsa da moda severler Tisci’nin Burberry’sini, bu tür işbirliklerinden daha çok merak ediyor.